Yollardan insanlara eziyet veren şeyleri kaldırmanın büyük bir sevap sayıldığı İslam dininin mensubu olmaktan gurur duyan bir halkız. Hatta sokaklarda yürürken yoldaki taş, cam ve ağaç dallarını yoldan kaldıranlarla karşılaştığım çok olmuştur. Kendimde insani ve İslami bir görev olan bu sevabı fırsat bilip, asla kaçırmam. Vatandaş olarak bu hususu bizler bu kadar önemserken, maalesef görevi halkın sıkıntılarına çözüm bulmak olan idarecilerde, halktaki bu duyarlılığı ve hassasiyeti göremiyorum.

Yollardaki eziyet verici şeyler, dedim. Vatandaşın sıkıntılarına çözüm bulmakla görevli idareciler, dedim. Tabi ki bahsettiğim bu hususların muhatabı Karayolları idarecilerdir. Ben daha önce de Van bölgesinde kış aylarında karayollarında yeteri kadar kar ve buzlanmayla mücadelenin yapılmamasından dolayı, Karayolları yetkililerine köşemden bir yazıyla seslenmiştim.
Kış biterse herhalde sürücülerin yollardaki çilesi de biter diye düşünüyordum. Ama maalesef idarecilerin yeteri kadar hizmet sunmayışı ve hükümetin yetersiz yatırımlarından dolayı, yolların çilesini çekmeye devam ediyoruz.

Yollarda araçlar kışın buzdan kardan kayarken, şimdi de gerektiği gibi yollara uygulanmayan mıcırdan dolayı kaymaktadır. Mıcırlı yollardan dolayı ciddi ölümlü kazalar da yaşanmaktadır. Çünkü mıcır üzerindeki araç, aynen bilye üzerindeymiş gibi kaymaktadır. Bundan dolayı araç sürücüsü kontrolünü kaybedip kaza yapmaktadır. İdareciler ve hükümet tarafından basit görülen mıcır, nice insanımızın hayatına mal olmaktadır. Vefat edenlerin yuvaları sönmekte, geride kalan yakınlarının da boynu bükülmektedir. Bu vebal, gereği gibi görevlerini yerine getirmeyen Hükümet ve Karayolları idarecileri için yetmektedir.

Bunun haricinde yolda seyir halindeki araçların tekerlerinden seken mıcır taşları, binlerce sürücünün araç camını kırmaktadır. Buda ayrı bir dert. Şimdilerde sanayilerdeki camcıların önünde, araçlarının kırık camlarını değiştirmek isteyen sürücüler, sıra beklemektedir. Neticede bölge halkının yol çilesi, yaz, kış devam etmektedir.

Doğu illerinin ana yolları bile, çok büyük bir kısmı satıh kaplamadır. Halk dilinde beton asfalt olarak bilinen Bütümlü Sıcak Karışım Asfalt değildir. Bundan dolayı her sene yollarımız bozulmaktadır. Hükümet tarafından da yeni yol yapımı için ödenek kolay kolay gönderilmemektedir. Hal böyle olunca, yereldeki idareciler de geçici çözüm olarak, yolların bozulan kısmını Satıh Kaplama yapmaktadır. Yani yola zift döküp, üzerine mıcır serpmektedirler. Bu işlemden sonra yolun bir müddet araç trafiğine kapatılması gerekmektedir. Bu esnada yoldaki mıcır zifte yapışmıştır. Bu sefer karayolları görevlileri yolda süpürme işlemiyle, zifte yapışmamış ve araçlar için tehlike oluşturan mıcırları yolun dışına atması gerekmektedir. Eğer mıcırlı yol çalışması, olması gereken şekliyle yapılırsa, yukarıda bahsettiğim sorunlar minimize olur.

Maalesef yol yapım çalışmalarını üstlenen firmalar işin kolayına kaçıp, yola döktükleri Ziftin üzerine mıcırı serpip, yolu kaderine terketmektedirler. Ardından mal ve can kaybına sebep olan, kazalar da yaşanmaktadır.

Madem karayollarında, halka hizmetten para kazanan idareciler ve firmalar görevlerini hakkıyla yerine getirmiyor, öyleyse hizmet eksikliği ve yol kusurlarından zarar gören, kaza yapan veyahut araç camı kırılan vatandaşlar da savcılıklara mağduriyetlerini anlatan, bir dilekçeyle başvurmalılar. Bölgelerindeki Karayollarına dava açıp, haklarını talep etmeliler.