Hamd, yakalayışı son derece şiddetli ve kahhar olan Allah'a; salat ve selam Allah'ın elçisi, insanlara rabbini tanıtmak üzere gönderilen Hz. Muhammed Mustafa'nın, alinin, ashabının ve kıyamete kadar bu yolun takipçilerinin üzerine olsun.


Aziz okurlar, kainatın yaratıcısı olan Rabbimizin isimlerinden biri de ''El-kahhar''dır. Bu isim mü'minlerin gönlünü, kafire ve zalime karşı huzura kavuşturan bir isimdir. Anlamı: Mutlak galip ve her an kahretmeye muktedir olan, her şeye galip gelen, gücünün üstünde güç bulunmayan ve bütün düşmanlarını istisnasız mağlup eden, demektir.


Ümmet olarak ciddi manada sorunlarla karşı karşıyayız. Sorunlarımız çok. Bununla beraber çözüm yollarımız da bir o kadar fazla. Ancak işin üzücü olan boyutu şu ki, bu kadar ölümlere, yıkımlara, Müslüman'ların memleketlerinden sürülmelerine rağmen çözümlerin üretilip uygulanmamasıdır. Bu durum, doktor tarafından hastaya tedavi için verilen ilaçların hasta tarafından kullanmaması durumuna benziyor. İslam ümmeti vücudun azaları gibidir. Azalar birbirinden kopmuş. Bu durumdan dolayı ümmetin gücü küçümsenmektedir. Ve küfür cenahı bu durumu fırsat bilip ümmetin birbirinden kopan azalarına tek tek saldırıp orada Müslüman'ları mağdur ediyor, akla ve hayale gelmeyen muamelelere tabi tutuyor.


Evet aziz okurlar, 'İnne betşe rebbike leşedid'' (buruc 12) ayetini başlık olarak seçtik. Bu ayet, ''Şüphesiz Rabbinin yakalaması pek çetindir '' anlamına geliyor. Allah-u Zülcelal Buruc suresinde ehli imana yapılan haksızlıklara, mağduriyetlere ve işkencelere değinmektedir. Kendilerine zulüm yapılanların tek suçu Rablerine iman etmekti. Aynen tarihte yaşanmış bu hadise gibi günümüzde de zulüm altında bulunan Müslüman'ların zülme uğramalarının tek sebebi Rablerine iman etmeleridir. O zamanın ehli imanı nasıl ki hak olan davalarından dönmediyse bu zamanın Müslüman'ları da hak olan davalarından vazgeçmemelidir. Çünkü hatırlanacağı üzere kaybedenler, davaları batıl olan ''ashab-ı uhdut'' olmuştu. O zamanın ehli imanının tek dayanakları, alemlerin Rabbi olan Allah'tır.


Günümüz Müslümanlarına da lazım olan tek şey Rablerine hakkıyla dayanmalarıdır. Çünkü o çok güçlüdür ve kendi taraftarlarını bir an olsun yalnız bırakmaz. Evet bizim ilacımız, yakalayışı pek şiddetli olan Allah'a dayanmaktır. Allah'ın yakalayışının pek şiddetli oluşu El-kahhar isminin tecellisidir. Bu isime, Allah'ın yardım ve desteğini almak için ihtiyaç duyulur. Aynı zamanda kullar arasında ilahlık iddiasında bulunan kimselerin, öyle olmadıklarını göstermek amacıyla tahakkuk eder. Ashab-ı uhdud diye bilinen kimselerin Rabb olmadıkları akıbetlerinden anlaşılmaktadır.


Ümmetin bu zamandaki en büyük ilacı kahhar olan Allah 'a hakkıyla dayanmaları ve yeryüzünde ilahlık iddiasında bulunan kimselere karşı Allah'ın kahhar ismiyle bunları yeryüzünden silmesi için dua etmesidir.


Ümmet düşmanlarının kendisini kuşatması karşısında kendini korumak zorundadır. Böyle bir durumda olan ümmet, bu ismin gerekleri doğrultusunda dahili ve harici düşmanlara karşı koyar ve üstünlük gücü kazanır. Ümmetin, çatıştığı düşmanlara karşı koymak için KAHHAR ismiyle ahlaklandığı nispette düşmana kahrı, yani üstünlüğü artacaktır.


Yeryüzünde Allah'ın rahmetini hak eden kullar varsa kahredilmeyi hak eden zalim kullar da vardır. Şüphesiz herkes hak ettiğini görecektir. Allah'a emanet olun.