Hz. Musa Allah’ın selamı üzerine olsun, Firavun ve aveneleriyle uzun yıllar tevhit mücadelesi vermiştir. Harika hikâyesini öğrenmek isteyenler tefsirlere bakabilirler. Bizim asıl değineceğimiz asası ile ilgili mucizesidir.

   Bilindiği üzere Hz. Musa devasa bir kalabalık önünde, Firavun ’un karşısında, iktidarın sihirbazları ile bir gösteri müsabakasına katılacaktı. Önce sihirbazlar ellerindeki sopa ve ipleri yere attılar. Bu eşyalar sihirbazlık sanatıyla birer yılan olarak görünüverdi. Ardından Hz. Musa da elindeki asasını yere attı. Asa Allah’ın yardımıyla büyük bir yılana dönüşüverdi ve onların sihir ürünü olan yılanlarını yutuverdi. Bu mucize karşısında sihirbazlar ve halkın bir kısmı iman etti. Bu olay üzerine Firavun ve iktidarı büyük bir sarsıntı geçirmiştir. Aynı zamanda bu mucize, Firavun ‘un iktidarını yerle bir edecek olan başlangıçtı.

   Filistin aslanı büyük lider ve büyük komutan Yahya Sinvar, 16 Ekim 2024 tarihinde, Refah kentinde iki mücahit arkadaşıyla İsrail katilleriyle girdiği çatışmada hayatını kaybederek ebediyet âlemine göçmüştür. Sinvar’ın şehadeti öylesine sıradan bir olay değildir. Kameralara da yansıyan görüntülerde kanının son damlasına kadar çatışmaya devam ettiği görülmektedir. İşin kahramanlık, destanvari ve ders niteliğindeki tarafı da, elindeki son imkânı olan sopasıyla düşmana, düşmanın dronesine karşılık vermesiydi.

   Evet, büyük komutan, aziz direnişçi ve muhterem şehit Yahya Sinvar, elindeki sopasını Musa’ca zamanın Firavun’u karşısında adeta sihirlenmiş askerlerine atmıştır. Görüntüleri yayınlayan düşman daha sonra büyük bir pişmanlık yaşayacak ancak iş işten geçmiş olacaktır. Çünkü düşman, Yahya Sinvar’ın tünellerde gizlenen bir korkak olduğunu her defasında dile getirmiştir. Ama Yahya Sinvar, elindeki değnek ile onların yalanlarını yüzlerine vurmuş, sihirlerini tüm dünya kamuoyu önünde bozmuştur. Yani düşmanın yalanları, Yahya’nın sopasıyla ellerinde patlamıştır.

   Tarih bir kez daha Musa ve Firavun mücadelesine tanıklık etmiştir. Hak ve batıl mücadelesinin aktörleri olanlar, tarih boyunca mücadelelerini vereceklerdir. Bu mücadele sonucunda hak tarafının galip geldiğini müşahede etmişiz ve de müşahede etmekteyiz. Yahya Sinvar’ın kahramanca mücadelesi ve şehadet destanı hem dosta ve hem de düşmana büyük ve unutulmayacak dersler vermiştir. Tüm dünya kimin kahraman ve kimin de korkak olduğunu böylece görmüş oldu.En önemlisi de lider ve komutanın nasıl olması gerektiğini herkes öğrenmiş oldu. Meydanların kahramanı olan liderler, sığınak faresi olan korkakları elbette ki yenecektir. Bu tarihte de böyle olmuştur ve gelecekte de böyle olmaya devam edecektir.

   Düşman elbette ki dersini almıştır. Biz Müslümanlar da böylesine kahramanlarımızdan ders ve ibretleri hakkıyla almalı, onları kendimize örnek ve üsvei hasene almalı, onların ceht ve gayretlerine imkânlarımızı da zorlayarak destek olmalıyız.

   Yahya Sinvar’ın şehadet destanından da anlaşılacağı üzere, büyük kahramanlıklar ve olaylar salt tarihe has değildir. Tarih, kahramanlarını bekliyor. Bu kahramanlar da elbette ki aslına ve özüne dönüş yapan, özellikle de insanlığın yüz karası olan Siyonist şebekeye karşı her platformda mücadele eden başta Filistin aslanları olmak üzere tüm hak taraftarı Müslümanlar olacaktır.

   Filistin direnişine, Yahya Sinvar’a ve tüm İslami mücadele şehitlerine selam olsun.