Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır.
(Şöyle diyerek dua ediniz):

'Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma!
Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme.
Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme!
Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevla'mızsın.
Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et.' (2/286)
Soru şu, Kayyum nedir? Kime derler?
İslami anlamda, uykusu ile uyuklaması olmayan, varlıkları yöneten ve yönlendiren, ezeli ebedi olan manasına gelen yüce Allah'ın 99 isminden biri. Ayeti Kerimede böyle geçiyor.

'Allah, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan, hayy ve kayyum olandır.' (Al- i İmran 2)
TDK sözlüğüne göre; eskiden cami hademelerine verilen isimmiş Kayyum. İlginç değil mi?
Hukukta ise belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse demektir.

Ülkedeki uygulamasına gelince, kısıtlılar ve mahkemece kısıtlananlara atanan vasiden tutun da ticari problemlerde kimi zaman yönetici kimi zaman denetçi olarak görevlendirilen, adalet bakanlığının, işin gereğine göre bilirkişi listesinden seçilen ve başta kamu olmak üzere tarafların hepsine karşı sorumluluğu olan kişidir.
Atanan kayyumun görevleri mahkeme tarafından belirlenir. Kayyumun görev yetkileri geçicidir. Kayyumun yetkileri atanmasına neden olan durumlarla sınırlıdır. Eğer kayyum atanması belli bir işin için istenirse, kayyumun görevi, yetkisi ve kalacağı süre, bu işe göre belirlenir.
Durum bu. Kayyum kelimesinin İslami karşılığını konuşmayacağız. Hele hele cami hademesi konusuna hiç girmeyeceğiz. Ülkede belediyelere ve şirketlere geçmiş aylarda atanan ve gayet meşhur olan kayyumları konuşacağız.

Yüzbinlerce oy alıp belediye başkanı olarak seçilmiş insanların, kazanılan bu haklarının elinden alınmasını doğru bulmuyorum. Bunlar haklı sebeplerle görevlerinden alınmış olabilirler ki medyadan takip ettiğim kadarıyla bazıları alınmak için elinden geleni de yaptı. Fakat temelde bu uygulama etik değil bence! Hiçbir emek sarf etmeden ve aslında pek de istemeden gelip o koltuklara oturan kayyumların da o makamlarda pek rahat olmadıklarını gözlemleyebiliyorum.
Zira seçilmediler, atandılar!

Makamları geçici!
Görevleri sınırlı!
Güvenli hissetmiyorlar. Yani rahat değiller.
Özelde Van'a atanan Kayyumlara vatandaş olarak söylenecek çok şey var.
Van geçmişte birçok medeniyete başkentlik yapmış kadim bir şehir. Van, tarihiyle, kültürüyle, yaşantısıyla iklimiyle doğunun incisi. Doğunun tartışmasız en güzel ili. Kozmopolit bir yerleşim alanı. Doğası o kadar güzel ki her hafta başka bir yere gitseniz bile gezecek, piknik yapacak mekanları bitmez Van'ın. Deniz dediğimiz muhteşem gölü, kalesi, Akdamar Adası, kedisi, kahvaltısıyla meşhurdur Van. Çeşitli halklar ve kültürler zamanla kaynaşmış, bir bütün olmuş burada. Sevilen ve çok saygı duyulan dini şahsiyetler, önde gelen kanaat önderleri burada. Aşiretlerin halen etkinliği var. Eski ağalık düzeni kalmasa da yine hatırı sayılır, sözü dinlenen ileri gelen aile büyükleri var. Van'da çok sayıda yerel STK var. Hemen hepsi de Van için çalışan dernek ve vakıflar, çok etkin.
Bunları neden söylüyorum. Güzel Van'ımızın bu kadar güzelliğini gölgeleyen yanlış siyasi tercihler ve Vanlı olmayan yöneticilerce yönetilememe sonucu düştüğü vahim durumun, Vanlı'ları çok üzmesi. Hizmet yerine siyaset peşinde koşma hastalığının pençesine düşülmesi. Elbette bir fikir sahibi olabilirsin, olmalısın da. Ama bunu kente ram etme yerine baskı politikası olarak kullanırsan sonu böyle hüsran olur.
Bugün gelinen noktada, işte tamda burada atanan kayyumlara çok iş düşüyor.
Van'ın bu duruma düşmesine vesile olan yöneticileri yeniden iş başına getirmeyin lütfen!
Görevini layıkıyla yapanlara, gerçekten hizmet üretenlere, kim olursa olsun, fikrinden dolayı ilişmeyin lütfen! Bugün göreve getirilen zatlar eğer zamanında görevlerini hakkıyla yerine getirmiş olsalardı bizler bugün bunları konuşuyor olmazdık!
Özelde Van'ımızın en büyük sorununun çözümü aslında şurada. Allah'tan gereği gibi korkan, halka hizmeti Hakka hizmet bilen, çalışkan, haram yemeyen, dürüst, halkın içinden çıkacak yönetici ve hizmet erlerini bulup çıkarmak.
Kanaat önderleri ve STK'lar bu kalifiye şahısları tanıyor. Lütfen onlarla temasa geçiniz. Van'ımıza Vanlılara yeniden yazık etmesinler!
Bu konuda daha çok söz söylenebilir. Lakin ''söz ola kese savaşı söz ola kestire başı'' mantığıyla, yaşadığı şehrin bu haline çok üzülen biri olarak, duyulmasa da dizdim cümlelerimi.
Gelelim kıssadan hisseye;
Zamanın birinde padişah, bir gece rüyasında tüm dişlerinin döküldüğünü, yemek bile yiyemez hale geldiğini görür. Sıkıntı içinde uyanır. Vezirini çağırıp sarayın rüya tabircisinin hemen huzuruna getirilmesini buyurur.
Uyku sersemi tabircibaşı yanına gelince, padişah rüyasını anlatıp sorar:
'Tabircibaşı, bu rüya hayır mıdır, şer midir? Neye işarettir, hele bir söyle.'
Tabircibaşı biraz düşünür; sonra utana sıkıla:
'Şerdir, padişahım' der.
'Uzun yaşayacaksınız; ama ne yazık ki, tüm yakınlarınızın gözlerinizin önünde birer birer ölüp sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz.'
Bir an sessizlik olur; ardından padişah kükrer:
'Tez atın şunu zindana, felaket habercisi olmak neymiş öğrensin!'
Tabirci başı, yaka paça götürülüp zindana atılır. Padişah bir başka tabircinin bulunmasını emreder. Huzura getirilen ikinci tabirciye de rüyasını anlatıp sorar:
'Hayır mıdır, şer midir?'
İkinci tabirci de önce biraz düşünür; ama sonra yüzü aydınlanır:
'Hayırdır, padişahım!' der. 'Bu rüya, tüm yakınlarınızdan daha uzun yaşayacağınızı gösterir. Daha nice seneler boyu ülkenizi yönetebileceksiniz.'
Padişah, ağzı kulaklarında buyurur: 'Bu tabirciye iki kese altın verin!'
Başından sonuna durumu izleyenler, tabirciye sorar:
'Aslında sen de tabircibaşı da aynı şeyi söylediniz. Neden onu cezalandırdı da seni ödüllendirdi?'
Tabirci güler:
Elbette aynı şeyi söyledik; ama önemli olan, kimilerine NE söylediğin değil, NASIL söylediğindir..
(Bi Şaka; Oğlum olursa adını Kayyum koyacağım. Her yere atanabiliyor, istikbali parlak olur yavrucağın)
Söylediklerimizin doğru anlaşılması dileğiyle…
Allah'a Emanet Olunuz…