BİSMİLLAH
Kardeşlik denilince aklıma dünyaya hayat veren şu dört unsur, şu dört varlık, şu dört hayat kaynağı gelir: Güneş, Toprak, Hava ve Su. Her gün bunları görür ve hissederiz. Güneş her gün doğudan doğar ve batıdan batıp gider. Toprağın üzerinde yürür, adeta sırtında yaşarız. Hava, her nefes alıp verişimizde bizimledir.

Su, adı üzerinde, hayattır. Bu dört element veya unsur, olmazsa olmazlarımızdandır. Yani dünyamıza hayat veren veya yaşanır hale getiren, mamur eden bu dört unsurdur. Bunları bilmeyenimiz yoktur herhalde.
Ama benim dikkat çekmek istediğim bunların birlikteliği, yani kardeşliğidir. Birlikte beraber çalışma ve teşrifi mesaileridir.
Mesela güneş, sabah doğudan doğar batıdan batar.

Toprağın nemini alır bitki ve nebata hayat verip onların filizlenmesine ve nevş-ü nema bulmasına sebep olur. Havayı dengeler, gah ısıtıp gah soğutur. Suyu ısıtıp buharlaştırıp devri daimîliğini sağlar.
Toprak, ana gibi her türlü yemiş ve yiyeceğin kaynağı ve üzerinde yaşayan canlıların annesi misali hayat kaynağıdır. Toprak olmasaydı; güneş, hava ve su kendilerine bir yatak bulamaz ve bir değer addedemezlerdi.

Hava; tüm canlıların saniyede bir alıp verdikleri hayat damarı, toprağın, suyun ve güneşin sağlıklı işlerini görmelerinde ihtiyaç duydukları yegane mesai arkadaşlarıdır.
Su; başta da dedik su hayattır. Susuz bir gün geçirilemez. Diğer üç unsurun da çalışma programlarında ihtiyaç duydukları kardeş ve mesai arkadaşıdır.

Bu hayat veren dört kardeş unsurdan kardeşlik dersi almamız gerektiği kanaatindeyim. Baktığımızda birbirlerini teavün, tesanüd, teanuk, tecavüb ilkeleri ile bağlandıklarını görüyoruz. Yani birbirleriyle yardımlaşıyor, birbirleriyle dayanışma içinde birbirlerine sarılmış ve birbirlerinin ihtiyacına cevap veriyorlar. Bu tam kamil bir kardeşliktir.

Ama hiçbir zaman birbirlerine sırt dönmüyor, birbirlerinin ellerini bırakmıyor, birbirlerine darılmıyor ve birbirlerine cimri davranmıyorlar. Birbirlerine üstünlük taslamıyorlar. Allah aşkına! Bunlardan başka kardeşlik dersi alacağımız başka bir birliktelik var mı?
Bize verilen iki kitaptan biri olan kainat kitabının elemanları olan bu dört unsurdan öğrendiklerimiz bunlar iken, ikinci ve bunlardan nasıl faydalanacağımızı söyleyen kitabımız Kur-an'ı kerimde ise 'Hiç akletmez misiniz?' tabirlerine çokça rastlarız.

Şimdi kardeşlerim; özelliklerimizi, meziyetlerimizi üstünlük mevzusu yapmadan birimizin diğerine muhtaç olduğunu bilerek ve kardeşinin yokluğunda senin hiç hükmünde olduğunu kabul etmemiz lazımdır. Yani sen güneşsen kardeşin topraktır. Üstede belirtiğim gibi biri yoksa diğerinin kıymeti harbiyesi yoktur.
O halde, zaman kardeşlik ve vahdet zamanıdır.

Birbirimizin özeliklerinden faydalanma ve kamil insanı oluşturma zamanıdır. Kişi tek başına kemale ulaşması mümkün gözükmemektedir. Hatta bu asırda tek başına bir yapı veya cemaat diğer yapılara muhtaçtır ve özeliklerinden faydalanmalıdır. Her tarafta akan Müslüman kanı buna ihtiyacın ne kadar acil ve elzem olduğunu açıkça gösteriyor.

Son olarak söyleyeceğim, bizim kardeşlikten ve birbirimizin eksikliklerini tamamlamaktan başka çaremiz olmadığıdır. Her birimiz güneş gibiyiz ama önümüze aldığımız bulutlarla ne kendi kıymetimizi ne de başkalarının bizi görüp faydalanmasına fırsat veriyoruz. Bu bulutları dağıtma ve ortaya çıkma zamanıdır. Birbirimizle yardımlaşmaya, dayanışmaya, sarılmaya ve ihtiyaçlarını karşılamaya en muhtaç olduğumuz zaman bu zamandır.
Vesselam