BİSMİLLAH
Nerde kaldı müslümanlığınız, niçin Allah'ın emrinden uzak duruyor:
'Ey Rabbimiz, bizleri, idarecileri baskı, zulüm ve işkence yapan bu memleketten çıkar, özgürlüğümüze kavuştur, bize tarafından idareciler, sahipler, koruyucular gönder, bize katından yardım edenler yolla' diye yalvarıp duran, temel hak ve hürriyetleri kısıtlanmış, baskıcı, zalim idareler altında ezilen çaresiz erkeklerin, kadınların ve çocukların kurtarılması uğrunda, Allah yolunda, İslam uğrunda ordular yola çıkarmıyor, savaşmıyorsunuz? Nisa /75 (Meal Ahmet Tekin)
Kur'an'da mustazaf lafzı kimler için kulanmıştır. Müfessirler mustazafları tarif ederken yurtlarında zulüm gören ve hicret edecekleri yerleri olmayan halklar olduğunu söylemişler. Hicret edecek yeri olup gitmeyenler bu sınıfa girmiyor. Yani bir topluluk yöneticilerinden ve zalim halktan zulüm gördüklerinde ve kaçıp sığınacakları bir yurt bulmadıklarında mustazaf konumunda oluyorlar.
Şimdi gelelin her yıl mustazaflar haftası münasebetiyle dillendirdiğimiz mustazaf halklara. Bu halkların başında ve geçmişte büyük mezalime uğramış başta Halepçe olmak üzere Filistin, Somali, Afganistan, Mısır ve daha nice İslam coğrafyaları ki bunlar halen bu hallerinden yani mustazaflıktan kurtulamadılar ve halen bir kurtarıcı bekliyorlar. Bunlara son yaşadığımız yıllarda yenileri eklendi ve her gün eklemelere devam ediliyor.
Irak, Suriye, Myanmar, Yemen, Bangladeş ve adını sayamadığım hemen, hemen tüm İslam beldelerinde ya oranın idarecileri ya da dışarıdan batı emperyalistlerinin baskıları ile mustazaflaşmış halklarla karşı karşıya kalıyoruz.
Halepçe de 5000 insan yaşlı-genç, kadın-çocuk demeden 'elma kokulu' kimyasal bombalarla katledildiler. Kimseden ses çıkmadı ve halen çıkmıyor. Emperyalistler sözde bu zulmü yapan zalim Saddam'dan hesap sormak için Irak topraklarını işgal ettiler. Evet, Saddam'ı astılar ama oraları yanı ülkenin tümünü mustazaflaştırdılar.
Filistin'de tam 70 yıldır Müslüman Filistin halkı mustazaflaşmış ve 1948 den beridir yüz binlerce kişiyi katletmiş ve bir o kadarını da mahpus etmiş veya yurtlarından sürmüştür. Boynunu tek kullanabilen ve tekerlekli sandalyeye mahkûm olan Şeyh Ahmet Yasin bu ayda apaçi helikopteri ile sabah namazından çıkarken bir füze ile vuracak kadar gaddarlaşmış müstekbir Siyonist İsrail terör çetesine kimse ses çıkarmamış ve bu onlara kar kalmıştır. Filistinli kardeşlerimiz halen mustazaf ve halen bir kurtarıcı bekliyorlar.
Myanmar-Arakanda sadece Müslüman oldukları için her türlü zulme maruz kalıp göç etmelerine de izin verilmeyen ve belki insanlığın en vahşi yüzünün gösterildiği mezalim burada ortaya çıkmıştır. Ve bütün dünya bunu sadece izliyor. Cılız ve işe yaramayan birkaç ses dışında adeta dünya sağır sultanı oynuyor.
Suriye'ye gelince yanı başımızda cereyan eden ve oradaki mezalimin sesini duyacak kadar yakın olduğumuz ve hiçbir şey yapamadığımız mustazaf kardeşlerimiz çaresiz bir şekilde her gün katlediliyorlar. Orayı adeta akbabaların istilasına uğramış olarak görüyor ve seyrediyoruz. Baas rejimi, Rusya, Amerika ve İsrail ve tüm Avrupa ülkeleri hep birden dadanmış durumdadırlar. Burada zulüm gören yine mustazaf Müslüman halktır ve gözlerini semaya dikmiş duruyorlar.

Son olarak yaşadığımız ülkemizde 90'lı yıllarda yaşanan zulüm ve baskılar ve bunun neticesinde oluşan mustazaflık durum bir nebze hafifleşse de halen hapishanelerde bu mustazaf yusifiler bir kurtarıcı bekliyor ve ellerini semaya açmış Rablerine, ses çıkarmayan Müslümanları şikayet ediyorlar. Ve 'Ya Rabbi senin lanetin müstekbir zalimlerin ve onlara yardım eden dalkavukların üzerine olsun' diyorum.
Vesselam