Dünya’nın bir imtihan yeri olduğunu ve rahatlığın yaratılış gayesine uymadığını
günümüzdeki musibetlerin yoğun bir şekilde gelmesinden de anlamak mümkündür.
Musibet, Allah’ın kulları için zorluk istediği şeklinde anlaşılmamalıdır.
Musibet, Hz. Âdem’den günümüze kadar eksilmeden ve durmadan devam eden bir
olgudur. İnsanların rahat içerisinde yaşaması, onların imtihana tabi
tutulmadıkları anlamına geldiği şeklinde düşünülmemelidir. Rahatlık da bir imtihan çeşididir. Belki de
en tehlike olanı diyebiliriz. Çünkü rahatlık içerisinde yaşayan kişi imtihana
tutulduğunun farkında olmayabilir ki bu da ölümcül bir hastalığa yakalanan
birinin hastalığından haberinin olmaması gibidir.
Evet, 2020 yılı musibetlerin yağmur gibi yağdığı bir yıl oldu. Belki bu
vesileyle insanlar, dünyanın imtihan yeri olduğunu ve gerçek rahatlığın ancak
cennet ile mümkün olabileceğini anlamışlardır umarım.
2021 yılının yıl boyunca gündeminde olacak konu ise kuraklığın sebep olacağı su
problemidir. Çünkü 2021 yılına başlar başlamaz söz konusu problem hemen gündeme
geldi ve gündemdeki yerini de korumaktadır. Doğrusu kuraklık meselesi geçen
senelerde de gündeme gelmişti. Ama üzerinde fazla durulmadı. Geçen senelerden
itibaren alınmayan tedbirlerden dolayı kuraklık daha ciddi bir boyuta varmış
durumdadır. Daha ciddi bir boyuta vardığını ise devlet yetkililerinin yaptığı
açıklamalardan anlıyoruz. Tabi, yine de çok geç kalınmış sayılmaz. Kuraklık
problemi için hemen üst düzey tedbir alınmalıdır. Ve bu tedbirler sadece devlet
yetkililerinin açıklamalarından ibaret olmamalıdır. Söz konusu tedbirler
sürekli sahada uygulanmalıdır. En önemlisi ise ülke halkının alınacak
tedbirlere dâhil edilmesidir.
Peki, ülke bazında alınacak tedbirlere halk nasıl dâhil edilir? Diye bir soru
sorulabilir.
Kanaatime göre alınacak en büyük tedbir, Allah’ın (cc) kullarını men ettiği ve
kendisinin de hiç hoşnut olmadığı israf meselesidir. Allah (cc), israf
yapanları sevmediğini Kur’an’da açık bir şekilde dile getirmiştir. Söz konusu
israf ise Allah’ın vermiş olduğu ve helal kıldığı her nimet için geçerlidir.
Çünkü Allah (cc), ”yiyin, için ama israf etmeyin! Şüphesiz Allah israf edenleri
sevmez” diye buyuruyor. Söz konusu ayette içme ve yeme eylemindeki haddi aşma
meselesine değinmektedir. Buna binaen Peygamber efendimiz de birçok hadisinde
israfı yapılan başka meselelere de değinmiştir.
Günümüz insanın en büyük hastalıklarından biri haline gelen israf için yetkili
merciler gereken tedbiri alamamaktadır. Belki yetkililerin kendileri de israf
yapıyor olup söz konusu hastalığa yakalanan insanların listesine dâhil olmuş
olabilir. Ama şu bir gerçek ki, kuraklığa sebep olan en büyük etken israf ve
israfta aşırıya gidilmesidir. Şu an karşı karşıya olduğumuz kuraklık meselesi
yıllardır suyu israf etmemizin bir sonucudur.
Hali hazırda corona virüse karşı alınan tedbirlere benzer önlemler alınmalıdır.
Nasıl ki halkın genelini etkilediği için halkın tamamı tedbirlere dâhil
ediliyorsa kuraklığa sebep olan suyun israfı için de aynı şekilde tedbirler
alınmalıdır. Halktan kopuk tedbirler almak netice itibariyle fayda vermez.
Çünkü alınan tedbirler halkın uyması ile bir anlam ifade eder. Gereken
tedbirler alındıktan sonra ise Allah’a tevekkül etmek kalır. Allah ise her şeyi en iyi bilen ve her şeye kadir
olandır. Yani kuralık ile ilgili tedbir alınıp iş Allah’a havale edildikten
sonra endişe edilecek bir şey kalmaz.
Tevekkül ehli idarecilere selam olsun…
KURAKLIK TEHLİKESİ VE İSRAF
Yusuf TÜRK
Yorumlar