Malumunuz olduğu üzere Türkiye’nin farklı bölge ve illerinde meydana gelen orman yangınları hala tam olarak kontrol altına alınamadı. Yangın başladığı günden beri geniş bir ormanlık alanı küle çevirdi. Tabi bu arada yangın söndürme çalışmaları da hızlı bir şekilde devam ediyor. Söndürme çalışmaları esnasında ciddi sıkıntılar yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bunun yanında daha üzücü haberler de geldi. Maalesef şu ana kadar 4 can kaybı var. Yüzlerce hayvanımız telef oldu. Tabi bu hayvanlar sadece yangınların çıktığı yerlerdeki vatandaşlara ait hayvanlardır. Bunun yanında ormanlarda yaşayan yabani hayvanlar da zarar gördü ya da telef oldu.

Ormanlar memleketin ciğerleri konumundadır. Nasıl ki bir insan oksijensiz yapamıyorsa bir memleket de ormansız ya da ağaçsız yapamaz. Ciğeri hastalıklı olan bir insan nasıl ki nefes almada ciddi sıkıntılar yaşıyorsa ormanları yanan veya ormanlık alanları az olan bir memleket de aynı şekilde ciddi sıkıntılar yaşayacaktır. Günümüzde ormanlık alana sahip olmak bir ayrıcalıktır. Ama bu ayrıcalığı korumak ve zarar görmesine engel olmak gerekir. Yangınların meydana geldiği iller bu açıdan ayrıcalıklı illerdir ama bu ayrıcalığı başta oranın yerli halkı muhafaza etmelidir. Aksi halde uygulanacak tedbirlerin bir anlamı veya bir faydası olmayacaktır.

Bu bağlamda devletin söz konusu yangın için ve muhtemel yangın faciaları için ciddi önlem almada kafa yormalıdır. Çünkü ormanların önemini söz konusu yangınlarla daha iyi anladık. Ama her hangi bir nimetin kıymetini anlamak için illaki o nimetin yok olması ya da azalmasına gerek yoktur ki nimet yok olduktan sonra nimetin kıymetini anlamanın bir faydası yok zaten

Alınacak tedbirler geçici tedbirler olmamalıdır. Aksine kalıcı isabetli çözüler uygulanmalıdır. Mesela ormanların farklı yerlerinde ciddi büyüklükte su depoları ve depodaki suyun yeteri alana ulaşacak ekipmana sahip olması düşünülebilir. Ya da yangınları söndürecek uçak sayısı için şimdiden bir çalışma başlatılmalıdır. Çünkü yangınlar bir defa oluyor ama zayiatı yıllar boyunca telafi edilemiyor. Her ne kadar yapılacak yeni uçaklar sadece yangınlar için kullanılacaksa da yangınların oluşturacağı zayiatı öleme açısından ciddi bir öneme sahiptir.

Söz konusu afetler yıllardır ara ara vuku buluyor. Bu afetler biz Müslümanlar için birer imtihandır ve bizler bu imtihanların Allah’tan geldiğine iman etmişiz. Her ne kadar yanan ormanlarımız ciğerimizi yaksa da bizler beşer olarak meydana gelen yangınlar için üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye bakmalıyız. Çünkü hadiselerden ibret almak ve hadiselere ibret olmamak için dikkatli olmalı ve yapılması gerekenler asla ihmal edilmemelidir.

Ateş de Yüce Allah’ın görevli bir memurudur. Allah dilerse bu ateşi ”kun fe yekun” emriyle söndürür. Nitekim, İbrahim (as)’ı yakmak için yakılan dev ateşi de söndüren Allah’tır. Bizler de Yüce Allah’ın İbrahim (as)’ı yakacak olan ateşe emretti gibi ormanlarımızı yakan ve küle çeviren ateşi de söndürmesi için Allah’a dua edelim.

Ey Allah’ım, ciğerlerimiz hükmünde olan ormanlarımızı yakan ateşe de emret ki ormanlarımıza karşı serin ve selamet olsun. Amin…