Kâinatı sırlarıyla dolduran, evrende iki trilyondan fazla galaksi yaratan, her bir galaksiye yaklaşık yüz milyar yıldız yerleştiren, milyonlarca yıl önce ömürlerini sona erdirdiği yıldızların ışığını daha yeni bize ulaştıran, kâinatta milimetrik bir fizik ve biyolojik düzen kuran, tüm gezegen ve yıldızları birbirleriyle uyum içerisinde hareket ettiren, on sekiz bin âlemin yaratıcısı, gücü sonsuz olan Allah’a sayısızca hamd, sena ve övgüler- şükürler olsun.
Bu evrende hiçbir şeyin boşuna yaratılmadığına ve hepsinin yani tüm yaratılanların birbirleriyle mükemmel bir uyum ve ahenk içerisinde, birbirlerinin tamamlayıcısı olduğuna tüm ilim ve bilimler kabul ettiği gibi, bizler de inanıyor ve de kabul ediyoruz. Tüm kâinattaki faaliyetlerin tek bir yerden yani evrenin sahibi olan Allah’tan geldiğini biliyor, iman ediyor ve bu harikulade düzenin sahibine secdelerde, tehlil, tespih ve tekbirlerde bulunuyoruz.
Bir yaprak O’nun izni olmadan yere düşmez. Bir yağmur şebnemi O’nun haberi olmadan yaprağa konmaz. Bir buhar gazı ondan bihaber yağmur bulutuna dönüşmez. O yüce kudretin emri olmaksızın Güneş suyu buharlaştıramaz. O’nun tedbiri olmadan mevsimler oluşamaz. Allah tüm eksik ve noksan sıfatlardan tenzih ediyoruz.
Zerreden yani maddenin en küçük yapı taşı olan atomdan, küreye, tüm gezegenlere, yerin yedi katmanından, göğün yedi tabakasına kadar her şeyi biz insanoğlunun emrine amade kılan, yeryüzünde ihtiyaç duyduğumuz tüm nimetlerini eksiksiz bizlere sunan, bizleri akıl ve iman nimetleriyle donatan, şereflendiren Allah’a sınırsız senalar olsun.
Ey nimetleri karşısında hicap duyduğumuz Rabbimiz, Sen bizleri en güzel şekilde yarattın. Sonra bizlere doğru yolu gösterdin. Bizleri yedirip içirerek sayısız ikramlarda bulundun. Hastalandığımızda bizlere şifalar verdin. Belli bir ömürden sonra biz biliyoruz ki sen bizlere verdiğin can emanetini tekrardan bizlerden alacaksın. Sonra bizleri yeniden diriltip huzurunda yargılayacaksın. O zor günde hesabımızı kolay kıl. Bizleri senin taraftarların olan peygamberler, Sıddıklar, şehitler ve Salih kullarınla beraber haşret. Bizleri amellerimizle hesaba ve mizana çekme. Bizleri ancak engin merhametin ve lütfunla, dareyni kuşatan rahmetinle haşret. Eğer sen bizlere merhamet etmez isen biz sonsuza kadar kaybedenlerden olacağız. Eğer Rahmetinle bizleri kuşatırsan ebedi müjdeler ve sevinçlerin içinde olacağız. Güvendiğimiz hiçbir amelimiz yok. Sadece seni, mübarek dinini, peygamberlerini ve Salih kullarını canımızdan daha çok seviyoruz. Sana isyan eden asi kâfirleri ve şeytanın taraftarlarını da hiç sevmedik ve sevmiyoruz. Sana ve taraftarlarına olan muhabbetimiz hürmetine, yolunda can vermiş âşıklar hürmetine, nurunun etrafında pervaneler misali aşkla dönen, davana ve dinine hizmet eden müminler hürmetine bizleri her iki dünyada da mahcup eyleme, bizleri razı olacağın ameller ile ziynetlendirip tertemiz huzuruna al.
Ben arzuhalimi sadece sana iletirim. Senden razı olup merdiyye makamında beni ve dostlarımı kabul eyle ey güzellikleri sonsuz olan güzel Allah’ım.