Van, Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biridir. Doğu bölgesinin en büyük şehirlerinden biri olan kent, tarihi, doğal güzellikleri, yemek kültürü ve daha birçok yönüyle ön plana çıkmakta. Van il toprakları 19.069 km kare olan yüzölçümü ile Türkiye topraklarının %2,5’ ini oluşturur. Van, yüzolçümü bakımından Türkiye’nin 6. büyük ilidir. Bu büyük şehre dair merak edilen bir diğer konu ise Van’da eskiden kimlerin yaşadığıdır.
TARİHİ M.Ö. 7000 YILINA UZANIYOR
Van, MÖ 7000 yılına kadar uzanan yerleşimlere sahip olup, yapılan kazılar bölgenin tarihi önemini ve medeniyetlerin izlerini ortaya koymaktadır.
Van, tarihi boyunca pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış, bu kültürel birikim sayesinde zengin bir geçmişe sahip olan bir şehirdir. Van'da insan yerleşiminin tarihi, MÖ 7000 yıllarına kadar uzandığı yapılan kazılarla kanıtlanmıştır. Şehirdeki tarihsel yerleşimler, bölgenin ne denli önemli bir coğrafyada bulunduğunu ve farklı medeniyetlerin izlerini taşıdığını gösteriyor.
Van'da insan yerleşiminin tarihi MÖ 7000 yıllarına kadar uzanır. Van Kalesi'nin 6 km güneyinde bulunan Tilkitepe ve Van Gölü'nün kuzeyindeki Ernis Mezarlıklarında yapılan kazılarda Kalkolitik, Tunç, Demir çağlarına ait yerleşimler bulunmuştur. Van'da tarihten bu yana Kürtler, Urartular, Medler, Hurriler gibi ırklar yaşamış. Bununla birlikte şehirde az da olsa Ermeni, Türk ve Azeri nüfus yaşamıştır.
Kürt nüfusun yoğun olduğu kentin gelenekleri Urartu, Med, Osmanlı ve Pers etkisinde gelişmiştir. Van farklı kültürlerin ve toplulukların bir arada yaşayabildiği güzide bir coğrafyadır.
VAN’IN ERKEN TARİHİ
Hurriler, MÖ 2000'lerden itibaren Van Gölü'nden başlayarak Kızılırmak ve Yeşilırmak'ın Karadeniz'e döküldüğü yerlere kadar uzanan bir bölgeye hâkim olmuştur. MÖ 13. yüzyılda Hurri-Mitanni siyasi teşekkülün merkezi otoritesi zayıflamış ve beyliklere bölünmüştür. Asur Kralları bu küçük beyliklerini hakimiyetleri altına almaya çalışmış ve bu sırada Van Gölü çevresinde Batı İran'a kadar olan bölgede Urartular ile Asurlular arasında mücadeleler başlamıştır. Urartu-Asur mücadelesi MÖ.VI. yüzyılın ortalarına kadar sürmüş, Urartular bu dağlık ve zor arazi şartlarına sahip bölgeyi egemenlik altında tutmuştur.
Şehri ilk kuran Asur Kraliçesi Semiramis'tir. Urartular zamanında şehir bir imparatorluk merkezi haline gelmiş ve Urartuların başkenti o zaman Van'a verdikleri isim ile Tuşpa olmuştur. Urartular'dan kalma Van Kalesi, 3000 yıldır hâlâ ayaktadır. Van Kalesi'nde Urartular'dan kalan kaya ve oda mezarları, tapınaklar, yazıtlar ve bazı yapılar bulunur. Urartu kralı I. Sarduri'nin kurduğu ve başkent yaptığı Tuşpa, Urartu krallarının mezralarını, uzun yazıtları içinde barındırır. Horhor Yazıtı, kaledeki en uzun yazıttır ve kral Argişti'ye ait mezar odasının girişinde bulunur. Analı kız kutsal alanında büyük bloklara yazılmış yazılar vardır ve burası bir sunak alanıdır. İç Kale'de Urartulara ait bir tapınağın temelleri bulunur. Kalenin batısında Madır Burcu isimli görkemli yapının ne amaçla yapıldığı tam olarak bilinmemektedir, fakat bir liman olduğu tahmin edilmektedir. Kalenin kuzeyinde yer alan Van Kalesi Höyüğü'nde kazılar da yapılmıştır.
Van'ın medeni tarihi Urartular ile başlar. Van, bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi ve Ermenistan ile civarındaki toprakları kapsayan Urartu Devleti'nin merkeziydi. İskit istilasının ardından zayıflayan Urartular, İran'dan gelen Medler tarafından yıkıldı. Daha sonra bölgeye Ahamenişlerler, Büyük İskender, Selevkoslar, Ermeniler, Partlar, Romalılar, Sasaniler ve Doğu Romalılar (Rumlar) hâkim olmuştur. 644 yılında Müslümanlar bu bölgeyi fethetmiş, daha sonra bölge yine Rumlara geçmiştir. Yöre, uzun süre Abbasilere veya Rumlara bağlı yerel Ermeni beyleriyle yönetilmiştir. Tarih boyunca Kürtler'in yoğun yaşadığı bir şehir olan Van'ın günümüzde de nüfus çoğunluğu Kürt'lerden oluşmaktadır.
KÜLTÜREL ZENGİNLİK VE FARKLILIKLARIN BİR ARADA YAŞADIĞI ŞEHİR
Van, farklı kültürlerin ve toplulukların bir arada barış içinde yaşadığı nadir coğrafyalardan biridir. Bu çeşitlilik, şehri hem tarihi hem de kültürel açıdan benzersiz kılmaktadır. Her bir kültür, kendi geleneksel mirasını, dilini ve yaşam biçimini Van’da şekillendirmiş ve şehir, bu zenginliği her geçen gün daha da vurgulamaktadır. Van’daki bu kültürel çeşitlilik, sadece geçmişin bir yansıması değil, aynı zamanda günümüzde de yaşayan, aktarılan ve korunmaya çalışılan bir mirastır.
Van’ın bu çok yönlü yapısı, şehri hem tarihsel hem de kültürel açıdan önemli bir merkez haline getirmiştir. Hem arkeolojik kazılarla ortaya çıkan geçmişi hem de günümüzdeki kültürel çeşitliliği ile Van, bölgesel bir merkez olmanın ötesinde, tüm dünyaya hitap eden bir tarihi ve kültürel mirasa sahiptir.