Önümüzdeki günlerde çok yoğun gündemler ile karşı karşıya olacağız. Bunlardan en önemlisi elbette ki Gazze olmalıdır. Bizim değişmez gündemimiz Gazze olmazsa oradaki kardeşlerimizi yalnız bırakmış olacağız.
Etkinlik yaptığımız alanlarda bazen üçüncü şahıslardan duyduklarımız bizi üzmektedir. Bu etkinlikler ile bir yere varılamayacağını dillendirenler elbette ki yanılmaktadırlar. Bizzat Hamas yetkilileri, etkinliklerimizi artarak meydanlarda sürekli olmamızı, elimizden gelen tüm meşru yollara başvurarak kardeşlerimizi savunmamız gerektiğini üzerine basa basa belirtmektedirler. Yaptığımız etkinliklerin kendilerine büyük moral ve motivasyon kazandırdığını da dillendirmektedirler. Mademki elimizden çok ciddi manada bir şey gelmiyor, bizler de elimizden geleni esirgemeyelim. Gerek mali anlamda, gerek meydanlarda ve gerekse de medya yolu ile Gazze’yi savaş sona erene kadar gündemimizden asla düşürmeyelim.Bu savaş, kardeşlerimizin zaferi ile bir gün sona ereceğinden şüphemiz olmaksızın aşk ve şevk ile desteklerimize devam edelim. Rabbimiz tez zamanda kardeşlerimize kalıcı bir zafer nasip eylesin…
İkinci gündemimiz de Ramazan ayıdır. Bildiğiniz üzere Ramazan ayı manevi bir iklime sahiptir. Bu mübarek ayı ibadetlerimiz, dualarımız, infak ve diğer yardımlarımız ile süsleyelim. Ramazan bittikten sonra karlı bir manevi alışverişimiz olmamışsa çok yazık olur bize. Hele hele bu aya özgü ibadetlerden mahrum kalmışsak büyük bir manevi kazancı kaçırmış olacağız. Bu ay geldiğinde seleflerimiz genel manada dünyadan el etek çekip ibadete yönelmişlerdir. Mümkünse bizler de yıllık izinlerimizi bu aya denk getirip kendimizi tamamen hizmet ve ibadete verebiliriz. Ramazan ikliminin kendine has büyük bir manevi atmosferi vardır. Bu atmosferi iyi yaşadığımızda Rabbimizin af ve mağfiretine nail olabileceğimizi unutmayalım. Rabbimiz, bizleri ramazan ikliminden en güzel şekilde istifade edenlerden eylesin…
Şimdi gelelim seçime. Aslında bu konu çok geniş olmakla birlikte kısaca değinmeye çalışalım. Bilindiği üzere yerel seçimler aslında hizmet yarışı seçimidir. İsteğimiz, başa gelen, kazanan adayların toplumumuza en iyi hizmeti yapmalarıdır. Maalesef tecrübeler, şimdiye kadar yerel yönetimlerde söz sahibi olanların ciddi manada bir hizmet yapmadıklarını göstermiştir. Hizmetin olmadığı yerde medeniyetten söz edemezsiniz. Çarpık kentleşme beraberinde çok ciddi sorunlar getirmektedir. Bunu yakın zamanda olan depremlerden gördük. Hele kayırma, torpil ve rüşvetin olduğu yerde hiçbir hizmet olamaz. Sadece kendi çevresini, partisini ve yandaşlarını görebilen bir zihniyetten de hizmeti bekleyemezsiniz. Maalesef kentlerimizde, yerel yönetimlerimizde şimdiye kadar egemen olan zihniyetler hep bahsettiğimiz hizmetten yoksun zihniyetler olmuştur. Peki, hizmet odaklı, adil yerel yöneticilerimiz hiç olmayacak mı? Elbette ki olacaktır. Halkımızın bağrından çıkan inançlı, adil ve muttaki kadrolar Hüda par bünyesinde bir araya gelmiştir. Bu kardeşlerimiz çok iddialı siyaset sahnesine atılmışlardır. Bence seçilmeye değer çok değerli insanlardır bu kadrolar. Seçmeye değer nadide kadrolar…
Son olarak BU SEFER HÜDA PAR diyoruz…