Türkiye Sosyal Yardım İstatistik Bülteninin 2014 verilerine göre, ülkede 30 milyon 500 bin vatandaş yardıma muhtaç durumdaydı. Oysa ülkedeki ekonomik durumun 2014'ten bu yana gelişmenin aksine gerileme yaşamış durumda olduğu da herkesin malumudur. Şuanda ülkede yaşayan yardıma muhtaçlar tablosu daha vahim bir duruma gelmiştir, diyebiliriz. Neredeyse ülke nüfusunun yarısı yardıma muhtaç durumuna gelmişken, birilerinin halkının sabahları ucuz olduğundan dolayı 600 kuruşa bayat ekmek alabilmek için kuyruğa girdiği Van'da halkın ekmeğine zam yapması, tamamıyla vatandaşın yaşadığı sıkıntılara duyarsız olmaktır. Halkın ekmeğiyle oynamaktır. Kaldı ki Van Türkiye'nin en pahalı şehirlerinden biridir. Halk, zaten pahalı bir şehirde yaşamanın zorluklarını çekmektedir.

Ailelerin nüfus sayısı, Türkiye ortalamasının üzerindedir. Bundan dolayı, vatandaş evine günde bir iki ekmek alsaydı, ekmek zammını gündeme getirmek de gereksiz olabilirdi. Ama evine her gün 10-15 ekmek alan aileler var. Örneğin ben, 10 nüfuslu ekonomik geliri çok iyi olmayan bir aile reisiyim. Bu sebepten, halkın zamlardan dolayı yaşayıp, dile getiremediği sıkıntıları çok iyi anlıyorum. Neymiş efendim, vatandaş itiraz etmiyormuş, bir ekmeğe 200 kuruş zam yapılmış. 'Nedir ki?' diyenler, fakirin halinden anlamayanlardır. Ya fakirlik yaşamamışlar yahut yaşadıkları sıkıntılı günleri unutmuşlar.

Evet, ekmek Allah azze ve cellenin çok değer verip, yüce kitabımızı indirdiği ve fakirin halinden de anlamamız için orucu farz kıldığı Ramazan ayı öncesi 1.100 kuruşa çıkartıldı. Allah'ın ve Müslümanların bu kadar değer verdiği ve heyecanla beklediği mübarek Ramazan ayı öncesi, Ekmeğe yüzde 22 zam yapmak, kesinlikle bu ayın hürmetine muhalif bir karardır.

Bu arada Belediye Genel Sekreteri Mustafa Yalçın'ın fırıncı esnafının mağdur olmaması için halk ekmeği projesine sıcak bakmadıkları ile ilgili bir haber gördüm. Umarın haber yanlış ve söylenen sözler de kendilerine ait değildir.

İdareci, hiçbir zaman halkın hepsini memnun edemez. Bir idareci için asıl olan, halkın genelini memnun edecek işler yapmasıdır. Fırıncı esnafı da bu şehrin insanıdır. Ama adalet şehrin genelinin maslahatını gözetmektir. Bu nedenle belediyenin bir an önce halkın çıkarını gözeterek, ucuz ve kaliteli bir halk ekmeğini genelinin dar gelirli olduğu Vanlıların hizmetine sunması, sorumluluklarındandır.

Belediye görevini yapmazsa dar gelirli halkımız da 'iş başa düştü' deyip, torba un alarak, evinde kendi imkanlarıyla daha temiz, taze hem de düşük maliyetle kendi ekmeğini üretmeye başlamalıdır. Böylelikle halk, kimsenin kendi ekmeğiyle oynayamayacağını göstermelidir.