Pandemi süreci ile beraber bazı hassasiyetler noktasında insanlarda gevşemeler oldu. Bunlardan biri de okuma alışkanlığıdır. Her ne kadar insanlar zamanlarının çoğunu evlerinde geçirseler de bu durumu fırsata dönüştüremediler. Haliyle az da olsa var olan okuma alışkanlığı yerini oturmaya ve hantallığa bırakmış oldu. Birkaç hafta önce de okuma ile ilgili bir yazı kaleme almıştım. Dolayısıyla okumanın önemine değinmeyeceğim. Okumanın bir alışkanlık halini almasına vesile olacak siyer yarışmasına değinmek istiyorum.

Malum olduğu üzere Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından her yıl siyer yarışması organize ediliyor. Bu sınavın sloganı ise ’’ O’nu oku, O’nu yaşa’’ şeklindedir. Doğrusu slogan yerinde ve isabetli bir slogandır.

Bu bağlamda siyer yarışmasına Türkiye genelinde yüz binler katılım gösteriyordu. Ama pandemi araya girdiği için siyer sınavı geçen sene yüz yüze yapılamadı ki olması gereken de yarışmanın onlaine yapılmasıydı. Ama Allah’ın izniyle bu yıl siyer sınavı yüz yüze yapılacak ve vakfın yöneticileri konu ile ilgili açıklama da yaptı. Söz konusu sınavı diğer sınavlarla bir tutmamak gerekir. Çünkü bu sınav, asıl sınav olan dünya imtihanından başarıyla çıkmak için olmazsa olmaz olan Hz. Muhammed’in (sav) mübarek hayatını konu alan bir sınavdır. Bu sınavı diğer sınavlardan ayıran diğer bir özellik de kaybedeni olmayan bir sınav olmasıdır. Kaybedeni olmayan bir sınav her kes için bir kazanç demektir. Ama bu kazanç hem dünya hem de ahret kazancı olarak düşünülmelidir. Çünkü O’nu okumak dahi ibadettir.

Evet, O’nu okumak ve O’nu yaşamak için bu sınavı iyi değerlendirmeliyiz. O’nun hayatını bilmek ve O’nun hayatını örnek almak dünya ve ahret saadetimiz için oldukça önemlidir. Çünkü Allah (cc) Ahzap süresi 21. ayette şöyle buyuruyor; ’’Ahret gününü uman mümin kullarım için resulümde güzel bir örnektir.’’ Bu yarışma ahret gününü uman biz Müslümanlar için güzel bir fırsattır. Bu fırsatı kaçırmamak gerekir. Nitekim bu sınav için uzun bir süre kitap okuyacağız ve bu uzun süre okumanın alışkanlık halini almasını sağlayacak inşallah…

Her birimiz bu sınava başvurmalı ve çevresindeki akrabalarını da bu sınava teşvik etmelidir. Çünkü teşvik ederken dahi sevap kazanacağız. Teşvik ettiklerimiz bu sınava kayıt yaptırıp kitabı okurlarsa bu bizim için daha hayırlı bir netice olacaktır inşallah…

Başvuru yaparken Allah rızası için başvurmalıyız. Yarışmadan bir ödül almak için değil. Çünkü sırf ödül almak için başvuru yapan ödülü kazansa da aslında asıl ödülü kaybetmiş demektir. Asıl ödülü kaybeden kişi için kazandığı diğer ödülün bir anlamı yoktur. Kaybedeni olmayan bir sınav denmesindeki gaye bu olsa gerek. Asıl mesele kitabı hangi niyetle okuduğumuzdur. Yani sınav kitabını Allah rızası için okuyan herkes hakikat itibariyle kazanmış demektir.

O’nun hayatı okunmaya en layık hayattır. O’nu okuyan hayırdan başka bir şey ile karşılaşmaz çünkü onun hayatı hayır ve berekettir.

O’nu okumak ve O’nu yaşamak bizim huzur formülümüzdür. Huzur için bundan başka bir formül bulunmadı bulunamayacak…