Bismillah

"Nemrut, azgınlığının önünde bir engel olarak gördüğü Hazreti İbrahim’i ateşe atarak cezalandırmak ister. Meydanın ortasına dev bir ateş yaktırır. Ateşi gören canlıların tümü etrafa kaçışır. Ancak bir karınca, ağzında bir damla suyla devasa ateşe doğru telaşla koşturur. Onu gören bir başka karınca, 'Nereye böyle telaşla?' diye sorar. Karınca, 'Duymadın mı Hazreti İbrahim’i ateşe atacakmış Nemrut?' deyince. Diğer karınca alaycı bir ifadeyle, 'Ateşi görmedin herhalde. Kocaman bir ateş. Kaçmaktan başka çare yok. Ağzındaki bu bir damla suyla mı o ateşi söndüreceksin?' der. Bunun üzerine su taşıyan karınca, 'Hiç olmazsa yönümüz belli olsun' diye karşılık verir.

 Evet, karınca misali bizim de safımız belli olsun diye, şu azgın Siyonist çete olan İsrail ve onun baş koruyucusu Amerika’nın mallarını boykot etmemiz farzdır. Biz her gün televizyon ve sosyal medyada bu ikilinin işlemiş olduğu ve insanlık tarihi boyunca eşine az rastlanan bir katliam ve soykırım sahnelerini izlemekteyiz. Bu şekilde günlerimizi geçiriyor ve elimizden bir şey gelmiyor. Bazen sokaklara meydanlara çıkıp protesto ediyor ve bazen de sosyal medya vb. alanlarda sesimizi çıkarmaya çalışıyoruz. Rengimizi ve tavrımızı göstermenin en önemli yolu, bu ikili şeytan çetesinin mallarını boykot etmekten geçtiğini düşünüyorum. Belki ateşi söndüremeyiz ama tavrımızın ve tarafımızın netliği karınca misali ortaya çıkar.

 

Yoksa zamanla bu olayları kanıksayacak ve tamamen onlara benzeyeceğiz. Bir diğer hikaye ise Vietnamlı adamın hikayesidir. Vietnam savaşı sırasında bir adam her gece elinde tek bir protesto mumuyla Beyaz Saray'ın önünde duruyordu. Bir gece bir muhabir ona yaklaştı ve sordu: 'Efendim, bu küçük protestonuzun gerçekten bir şeyleri değiştireceğine inanıyor musunuz?'

 

Adam şöyle cevapladı: 'Ah, buraya kimseyi değiştirmeye gelmiyorum. Ben onlar beni değiştirmesinler diye buraya geliyorum. İnsanı delirten bu düzenli çıldırtıcı saldırıların insanlığımı yıpratmasına izin vermeyeceğim. Gerçeği öğrenmeye ve doğruyu söylemeye devam edeceğim. Her lanet gün bana düşen küçük görevi yapmaya devam edeceğim; insan kalmak, farkında, yumuşak ve merhametli kalmak, böylece dünya insanlığımı yıpratmasın.' Tavrımızı, rengimizi netleştirmesek bir gün gelir ve zamanla onlardan biri gibi oluruz, maazallah. Onun için küçük büyük hangi mallar onların ve onlara destek veren şirketlerin ise onlardan 'şeytandan kaçar gibi' kaçmamız lazımdır ve bir farziyettir."

Vesselam