Son günlerde Filistin topraklarında gördüğümüz direniş bizleri onurlandırmış, sevindirmiş ve gelecek adına tam anlamıyla umutlandırmıştır. İsrail alçaklarının hiç ummadığı operasyonlar gerçekleştirilmiş ve çeteci Yahudiler felç geçirmişlerdir. Savaş tüm hızıyla devam etmektedir.
Şu an Gazze şeridi yoğun bombardıman altında. Sivil kayıplar her geçen an artmaktadır. Terör şebekesi Yahudiler alçakça katliam tehditlerine devam etmektedir. Amerika şeytanı da kendi mezarını kazmak adına bölgeye uçak gemileri ve mühimmat göndermeye devam etmektedir. Öncelikle şunu söyleyelim. Zaten yıllardır Gazze abluka altında. Her gün şehitler verilmekte. Ciddi manada gıda yetersiz. Her an bombardıman tehditleri bulunmaktaydı ve özellikle Ramazan ayında saldırılar olmaktaydı. Bu sefer saldırıların dozu artmış olsa bile gelecek adına tam bağımsız ve soysuz Yahudilerden azade bir Filistin artık hayal değildir;
1- İsrail çete örgütü hiç ummadığı bir zamanda, beklemediği geniş çaplı ve bir o kadar da kayıplar verdiği büyük bir operasyona maruz kaldı. 7 Ekim artık Filistin için bir milattır. Çete İsrail şok üstüne şoklar yaşadı. Binden fazla ölü, yüzlerce esir ve tonlarca silah ve mühimmat kaybını yaşadı. Şu an daha üzerindeki şoku atlatamayan terör rejimi, ilerideki günlerde neler kaybettiğini yeni anlayacaktır.
2- Çete terör örgütü İsrail, her ne kadar şu an saldırılarını yoğunlaştırmış olsa bile er geç tüm Müslüman esirleri kendi katillerini kurtarmak adına serbest bırakmak zorunda kalacaktır. Bunu uzun sürmeyecek bir zaman diliminde görebileceğimizi tahmin ediyorum.
3- Kanaatimce artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Kısa ve orta vadede terör çetesi eskisi gibi yayılmacılığına devam edemeyecek, tersine göç hızlanacak, Filistin toprakları işgalciler için güvenli bir yer olmaktan çıkacaktır.Çok uzun olmaya bir vadede ise tam bağımsız bir Filistin devletini görebileceğimizi umuyorum.
4- Terör şebekesi İsrail hainlerini destekleyen tüm kesimler kabul etseler de etmeseler de, İsrail’in çöküşü başlamıştır. Gazze tamamen haritadan silinse dahi, Filistin kendi bağrından direnişi devam edebilecek birikim, güç ve mekanizmaya sahiptir. Direniş, böylesine bir dinamizmin var olduğunu ispatlamıştır. Çok yakında Tel Aviv ve diğer şehirlerde terörist Yahudilerin cehennemi nasıl boylayacaklarını görebileceğiz inşallah.
5- Şu an direniş, dışarıdan devletler bazında olmasa bile, Müslüman halklar nezdinde muazzam bir destek görmektedir. Şartlar el verirse ve biraz da devletler yani sözde Müslüman devletler gayrete gelirlerse, çete örgüt İsrail bir gün ayakta kalamaz. Müslüman halklar sadece bir kırılma beklemektedirler. Sadece bir veya iki ülke askeri seçenek anlamında gayrete gelirse ne İsrail ve ne de destekçileri ayakta kalırlar.
6- Son olarak şunu söylemekte fayda var. Filistin’deki direniş grupları fazlasıyla görevlerini yapmaktalar. İlk kıblemizi ve kendi topraklarını koruma ve kurtarma adına binlerce şehit vermekteler. Açlıkla ve susuzlukla da savaşmaktalar. Biz halklar ve de Müslüman ülkeler kimin elinden ne gelirse mutlaka destek olmalıyız. Elin gâvuru kendi alçak terörist İsrail itine açıkça desteğini ilan etmişken Amerika ve AB devletleri her gün bu manada açıklamalar yaparlarken Müslüman ülkelerin kem küm diye cılız, ne idüğü belirsiz kelimeleri bir araya getirmeye çalışıp, barış marıştan söz etmeye çalışmaları tam bir garabet ve ucubeliktir. Çıkın açıktan taraf olduğunuzu belirtseniz her halde bir şeyler kaybetmezsiniz.
Rabbimizden dileğimiz İsrail terör şebekesinin haritadan silineceğini tez zamanda bize göstermesidir…