Yaratılmış olan her mahlûk insanoğlunun hizmetine sunulmak üzere yaratılmıştır.
İnsan ise Allah’a kulluk etmek üzere yaratılmıştır. İnsanın hizmetine sunulan
onca nimet, insanın Allah’a olan kulluğunu daha güzel yapmak ve gündelik
ihtiyaçlarını karşılamak için eksiksiz olarak verilmiştir. Tabi, nimetlerin çok
olması ya da eksiksiz olarak verilmesi insanın her istediğini yapacağı
analamına gelmiyor. Her ne kadar nimetin verilmesi, her istediğini yapacağı
anlamına gelmese de maalesef insanoğlu her istediğini yapacağı anlamını çıkarmış
ve bu şekilde kulluk vasifesine halel getirmiştir.
İnsanoğlunun her istediğini yerine getirmesi demek ise birçok ahlaki kaide ve
kuralın ihlal edileceği anlamına gelmektedir. Bu durum da insanoğlundan istenen
kulluk vasivesinin yerine getirilmemesine ve buna bağlı olarak da hayatın
çekilmez olmasına ortam hazırlamıştır.
Evet, insanoğlunun her istediğini yapması birçok ahlaki değerin ihlal
edilmesine sebep oluyor dedik. Bu ahlaki değerleden sadece bir tanesine
değinmek istiyorum. Ama değineceğim bu ahlaki değerin eksikliği ise
insanoğlunun her istediğini yapmasındaki temel etkendir diyebilirim.
O ahlaki değer, insana nimeti kullanmayı öğreten ve Allah’a karşı kulluk
vazifesini yerine getirmede kilit taşı hükmünde olan ”Hayâ” duygusudur. Bu
ahlaki değerin eksik olması veya yok olması insanın her istediğini yerine
getirmesine sebebiyet vermektedir. Denilebilir ki; insanın her istediğini
yerine getirmesi nasıl olur da sadece hayâ eksikliğinden kaynaklanabilir?
Hayâ ile ilgili peyagamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle
buyurmaktadır; ”Hayâ etmiyorsan istediğini yap” bu hadisi incelemeye çalışalım
ki hadisin anlaşılmayacak bir tarafı da yoktur. Evet, hadisi ikiye ayıralım.
Birinci bölüm; “Hayâ etmiyorsan”yani, Allah’tan korkmuyorsan veya utanmıyorsan,
kuldan utanmıyorsan anlamındadır. Hadisin bu kısmından şöyle bir anlam
çıkarabiliriz; bir insanın firenlenmesi veya hayatına ilahi bir ayar
verilmesinin iki kilit kelimenin yan yana gelmesinden ibaret olduğunu
görüyoruz. Çünkü o iki kelimenin gereği yerine getirilmezse insan fireni
patlamış bir kamyon gibi ya da ayardan çıkmış bir fabrika gibi hem kendisine
hem çevresine zarar verir. Yani ” hayâ etmiyorsan” şart cümlesine bizler
”etmiyoruz” dersek, bizlerden her türlü
tehlike ve zarar verici davranışlar beklenir. Bu durumun toplumun tamamına
yayıldığını düşünün ki düşünülmesi bile insanı ürkütüyor.
İkinci bölüm; “istediğini yap” bu kısım ise hayâsız bir kimsenin düşeceği durumu
ve hayâsız bir insanın ölçüsünün olmadığını bize öğretiyor. Her istediğini
yapan bir kişi ile hiç kimse idare edemez. Çünkü ondan her türlü kötülük
beklenir. Her türlü kötülüğün beklendiği biri ise yaşadığı toplum için ciddi
bir tehdittir.
Toplum olarak ve hatta ümmet olarak hayâsızlığın acısını yaşıyoruz. Her
istediğini yapan insanlarla yaşamaya çalışıyoruz. Başta bu sebepten dolayı ve
diğer sebeplerden dolayı bir türlü doğrulamıyoruz. Doğrulmak için her
istediğini değil Allah’ın istediğini yerine getiren bir topluma ve ümmete
kavuşmak gerekir. Bu için de her türlü hayâsız akına karşı birlik ve beraberlik
içinde hareket etmeliyiz.
Devamı haftaya inşaallah…
Not: Ramazan ayının tüm islam alamine hayır getirmesini ve tüm mazlum
coğrafyaların selametine vesile olmasını Yüce Allah’tan diliyorum.
HER İSTEDİĞİNİ YAPIYORSAN-1
Yusuf TÜRK
Yorumlar