Eleştiri; doğruya ulaştırmak, hakikati göstermek ve yanlışı bertaraf edip insanlara faydalı olanı sunmak için olumlu niyetle yapılır, yapılmalıdır. Eleştiri faydalı öğretimin bir parçasıdır da diyebiliriz.
Günümüzdeki sorunların büyük bir kısmı bilinçsiz, olumsuz eleştiri ve yalan bilgilerden kaynaklanmaktadır. Teknolojinin ilerlemesi, doğru bilgiye ulaştırmayı sağlamamıştır maalesef. Aksine her platformda çok büyük bilgi kirliliğiyle karşı karşıyayız. Hatta bire bir şahit olduklarınızın karşıtlarınız tarafından ne kadar da çarpıtıldığına her an şahit olabilmektesiniz. Maalesef günümüz dünyasında durum bundan ibarettir.
Bugün İslam dünyasının da karşı karşıya kaldığı en büyük sorunlardan biri, ihtilaf ve parçalanmışlıklarına sebebiyet veren yalan, yanlış, suizana dayalıeleştirilerden kaynaklandığını artık bilmeyenimiz yok gibi. Buna rağmen birlikteliğimizi sağlayamıyoruz. Mezhepler arası ihtilaflar, kültürler arası ihtilaflar, ırklar arası ihtilaflar ve hatta aileler arası ihtilaflar… Tüm bunların sebebi, merhamet, insaf ve hüsnüzana dayalı, gerçek bilgiye ulaşma niyetinin olmamasından kaynaklandığı malumunuzdur.
Bugün küfür dünyası, İslam beldelerini rahatlıkla işgal edebilmesinin formülünü aramızdaki ihtilaflardan bulabilmiştir. Bu nedenle ihtilaflarımız ve körü körüne eleştirilerimiz sadece işgalci batı dünyasına yaramaktadır. Aramızdaki ihtilafları ve olumsuz eleştirileri bir kenara koyamadığımız sürece beldelerimiz inanın teker teker işgal edilecektir.
Gazze’nin ve diğer İslam beldelerinin hali parçalanmışlığımızın, ihtilaflarımızın, birbirimizi olumsuz eleştirimizin sonucudur. Müslümanların birbirlerini anlamadan, oturup aynı masa etrafında konuşup kaynaşmadan, önyargılar ve yalan bilgilerin sonucunda birbirlerine silah çekmelerinin hiçbir doğru mantığı yoktur. Kıble ehli hiçbir Müslüman kardeşinin kanını dökemez. Müslümanın Müslümana kanı nasıl helal olabilir ki? Mahşer gününde parçalanmışlığımızın hesabını Rabbimize nasıl vereceğiz?
Birilerini eleştirirken vicdanımıza danışalım önce. Çünkü vicdan yalan söylemez. Eleştirilerimizin en çok kime yaradığına bakalım. Eğer eleştirilerimiz en çok İslam düşmanlarına yarıyorsa, o eleştirilerimizden vaz geçelim. Var ise ihtilafi meselelerimiz, onları ehline bırakalım. Öncelikli meseleler fıkhına uyalım ki, düşmanlarımız aramızdaki farklılıklarımızdan kendine pay çıkarmasın. Düşmana hiçbir şekilde yol vermemeliyiz. Evet, bugün çözülmesi gereken sayısız sorunumuz var. Ama şeytan ve dostları bizleri imha etmek için pusuda beklemişkenulu orta tüm problemlerimizi ve meselelerimizi konuşmanın düşmandan başka hiç kimseye zerrece bir faydası olmadığını bilelim.
Şunu da unutmayalım, İslam dünyasındaki ihtilafi konuların ekseriyeti, Yahudi ve batı menşelidir. Bugün düşman, ihtilaflarımıza sebebiyet verecek konuları sayısız hilelerle yine bize satmaktadır hem de bedavadan. Biz de insafsızca birbirimizi eleştiriyor, düşmanın tuzağına düşüp, birbirimize hunharca saldırıyoruz. Bu nedenle ihtilafları körükleyen, yalan bilgilerle kardeşini eleştiren ve insafsızca birbirlerine saldıran kesimler kesinlikle bilerek veya bilmeyerekdüşmanın uşaklığını yapmaktalar.
Müslüman uyanık olur, olmalıdır. Tüm cephelerden saldırı altında olduğumuz böylesine kritik bir dönemde tüm ihtilaflarımızı bir kenara bırakıp, saflarımızı sıklaştıralım. Aksine Gazze gibi beldelerimiz daha çok düşman işgaline uğrayacak ve azadeliğimiz imkânsız hale gelecektir…
İslam ittihadının gerçekleşeceği günleri görme dileklerimle, en emine emanetsiniz…