BİSMİLLAH
Ey güzel ölüm, ey şehadet! Neredesin! Sağımdan solundan geçip gidersin ama bana görünmezsin.
Kokunu alıyorum hep, gözlerim nemleniyor ama yoksun.

Daha ne yapayım, her şeyden geçtiğimi; senin için her şeyimi verdiğimi görmüyor musun? Neden günahlarımı yüzüme vuruyorsun? Ne yaptım sana? Benden ne istiyorsun, mihrin nedir söyler misin?

Ey şahadet, ey güzel ölüm! Masivaya bulaşmış şu tenimi pak kanınla yıkasan, beni Hakka kavuştursan olmaz mı? Bak ne haldeyim. Başı koparılmış kuş misali avare, divane oradan oraya savrulup duruyorum.

Ey güzel ölüm, ey şehadet! Senin dersini aldığım hocalarım sana kavuştu, birlikte ders aldığım dostlarım sana kavuştu, seni anlattığım kişiler sana geldiler, onların talebeleri de sana kavuştular. Artık dayanamıyorum bunu bilesin.

Etrafıma sana sevdalı gençler doluşuyor. Seni ve sana gelenleri soruyorlar, anlatmamı istiyorlar. Utanıyorum. Biri bana 'Sen niye şehit olmadın?' derse ne diyeceğimi bilmiyorum. Artık seni anlatmayacağım, pencere önünde babasını bekleyen çocuklar gibi seni bekleyeceğim.

Utanıyorum kendimden, bu utancımı gider. Ne olursun!
Ey şehadet, ey güzel ölüm! Nebilerin, velilerin, alimlerin sevdalandığı sevgili, beni yalnız ve kimsesiz koydun. Hani şehid Ahmed'im, hani Mahmud'um, hani Sertib'im, hani Aytaç'ım, benim dostlarım nerede? Hüseyin'im, Selahaddin'im, Sebahaddin'im, üstadlarım nerede?

Ey güzel ölüm, ey şehadet! Biliyorum ey nazlı gelin, sen şimdi bana isteklerini sıralayacaksın. İman diyeceksin, takva diyeceksin, mücadele diyeceksin en önemlisi aşk diyeceksin. Padişah fermanı gibi isteklerini sıralayacaksın. Ama benim takatim kalmamış, saçlarım ağarmış, belim bükülmüş, dizlerimin bağı çözülmüş. Eski günlerin hatırına benden aldıklarının hürmetine gel artık gel.

Gel ki günlüme sertaç olasın, gel ki ruhuma miraç olasın, gel ki aşkıma ilaç olasın, gel ki bedenime ebrac olasın.
Ey şehadet, ey güzel ölüm! Şunu iyi bilmelisin ki sen bana gelmesen de ben seni arayacağım.

Seni hep seveceğim, senin için didineceğim. Sana gelen yollarda olacağım.

Senin için şiirler yazacağım. Seni sabah akşam anacağım. Beş vakit duamda olacaksın. Niyazım, isteğim sen olacaksın. Sana olan aşkımı pervasızca meydanlarda herkese haykıracağım. Ve seni kainatın sahibinden hep isteyeceğim.

Seni sevmeyeni kınayacağım, seni gündemine almayanın yanında durmayacağım. Seni arzulamayanı yiğit saymayacağım. Senin olmadığın bir yapıda durmayacağım. Seni duasına almayanın duasına icabet etmeyeceğim.

Son nefesimde de olsa bana gel ey şehadet. Beni Azrail'in pençesine bırakma ne olursun.

Ey şahadet, ben dertliyim. Dertler bende, derman sende.

Ey şehadet, ben kurbanım. Can bu tende, canan sende.

Ey şehadet, ben hastayım. Yara bende, şifa sende.

Ey şehadet, sevdalıyım. Aşkın bende, vuslat sende.

Son olarak derim ki dünyada yaşayan her müminin gönlüne girmiş olan şehadet sevdası olduğu müddetçe ey kafirler, fasıklar, münafıklar ve ey siyonistler, emperyalistler, laikler elinizden geleni ardınıza koymayın. 'Hün jı bavé xu bémınnetın.' Vesselam