Bismillah
Aziz okurlar, namaz konusuna devam edecektim ki namazın fıkhi yönüne
değiniyorduk fakat malumunuz olduğu üzere önümüzdeki Pazar günü kurban
bayramını idrak edeceğiz inşaallah. Bu vesile ile kurbana değineceğiz.
Kurban sözlükte;’’yaklaşmak, Allah’a yaklaşmaya vesile olan şey’’ anlamına
gelmektedir. Dini literatürde ise; ibadet maksadıyla belirli bir vakitte
belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce boğazlamak, ya da bu şekilde
boğazlanan hayvan demektir. Arapçada bu şekilde kesilen hayvana udhiyye
denilir.
İnsanlık tarihi boyunca neredeyse bütün dinlerde kurban uygulaması mevcut
olması ile beraber şekil ve amaç açısından aralarında birtakım farklılıklar
bulunur. İnsanlık tarihinde ilk kurban boğazlama hususu Hz. Âdem’in iki oğlu
olan Habil ve kabilin kestiği kurbanlardır ki Allah Habillin kurbanını kabul
etmiştir, çünkü Habil Allah için en semiz hayvanı seçip kurban etmiştir.
Kurban ile alakalı Kevser süresinde Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır;’’Rabbin
için namaz kıl ve kurban kes’’Yine peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde
şöyle buyurmaktadır;’’Kim ki, kurban kesmeye mali kudreti yerinde olur da
kurban kesmezse, o kimse namazgâhımıza sakın yaklaşmasın’’ayet ve hadisi göz
önünde bulundurduğumuz vakit kurban kesmenin çok ehemmiyetli bir ibadet
olduğunu anlamış oluruz, imkanı olduğu halde kurban kesmemenin ise ne derece
olumsuz sonuçları beraberinde getirdiğinin idrakine varmış oluruz.
Kurbanın fıkhi yönüne kısaca değinelim. Kurban kesmenin vacip olmasını şartları
şunlardır; Müslüman olmak, Akıllı ve buluğa erişmiş olmak, Mukim olmak yani
yolcu olmamak, Belirli bir mali güce sahip olmak. Gayri Müslimlere için
öncelikli olan iman etmeleridir ki kurban ise imanın bir gereğidir. Hanefi
fakihlerinin bazısı ve maliki ve Hanbelî mezhebine göre kurban kesmek için akıl
ve buluğ şartı yoktur. Şafii mezhebine göre bu durum şarttır. Maliki ve Şafii
mezhebine göre yolcu ile mukim arasında kurban kesme noktasında bir fark yoktur
yani gerekli şartları taşıyorsa kurban kesmelidir. Mükellefiyet için gerekli
olan yeterli mali güce sahip olmak için ise kurban kesecek kişinin asli
ihtiyaçları ve borçları hariç 85 gr. Altına ya da buna mukabil paraya sahip
olması gerekmektedir yani zekat ve fıtır sadakası için aranan zenginlik ölçüsü
kurban kesme ibadeti için de geçerlidir.
Kurban edilecek hayvanlar; Koyun, Keçi, Deve, Sığır ve Mandalar da sığır
cinsindendir. Sığır ve devenin kurban edilmesinde en fazla yedi kişi müşterek
olabilir, daha azı da caizdir. Koyun ve keçi için ise ortaklık yoktur yani
sadece bir kişi kesebilir. Kurban etinin taksimi; Üç kısma ayrılır, bir kısmı
kurban sahibine, bir kısmı fakirlere, bir kısmı ise zengin dahi olsa eş-dost ve
akrabaya verilmelidir.
Kurban edilecek hayvanda şu noksanlıklar olmamalıdır; bir gözü dahi kör
olmamalı, iyice zayıf olmamalı, kesilecek yere gidecek kadar topal olmamalı, dişleri
dökük olmamalı, kulak ve kuyruğu kopuk olmamalı, baş kısmı kesik olmamalı, sokakta başıboş
dolaşıp pislik yiyen cinsten olmamalı, koyun ve keçinin bir yaşından küçük
olmamalı ancak kuzular altı aylarını doldurdukları vakit anneleri kadar
gösterişli iseler kurban edilmeleri caizdir. Sığırlar iki yaşından develer ise
beş yaşından önce kurban edilmemelidir.
Kurban olmazsa olmaz dedik, Hz. Âdem’den günümüze kadar hiçbir süreç kurbansız
olmamış olamaz da. Çünkü Allah Teâlâ Hz. Âdem’in iki oğlunu samimiyetlerini
ölçme adına onlardan kurban kesmelerini istemiştir ve sınavı en iyisini kurban
ederek Habil kazanmıştır. Demek ki samimiyet en iyisini Allah rızası için feda
etmek ve bu vesileyle Allah’a yakınlaşmaktır. Evet, kurban sadece mal ile
yapılmaz ki Allah Teâlâ sadece mal vermeyip can da vermiştir. Bizler can
emanetini de Allah’ın emrettiği gibi sadece kulluk vazifesinde
değerlendirmeliyiz zira Allah Tevbe süresinin 111. Ayetinde;’’Muhakkak ki
Allah, mü’minlerden mallarını ve canlarını karşılığında cenneti vermek üzere
satın almıştır.’’ Şeklinde buyurarak can ve malın kendisine kurban edilmek
üzere verildiğini bize beyan etmiştir. Bir İslam önderinin buyurduğu gibi;’’Bu dava
çok büyüktür en iyilerimizi feda(kurban) etmemiz gerekir’’ madem aziz İslam davası bu kadar yücedir bu
kadar büyüktür, o zaman en iyiler feda olmaya devam edecektir. Bu vesileyle 2015
yılında 6-8 Ekim olaylarında kurban bayramında kurban eti dağıtırken PKK’lilerce
katledilen şehit Yasin Börü ve arkadaşlarını rahmetle anıyorum.
Özelde Van halkının genelde İslam ümmettinin Bayramını tebrik ediyor, hayırlara
vesile olmasını Yüce Allah’tan diliyorum.
NOT; Dün akşam tedavi gördüğü hastanede vefat eden HÜDAPAR Genel Başkan
Yardımcısı Sayın Mehmet YAVUZ’A Allah’tan rahmet diliyorum, kederli ailesine ve
sevenlerine Allah sabr-ı cemil versin. Başımız sağ olsun…