Diyarbakır’da gerçekleşen Sekizinci Alimler Birliği buluşmasından söz ediyorum. Gerçekten mükemmel bir buluşma oldu, daha öncekilere de katılmıştım; fakat bu defa katılımcıları biraz daha yakinen tanıma fırsatı buldum.

Katılımcıların çoğunluğunu Türkiye sınırlarının dışından gelenler oluşturuyordu. Irak, Suriye, Lübnan, Mısır, Filistin, Cezayir, Sudan benim sayabildiklerim.

Dünya İslam Alimleri Genel Sekreteri Ali Karadaği, Irak’tan Ali Bapir, Filistin’den Tekruri, Lübnan’dan Bilal Şaban ve birçok alimin yanı sıra çok meşhur olmadıkları halde yakından tanıdığınızda her birinin ciddi bir ilme sahip olduklarını, her birinin başta Arapça olmak üzere en azından üç dört dil bildiği ve ana dili gibi konuştuğuna şahit olduğumuz misafirler. Daha da önemlisi her birinin ümmetin derdiyle dertlendiği,  Müslümanların dertlerini yüklenerek Diyarbakır’a geldiklerini anlıyorsunuz.

Sekiz oturumda ümmetin ve insanlığın dertlerini ve çözüm yollarını önceden hazırladıkları sunumlarıyla ortaya koyan alimlerin yanı sıra geri kalan katılımcılar da oturumlar sonunda düşüncelerini açıkladılar. Görüldü ki bu kardeşlerimizin her biri geldikleri beldelerde bu ümmetin önderleridir.

Irkçılığın cinnet boyutuna ulaştığı, başta Türkiye olmak üzere dünya genelinde faşist düşüncelerden beslenen eylemlerle kasıp kavrulduğu bir günde Diyarbakır’da sergilenen bu muhteşem manzara kurtuluş yolunu gösteren bir ışık olmuştur.

Hem Türkiye’den hem dışardan epeyce Akademisyen vardı, sunumlar çoğunluk Arapça yapıldı, birkaç kişi Kürtçe yine Ali Bulaç gibi birkaç yazar da Türkçe sundular.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; bundan sonraki âlimler buluşması çok daha mükemmel olacak inşaallah.