Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun kıymetli okurlar.

Bu hafta, sevgimiz ve ilgimiz ile adeta başlarını döndürdüğümüz evlatlarımızla alakamız hangi minvalde, bunu biraz açalım istiyorum.

Giyim kuşamlarından beslenmelerine, okul teçhizatından eğlence gereksinimlerine her türlü ihtiyaçlarına, imkânlarımız ölçüsünde yetişmeye çalışıyoruz. Hatta çoğu zaman imkânlarımızı zorluyoruz. Öyle ki; sırf bunun için borç altına girdiğimiz çok olmuştur. Ebeveyn olmanın bir gereği olarak yapıyoruz bunu, yapmaya da devam edeceğiz inşallah. (Tabi ki abartıya kaçmadan ve başlarına kakmadan!)

Diğer yandan sevgimizi de her fırsatta izhar etmeye; bedenlerine olduğu kadar gönüllerine de yatırım yapmaya çalışıyoruz. Ancak bunda ne kadar muvaffak oluyoruz, bu konuda çekincelerim yok değil!

İlgili ve sevgili ebeveynleriz kendimizce. Hakikatteki durum nedir, onu durup bir düşünmemiz icap ediyor zannımca...

İhtiyaçları olan ve istedikleri hemen her şeyi alıyoruz ancak alakamızı, şahsı manevilerine çok az yansıtıyoruz korkarım. Okuldan arta kalan vakitlerinde elinde tablet veya telefonla saatlerini geçiren her çocuk, bunun ilanıdır aslında.

Bu dijital çağda ve hemen her evde telefon, tablet ve bilgisayardan en az birisinin (çoğunlukla da her üçünün) muhakkak bulunduğu bu dönemde "çocuklar bu cihazları eline almasın" diyemeyiz elbette. Desek bile havada kalır. Ancak kontrollü kullanım, sandığımızdan çok daha önemli.

En başta yetişkinlerin, akıllı cihazları ve tabi ki interneti, kendilerini kaybetmeden kullanabilmeleri oldukça önem arz ediyor. Bu sayede çocuklar için doğru, eğitici, kontrollü bir teknoloji kullanımı söz konusu olabilir. Bağımlı yetişkinlerin gözetimindeki çocukların, bağımlı olmamaları beklenemez.

Bu hususa asıl değinme amacım ise hayli artan 'youtuber' hayranlığı (esasen çılgınlığı). Çocuklarımız en hafif tabir ile bu çakalların elinde adeta birer kuzu misali, savunmasız ve masum haldeler. Beyinleri oyun (bilhassa minecraft) adı altında türlü pisliklere maruz bırakılıyor. Gözleri, gönülleri, kulakları, duyguları kirletiliyor yavrularımızın. Buna izin vermemeliyiz. Ahlaksızca yayın yapan ve milyonlarca izlenen sözde ‘çocuk kanaları’ var. Aldatmayı, küfür etmeyi, cinsiyetini sorgulamayı, ailesinden utanmayı ve daha nice melaneti 'oyun' adı altında körpe zihinlere kodlayan kişileri izliyor çocuklar. Ebeveynler olarak çocuklarımızın ihtiyaçlarını borç harç temin ediyoruz da gönüllerine kendi ellerimizle zift akıtmamız, buna seyirci kalmamız akıl alır şey mi?

Kıymetli okurum! "Ne yapayım, alışmış bir kere. Hem ben izin vermesem de giriyor, izliyor, oyun indiriyor." deme! Yaşına uygun olmayan ve ahlakını/gelişimini olumsuz yönde etkileyen oyunlara/içeriklere zinhar izin verme! Onları nerden biliyor, nasıl buluyor? Öncelikle bunu tahlil et ve çözüm üret. Bu, alakadar ebeveynin en öncelikli vazifesidir.

Öte yandan karşısına telefon konulmadan, ağzını açıp da tek kaşık yemek yemeyen bebekler var! Bebeklerin neredeyse hepsi bu halde maalesef. Allah aşkına yapmayalım bunu! Bebek o bebek. Nerden bilecek tableti/telefonu biz tutuşturmasak ellerine?

Hasılı kıymetli okurlar, çocuklarımızı teknoloji bataklığına değil teknoloji nimetine teslim edelim. Süreyi, sınırı ve içeriği biz belirleyelim. Sonrasında onların da bu hassasiyette olacaklarından emin olabilirsiniz...

Son olarak teknolojiyi en güzel bir şekilde kullanma adına içerik üreten kanallar yeterince var. Reklamsız ve gelişimsel anlamda olumlu oyun ve içerikler de hayli fazla. Geriye sadece bizim alakamız kalıyor. İyi ve güzel olanı mı seçip sunacağız; kötü ve çirkin olanı mı?

Selametle kalınız efendim...