Malum olduğu üzere geçen yıl ilan edilen Dünya Kudüs Haftası, bu yıl 25 Mart-04 Mart tarihleri arasında ihya edilecek. Bunun için de İsra, Miraç ve Selahaddin-i Eyyubi’nin Kudüs fethi yıl dönümü olan Recep ayının son haftası seçildi.

Dünya Kudüs haftası için belirlenen tarih oldukça önemlidir. Çünkü bu tarihler İslam ümmeti için madden ve manen çok önemlidir. Nitekim bu tarihte Selahahaddin-i Eyyubi, mukaddes Kudüs’ü ve Mescid-i Aksay’ı Haçlıların elinden almış ve İslam ümmeti için bir dirilişe vesile olmuştur. Çünkü Kudüs, İslam ümmetinin dirilişi için olmazsa olmazdır. Çünkü tarihten günümüze kadar her ne zaman Kudüs özgür olduysa yani şer güçlerinin elinden alınmışsa ümmet daima aziz bahtiyar olmuştur. Ama her ne zaman Kudüs Müslümanların elinden çıktıysa ya da Müslümanlar ellerinden çıkardıysa o vakit ümmet şimdi de olduğu gibi perişan olmaya mahkûm olmuştur.

Evet, bütün Müslümanlar da biliyor ki ümmet ancak ve ancak Kudüs’ün azat olmasıyla huzura kavuşacaktır. Ama bunu bilmek yetmiyor, yetmedi ve yetmeyecek de… Çünkü konuşarak ve tepkisiz kalarak hiçbir iş amacına ulaşamaz. Kudüs de tarihten günümüze kadar hiçbir zaman konuşarak ve tepkisiz kalınarak işgalcilerin elinden alınmamıştır. Tam tersine Kudüs’ün özgürlüğü için yapılması gerekenler sahada yani amel ile ve ödenen bedellerle ispatlanmıştır.

İslam ümmeti ne zaman ki Kudüs için ödemesi gereken bedelleri hep beraber ödemeye karar verirse işte o zaman Kudüs fethedilecektir. Çünkü Kudüs İslam ümmetinin davasıdır. Bir ırkın ya da bir milletin davası değildir. Yani Kudüs sadece Filistinli Müslümanların savunduğu ve onun için bedel ödediği bir toprak parçası değildir. Kudüs Bütün Müslümanların kanayan yarasıdır. Bu yarayı iyileştirmek de bütün Müslümanların asli vazifesidir.

Bu bağlamda Türkiye ve Dünya genelinde düzenlenen Dünya Kudüs Haftası ekinlikleri değerli olup Müslümanların bu konuda duyarlılığını artırması açısından çok önemlidir. Bu etkinliklere her Müslüman’ın iştirak etmesi gerekir. Çünkü bu etkinlikler Müslümanların bu konudaki duyarlılığını görme açısından oldukça önemlidir. Bu konuda organize edilen etkinliklere katılamayan bir Müslüman daha büyük bedeller için ne yapabilir ki?

Bundan dolayı her fırsatta Kudüs aşkını daime işlemek gerekir. Kudüs aşkı İslam ümmetinin dirilişine vesile olmuş ve olacak olan bir aşktır. Bu aşkın bir daha gerçekleşmesi için Kudüs ve Mescid-i Aksay’ı daima gündemde tutmak gerekmektedir. Çünkü Kudüs’ün ümmet içerisinde gündem olması ve dolayısıyla ümmetin dirilişine vesile olması sadece bir hafta ile sınırlı kalmasıyla mümkün değildir.

Müslümanların ilk kıblesi olan mescid-i aksa bugün ise İslami direnişin kıblesi hükmündedir. İslam ümmetinin direniş kıblesine dönmesi şart olmuştur. Çünkü kıblesi Kudüs olmayan bir direniş İslam ümmetini bir araya getiremeyecektir.

Dirilişimiz Kudüs ile oldu ve inşallah yine Kudüs ile olacaktır…