BİSMİLLAH

İnsanların düşünce kapasiteleri farklıdır; küçük kafalar kişilerin, orta kafalar olayların, büyük kafalar ise fikirlerin peşinden gider. Bu ilginç düzen, bireylerin dünya ile nasıl etkileşimde bulunduklarına dair önemli bir bakış açısı sunmaktadır. Bu yazıda, düşünce kalıplarının büyüklükleri üzerine odaklanarak, bu kavramın hayatımızdaki yansımalarını keşfedeceğiz.

Küçük kafalar genellikle bireylerin kişisel meselelere takılıp kaldığı, geniş bakış açısı eksikliği yaşadığı durumları temsil eder. Örneğin, küçük kafalı birisi, günlük hayatın zorluklarına takılarak daha büyük resmi göz ardı edebilir. Aksine, orta kafalar daha geniş bir bakış açısına sahiptir; olayları ele alma ve çözme yetenekleri vardır. Ancak, büyük kafalar ise olayları aşarak, derin düşünce ve yaratıcı çözümlerle fikir dünyasında gezinir.

Bu bağlamda, küçük, orta ve büyük kafalar arasındaki farklılıkları aydınlatmak için pek çok örnek bulunabilir. Bir yapıda/davada bulunan küçük kafalı bir birey, sadece kendi görevlerine odaklanarak organizasyonun genel hedeflerini göz ardı edebilir. Orta kafalı birisi, yapıda problemleri çözebilir, ancak sadece mevcut durumu düzeltmeye yönelik çözümler üretebilir. Büyük kafalı bireyler ise, yapının veya davanın içindeki sorunların ötesine geçerek, yeni ve uygun fikirlerle davayı daha ileriye taşıyabilir.

Küçük kafalılar kendi eksenleri etrafında dönüp dolaşarak günü kurtarmakla meşgulken, orta kafalılar ise kendilerinin içinde bulundukları birimleri dışında yapıya katkıları olmaz ve fikir kıtlığı çekerler. Ama büyük kafalılar kapsayıcı bir bakış açısına sahip olmalarının yanında yapının tümüne fikir ve enerji verebilirler.

Küçük kafalı bir birey, kendini memur telaki eder ve memurluğun dışına çıkmaz. Orta kafalı birey ise, elinin altıdaki elemanları geliştirmeyip memurlaştırır ve sorumlu olduğu alanın dışına pek katkısı olmaz. Büyük kafalı bireyler de ise durum farklıdır. Hem sorumlu oldukları alanlarını geliştirirler hem de elemanlarına ufuk kazandırırlar. Yapının tüm işleyişine vakıftırlar ve sürekli yeni gelişmeler peşinde koşup ilerlemeyi hedeflerler.

Sonuç olarak, düşünce kalıplarının büyüklüğü, bireylerin nasıl bir dünya algısı geliştirdiğini belirleyebilir. Küçük kafalar, dar bir bakış açısıyla sınırlı kalırken; orta kafalar, olaylara daha geniş bir açıdan bakarlar. Ancak, gerçek ilerleme ve değişim büyük kafaların yani büyük düşünenlerin; fikirlerini eyleme geçirmesiyle mümkündür.

Bu yazı ile düşünce kalıplarının büyüklüğünü anlamak ve geliştirmek için bir rehber olarak hizmet etmeyi amaçladım. Her birimizin potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için, küçükten büyüğe doğru bir düşünce evrimi geçirmesi gerekmektedir.

Vesselam