Evet inanın o köpeğin boynu öyle bir kırılacak ki bütün bir insanlık şaşırmak istemese bile şaşırıp kalacak. Biliyoruz ki insan sabırla sınanma konusunda maalesef çok zayıf kalabiliyor. Hatta insanlık tarihine baktığımızda ta ki günümüze kadar Allah'a (c.c) yakınlığı ile bilinen topluluklar dışında bütün insanlar sabır konusunda direnç gösterememiş hangi konuda sınanmış ise yelkenleri suya çabuk indirmiştir. Ancak Allah'a (c.c) güven konusunda ‘Yâ eyyuhellezîne âmenustainû bis-sabri ves-salâti, innallâhe meas sâbirîn. " (Bakara 153) ayeti kerimesine sadık olanlar, üzerlerine yağan bombalara, yanı başlarında daha düne kadar sizinle kardeşiz demelerine rağmen bugün susuzluktan, açlıktan hayatını kaybeden çocuklara bir yudum su dahi ulaştırmayan aciz topluluklara rağmen, evleri yerle bir olup çadırlarda veya enkaz binalarda yaralı halleriyle hayata tutunmaya çalışmalarına rağmen, anne babasını şehit verdikten sonra minicik kardeşlerine anne babalık yapmak mecburiyetinde olmalarına rağmen "hasbunallahu ve ni'mel vekil" sözünü dillerinden düşürmeyen Gazze halkına, Filistin'in ve yeryüzünün en üstün halkına elbette ki güvendikleri Rabb’leri sahip çıkacak. Ancak inancımız şudur ki Firdevs cennetleri için hazırlanan Gazze halkı, Gazze’nin mücahit çocukları, mücahit anneleri insanlığı, içinde bulunduğu buhrandan, hüsrandan ve helakten kurtarmak için yüce bir görev üstlenmişler ki Peygambervari bir çile içindeler. Biliyoruz ki insanlık tarihinde en çok acıyı en büyük görevleri üstlenenler ki bunlar da peygamberlerdir (Aleyhimüsselam)" çekmişlerdir. İşte peygambervari görev üstlenip bütün bir insanlığa ahlak, sabır, mücadele, teslimiyet, merhamet dersi ile rahmet ve kılıcın nasıl ve ne zaman kullanılacağı dersini vermekle görevlendirilen Gazze halkı da en büyük ve en acı çileleri çekiyorlar.

      Bizleri binlerce kilometre uzaktan bunlara şahit kılan Rabbimiz, bizi bir şeye daha şahit kılıyor ki o da; düşmanın aslında güç sahibi olmadığına, bozguncu bir irade dışında bir iradeye de sahip olmadığına şahit kılıyor. Terör yapılanması olan İsrail, devlet olduğunu iddia ettiği günden bugüne kadar yenilmez bir güç olduğunu iddia etmişti. Devamında da 6 gün savaşları denilen bence bir düzenbazlık ile bir kısım güçleri, devletleri dize getirdiklerini söylemişlerdi. Döneminin sözde başbakanı Levi Eşkol; ‘’israil'in varlığının o döneme kadar bir pamuk ipliğine bağlı olduğunu ancak 6 gün savaşları ile Arap liderlerinin İsrail'i yok etme arzularının bastırıldığını’’ söylemişti. Tarih de öyle gösteriyor ki bu bir düzenbazlıktı. Hatta İsrail'in sözde 6. Başbakanı Menahem Begin 1982’ de yaptığı bir konuşmasında; "1967'de bir tek seçenekleri olduğunu, Mısır ordusunun Sina’ya yaptığı yığınağı Nasır’ın bize saldırma niyeti olarak gösterdik ve biz onlara saldırdık. Ancak bu durum bizim onlara saldırmamıza sebep gösterilecek bir delil sayılamazdı." demişti. İsrail o dönem yine bozgunculuğunu konuşturmuş ve sözde zafer ilan ederek yenilmez olduğunu iddia etmişti.

     Gelin görün ki bütün dünyaya demir kubbeyle korunduklarını, onlara hiçbir şeyin zarar veremeyeceğini iddia eden sözüm ona demir kubbeli koskoca israil, bir avuç, evet evet bir avuç, ayağında botu hatta ayakkabısı, üstünde askeri kamuflajı olmayan ama yiğitlikte dünyaya meydan okuyan İzzettin El-Kassam'ın merhamet ve kılıcı nasıl kullanmaları gerektiğini Kur'an-i bir düsturla öğrettiği, dediğim gibi bir avuç Mücahit, El-Kassam mücahitleri, israil'in Mossad’ının, askeri gücünün, sözde demir kubbesinin velhasıl bütün güçlerinin bir palavradan ibaret olduğunu gösterdiler. İsrail özellikle bu yıkılmışlığını, bu rezilliğini örtmek için anneleri, babaları, nineleri, dedeleri, genç-yaşlı demeden hatta çocukları daha kundaktayken, daha anne karnındayken, yaşlarını ayırt etmeksizin bütün bir insanlığın vicdanını bombardıman yağmuruna tuttu. Bölgedeki kuduz yavrusunun yalanının ortaya çıktığını gören ABD ve bileşenleri olan küffar devletler palavra olan güç gösterisinin karanlık yüzü ortaya çıkmasın diye bütün güçlerini sivilleri yok etmeye adadılar. Ancak bugün tam 1 yıl 1 ay 24 gündür yani toplam 424 gündür sözüm ona koskoca ABD ve küffar devletlerin arkasında olduğu, sözde yenilmez güç İsrail, bir avuç, evet gerçekten bütün bu devletlerin gücüne göre bir avuç olan Gazze’nin yiğit mücahitlerine diz çöktüremediler. Bu güçsüzlüklerini sivillere yaptıkları zulüm ve katliam ile gizlemeye çalıştılar/çalışıyorlar.

    Biz biliyoruz ki Allah (c.c) bunların kirli yüzlerini ortaya çıkarmaya Kadirdir. Fakat bilelim ki Allah (c.c) o köpeğin boynuna taktığı ipi bizim nezdimizde uzun tutmuştur ve koşma hızını arttırabileceği en son seviyeye kadar arttırmasını murad etmiştir ki ipin sonu geldiğinde koşan köpek öyle bir etki ile dursun ki boynu kırılmakla kalmasın inşallah yerinden kopsun.

      Evet aynen öyle, Ortadoğu'nun kuduz köpeği şu an öyle bir koşuyor ki ulaşmak istediği menzile varacakmışçasına… Ama koşuşundan, etrafa verdiği zarardan elbette haberdar olan Allah (c.c), bağladığı ipin sonunu da biliyor. Bu süre zarfında bizim de duruşumuzu görmek istiyor. Sürecin sonunda da köpeğin ipinin sonu gelecek ve israil köpeğinin boynu inşallah kırılmakla kalmayacak bütün bir insanlığı rahatlatacak bir şekilde yerinden kopacak ve israil diye bir yapı kalmayacak.

     İşin sonunda ise, kimimiz bu süreçte Allah'ın (c.c) sınamasını kazanmış kimimiz kaybetmiş olacağız. Boykotu ile cihada maddi-manevi desteği ile protestolara katılmayla vb. Ne zaman, nasıl ve ne gerekiyorsa Rabbim bu imtihanı kazananlardan ve İsrail’ in yıkılışını görenlerden eylesin.

             Selam ve dua ile.