O’nun adıyla…
Bir yılı aşkın sürede bütün emperyalist bloğu Hamas ve direniş cephesine tarihte emsali olmayan çok acımasız bir saldırı yapmaktalar. Bu saldırı sadece belirli bir coğrafyaya has olmadığını, emperyalist cephe kazanırsa savaşın daha geniş Müslüman coğrafyalara yayılacağı tartışmasızdır. Bütün bu vahşi, acımasız ve kuralsız savaşa rağmen direniş cephesi sapasağlam ayakta durmakta, Allah’ın nusretiyle düşmana gereken cevabı en güzel haliyle verebilmektedir.
Coğrafya belirli olsa da aslı itibariyle İslam- küfür mücadelesi olan bu savaşın an itibariyle sonuçları olmuştur. Asıl sonuçlar bu savaş bittikten sonra daha belirgin hale gelecektir. Şimdi bu sonuçların bir kısmına göz atalım;
1-Savaşın başladığı Ekim 2023 tarihinden hemen sonrasında İsrail katilinin bazı yetkilileri, savaşın çok kısa sürede kara saldırılarıyla kendi lehlerine sonuçlanacağını belirtiyorlardı. Geçen süre bu iddialarının büyük bir yalandan ibaret olduğunu gösterdi. Savaş halen direniş cephesinin kahramanca saldırılarıyla devam etmektedir. Asıl büyük kayıp sivillerde yaşanmaktadır. Direnişin gücü, ABD ve avanelerini büyük bir şok ve korkuya uğratmıştır.
2- Direniş, küresel çapta bir bilinç, uyanış ve hidayete vesile olmuştur. Küresel küfrün ne denli acımasız, kuralsız ve gaddar olmasıyla birlikte, İslami değerlerin de ne kadar hikmetli, merhametli ve fıtrata uygun bir çerçevede olduğu her kesimin malumu olmuştur. İslam karşıtlığı tedricen ortadan kalkarken Siyonizm ve batı karşıtlığı da zirve yapmıştır. Batı ve Siyon karşıtlığı sadece halklar ile sınırlı kalmamış, akademik misyonu olan tüm batı dünyası dâhil üniversiteler gibi eğitim kurumlarında da kendini göstermiştir.
3-Batı ve Siyonist çevreleri besleyen küresel ekonomi büyük bir darbe almıştır. Büyük sanayi, gıda ve askeri şirketlerin çoğu Yahudilerin elinde olduğu gerçeğinden yola çıkarsak, büyük çaplı boykotlarla batı ekonomisi iyileşmeyecek denli büyük yaralar almıştır. Bu bilinç yani boykot bilinci dalga dalga yayılmalı, ta ki küfür cephesi ekonomik güç ve referansına dayanarak tüm saldırılarına son versin. Bize düşen de bu bilinci yaymaktır.
4- ABD ve Batı hegemonyası, direniş cephesinin karşıt sürpriz saldırılarıyla adeta sarsılmış durumda ve felç olması da çok yakın. Küresel küfür cephesi hiçbir zaman tüm alanlarda eski üstünlüğünü sağlayamayacaktır. Afganistan ile başlayan yenilgilerine Ortadoğu cephesi de eklenmiştir. İslami cephenin üstünlüğü daha tam sağlanamamış olsa dahi, küfür cephesi gerisin geri manevralarına devam etmektedir. Her yeri yıkıp yakabilir küfür cephesi ama mutlak bir zafer de elde edemeyeceklerdir. Lübnan, Yemen, Filistin, Irak ve İran cepheleri ABD ve Ortadoğu’daki kadim dostlarına unutamayacakları darbeler indirivermişlerdir.
5-Gazze direnişi aynı zamanda Müslümanları vahdete ve birbirlerine daha çok yakınlaştırmıştır.. Şii ve Sünni ayrımcılığı dar bir alana sıkışmış durumda. İslami kesimler artık eski yanlışlarına düşmemektedirler. İnşallah vahdet her dönemden daha çok gelişecektir. Zaten bizim ihtiyaç duyduğumuz en büyük silahımız vahdettir. Bu nedenle fert olarak ta üzerimize düşen her duyup işittiğimizi ve her gördüğümüzü sosyal medyada yaymayalım. Bizzat Yahudi olup Müslüman kılığına giren ve mezhepçilik yapan düşman sayısı az değildir. İsrail’de Siyonizm’in stratejik emellerine ve hedeflerini hizmet eden İslami bir fakülte olduğunu unutmayalım.
Son olarak duam Rabbimden şudur ki; İsrail’i ve tüm seyyar dostlarını ebediyen yok etsin…