"Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinlikleri kapsamında Diyarbakır Nevruz Park miting alanında "Direniş Önderi Hazreti Muhammed" temasıyla etkinlik gerçekleştirildi.

Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın düzenlediği bu etkinliğe başta Diyarbakır merkez ve ilçeleri olmak üzere çevre şehirlerden gelen Peygamber âşıkları, etkinlik alanını hınca hınç doldurdu.

Etkinliğe katılan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise vatandaşlar tarafından sevgi seliyle karşılandı. İLKHA'ya Mevlid-i Nebi'ye dair açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, İslam ümmetine Peygamber Efendimiz etrafında birleşip kenetlenme çağrısında bulundu.

Peygamber sevdası yarışmayla değil, kalplerde kazanıldı Peygamber sevdası yarışmayla değil, kalplerde kazanıldı

Sözlerine, alandaki coşkuyu dile getirerek başlayan Yapıcıoğlu, "Bu sene yine büyük bir coşku ile Diyarbakır'da bir Mevlid-i Nebi etkinliği dünyanın dört bir tarafından ve pek çok İslam beldesinden misafirler burada bir araya geldiler. Bu yılki tema 'Direniş Önderi Hazreti Muhammed'.” dedi.

Yapıcıoğlu, “Her şey zıddıyla kaimdir.' derler ya. İslam, bir anlamıyla teslimiyettir. Merhum Aliya İzzetbegoviç'in dediği gibi, ‘Ey teslimiyet, senin adın İslam’dır.’ Allah'a teslim olmaktır. O'nun haricinde başkasına teslim olmamaktır. Küfre ve zulme rıza göstermemektir. Ona karşı direnmektir. İslam'a giriş kelimesi 'La ilahe illallah'tır. Önce bütün sahte ilahları reddetmek ilah ve Rab olarak sadece Allah'ı kabul etmektir. O'ndan gayrısına ibadet etmeyi red etmektir." diye konuştu.

"Gazze, İslam'ın direniş ruhundan almış olduğu ders ve şevk ile direnmeye devam ediyor"

"Bir yönüyle adı teslimiyet olan İslam'ın verdiği bir ruhtur direniş." diyen Yapıcıoğlu sözlerine şu ifadelerle devam etti:

"Yani asla biz başkasına kul ve köle olmayacağız. İşte Gazze... 18 aydır bütün olumsuz şartlara rağmen elde silah yok. Kendilerini uçaklara karşı koruyacak bir savunma aracı yok. İçecek su, yiyecek ekmek yok. Gazze, 2006-2007 yılından beri neredeyse muhasara altında ama buna rağmen direnmeye devam ediyor. İslam'ın bu direniş ruhundan almış oldukları ders ve şevk ile direnmeye devam ediyorlar. Ümmetin iftiharı oldular. Ama bir yönüyle de ümmetin imtihan oldular. Ümmet maalesef bu imtihanda üzerine düşünenlere layıkıyla yapamadı. Orada bugün halen bu soykırım ve vahşet devam ediyorsa ve biz de onları durduramamışsak demektir ki yaptığımız şeylerde eksiklik vardır. Bugün 50'ye yakın İslam ülkesi var ama o ülkelerin çoğunun başında maalesef halkın duygularından uzak ve İslam'ın vermiş olduğu direniş ruhunun ne olduğunu bilmeyen yöneticiler sadece seyrediyorlar. Bazen cılız kınama açıklamaları ile vaziyeti kurtarmaya çalışıyorlar."

"Eğer aramızda birliği sağlayabilirsek bu zulmün azalacağına inanıyorum"

İslam ümmetinin birlik olmasıyla Gazze'de ki zulmün sona ereceğini vurgulayan Yapıcıoğlu, "Bugün oradaki kardeşlerimize en emel insani ihtiyaçlar ulaşmıyor; çocuklar açlıktan, susuzluktan ve ilaçsızlıktan ölüyorsa yok mudur şu alemi İslam'da ya da gayrimüslim de olsa insanlıktan yana nasibi olan, vicdanı sönmemiş, adalet arayan, adalet isteyen haksızlıklar karşı çıkacak üç beş kişi, üç beş yönetici? 'Biz oradakilere insani yardımları gönderiyoruz ve biz bu yardımları resmi görevlilerimiz eliyle göndereceğiz. Bir tekine tek bir kurşun atılmasını savaş sebebi sayarız.' diyen bir çıkış yaparlarsa, böyle bir güç kullanma tehdidi bile siyonist rejime geri adım attıracağına inanıyorum. Evet onların elinde gelişmiş silahlar var ve dünyanın en büyük askeri gücü olan Amerika arkasında var ama 2 milyarlık islam alemini küçük görmeyelim. Bizde eksik olan şey birliktir. Eğer biz aramızda birliği sağlayabilirsek; Haktan, adaletten, insanlıktan yana hiç olmazsa siyaset üstü, devletler üstü olan böyle bir meselede insanlıktan yana bir tavrı hep birlikte koyabilirsek bu zulmün azalacağına inanıyorum. Maalesef şu anda o noktadan belki uzağız ama asla ümitsizliğe de kapılmayacağız." ifadelerini kullandı.

"Bütün İslam ümmetini bir olmaya, vahdeti tesis etmeye çağırıyoruz"

Yapıcıoğlu son olarak ümmetin Allah Resulü etrafında birleşip O'nun gösterdiği yoldan ilerlemesi gerektiğinin altını çizip kurtuluşun ve izzetin de ancak böyle sağlanabileceğini belirterek şunları kaydetti:

"Mü'min'in ümitsizliğe kapılması, Allah'ın rahmetinden ümidini kesmesi asla mümkün değildir ve inşallah er ya da geç bu zulmün sona ereceğine inanıyoruz. İnşallah o günler yakındır diye dua ve temenni ediyoruz. Bütün İslam ümmetini bir olmaya, vahdeti tesis etmeye çağırıyoruz. Birliği sağlayacağımız, etrafında toplanacağımız çok sayıda değerimiz ve sebebimiz var. Allah Resulü aleyhisselatu vesselam bunlardan bir tanesidir. O, farklı tüm etnik kimlikleriyle, mezhep ve meşrepleriyle bütün ümmetin önderidir. Bütün insanlara rahmet olarak gönderilmiş son peygamberdir. O'nun etrafında kenetlenirsek, O'nun sünnetine sarılırsak, O'nun gösterdiği yoldan ilerlersek izzet bulacağız, bu zulümlerden de kurtulacağız." (İLKHA)
 

Kaynak: İLKHA