Kürdistan illerinin makus talihi, belediye hizmetleri açısından bir türlü değişmedi. Türkiye'nin seksen bir vilayetinden belki de hizmet götürmeye, hizmet etmeye, coğrafi yapısıyla en müsait yerler bizim illerdir. Gümüşhane'yi (AKP), Tarsus'u (MHP) ve Ankara'nın Çankaya'sını (CHP) göreniniz var mı? Bu belediyelerin her biri farklı bir partinin himayesinde. Ama yine de aynı şekilde her biri adeta halkına hizmet götürme yarışında! Hele Gümüşhane belediyesi, şehrin dağlarına taşlarına hizmet götürüyor. Ne yazık ki söz konusu bizim iller olunca, belediyelerin hangi partinin elinde olduğunun bir önemi olmamış hiç. Çünkü defalarca el değiştirmesine rağmen yine değişen bir şey olmamış.


Talihsiz halkımız, hakkettiği hizmeti seçtiği insanlardan bir türlü görememiştir. Ama öyle temiz kalpli, öyle iyi niyetli ve öyle ümit dolu insanlarız ki, gelen her idareciden saf niyetimizle hizmet beklemişiz. Hani yanlış da anlaşılmayayım, idareciden hizmet beklemek halkın en doğal temennisi ve beklentisidir.
Bu arada, Kayyum'un idaresi meşru mu değimli, onun polemiğine girmeden, sizlere siyasi çevrelerin bu konudaki değerlendirmelerini kısaca hatırlatmak isterim.
Hükümet, 'Teröre bulaşan, destek veren belediyelere Kayyum atadık.' diyor.
HDP, 'Hükûmet 15 Temmuzu fırsat bilerek, belediyelere atadığı Kayyum'larla halkın iradesini tanımamıştır.' diyor.


HÜDAPAR genel başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise bizzat Şehrimiz Van'da 2016 Ramazan ayında katıldığı bir iftar programında, 'HDP'li belediyeler halkımıza karşı görevlerini hiçbir zaman yerine getirmemiş olmalarına rağmen, biz belediyelere Kayyum atanmasını prensip olarak kabul etmiyoruz.' demişti.

Evet, dediğim gibi bu olmuş ve bitmiş mesele üzerinde fazlaca durmaya gerek de duymuyorum. Çünkü bu günkü konum, belediyelerin halka hizmetini değerlendirmektir. Zaten atalarımız ne güzel demişler 'Tiştê çu nede du' yani gidenin ardına düşme. Öyleyse vatandaş olarak geleceğe odaklanıp, Van belediyesinin bir önceki borcu şu kadar trilyondu, yok efendim o kadar değil, aslında bu kadardı tartışmalarına girmemeliyiz. Vanlı'lar olarak gündemimizde, yetersiz altyapı sorununun bir an önce giderilmesi, bozulan yolların yenilenmesi, musluklarımızdan temiz içme suyunun akması, tapularımıza rüşvet vermeden kavuşma, vaat edilen raylı sistemin gerçekleşmesi, cadde ve sokaklarımızın kardan, buzdan, çöp ve tozdan temizlenmesi konuları olmalıdır. Keşke halkın kendilerine oy verdiği HDP belediyesi, şehrin tüm sorunlarıyla meşgul olup çözüme kavuşturmuş olsaydı. Ama maalesef şehrin bahsettiğimiz sorunlarını yıllardır çözümsüz bıraktılar ve belki de bu durumun oluşmasına kendileri zemin hazırladılar.
Şimdi kabul etsek de etmesek de, tüm bu sorunlarımızı çözüme kavuşturacak makamda şehrin Valisi oturmaktadır. Aslında bir yönüyle hem Belediye'ye hem de Valiliğe aynı şahsın bakması bu bahsettiğimiz ve değinmediğimiz tüm sorunlarımızın daha basit çözülmesi için de bir avantaj oluşturmaktadır. Öyleyse halkın gözü, belediyeye Kayyum olarak atanan Sayın Vali İbrahim Taşyapan'dadır.