Filistinli gruplar, israil Başbakanı’nın anlaşmayı uygulamaktan kaçındığını ve orijinal anlaşmada bulunmayan yeni şartlar dayatmaya çalıştığını vurguladı.
Öte yandan, Filistin direnişi, halkının haklarını ihlal eden hiçbir uzlaşmayı kabul etmeyeceğini belirtti. Aracıları, işgali anlaşmayı uygulamaya zorlamak için derhal harekete geçmeye çağırarak, herhangi bir ek tırmanışın direnişin elindeki İsrailli esirlerin kaderini etkileyeceği uyarısında bulundu.
Netanyahu’nun Gazze’ye insani yardımların girişini yasaklama kararına tepki olarak, Hamas Hareketi liderlerinden Hammad er-Rakıb, Kudüs Ağı'na özel yaptığı açıklamada, bu kararın Filistin halkına karşı işlenen büyük suçlar zincirine eklendiğini söyledi. Rakıb, kararın insani yardımların ve ticari kamyonların girişini engellediğini belirterek, bunun Gazze’ye karşı bir açlık ve soykırım savaşı anlamına geldiğini vurguladı. "Ne yazık ki, bu anlaşmaya rağmen İsrail, Amerikan desteğiyle hareket ediyor" dedi.
Rakıb ayrıca, "İşgal, üzerinde anlaşmaya varılan maddelerden geri adım atmıştır. Anlaşmanın aşamaları bellidir ve her aşamanın kendine özgü özellikleri vardır. Direniş, anlaşmada kararlaştırılan hiçbir husustan geri adım atmamıştır. Ancak düşman, sadece birinci aşamayı uygulamak istiyor ve savaşın sona ermesi ve Gazze'den tamamen çekilme taahhüdüne uymuyor" ifadelerini kullandı.
Hamas lideri, İsrail’in "Witkof önerisi" adı altında kendi şartlarını kabul ettirmeye çalıştığını, ancak bunun mantıklı ve kabul edilebilir olmadığını vurguladı.
Hareketinin anlaşmaya bağlı olduğunu yineleyen Rakıb, "İhlallerden İsrail sorumludur. Halkımıza ve esirlerimize karşı ahlaki bir yükümlülüğümüz var. Hapishaneleri tamamen boşaltma çabalarımızdan vazgeçmeyeceğiz ve halkımızı savunmak için kanımızı vermeye hazırız" dedi.
Aynı zamanda, aracı ülkeleri anlaşmaya bağlı kalma taahhütlerini yerine getirmeye çağıran Rakıb, "Eğer askeri baskı ile karşılaşırsak, yine de tutumumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Savaşın tekrar başlamaması ve İsrail’in tamamen çekilmesi için uygun önerilere açığız. Ancak işgal şu ana kadar birinci aşamanın insani kısmına bile uymadı" ifadelerini kullandı.
Rakıb ayrıca, İsrail’in Gazze’ye yönelik herhangi bir abluka kararının, esirleri üzerindeki etkisini de göz önünde bulundurması gerektiğini belirtti. "Halkımıza yapılan her şey, bizim elimizdeki İsrailli esirlere de yansıyacaktır. Bu nedenle İsrail, onların başına geleceklerden tamamen sorumludur" dedi.
Direniş gruplarının arabulucularla sürekli temas halinde olduğunu belirten Rakıb, "Birinci aşamanın 15. gününden itibaren, arabulucularla her gün İsrail’in yüzlerce ihlalini içeren raporlar paylaşıyoruz. Son ihlallerden bazıları dün ve bugün sivil halkın bombalanması ve sınır kapılarının kapatılmasıydı. Tüm bunları aralıksız olarak sıcak hat üzerinden iletiyoruz" diye ekledi.
Ayrıca, Mısır ve Katar arabulucularının, Hamas’ın taleplerini makul bulduklarını belirttiklerini, ancak ABD’nin tutumunun sürekli değiştiğini vurguladı. "Bazen anlaşmanın uygulanması gerektiğini söylüyorlar, bazen de Netanyahu’nun bakış açısına göre konuşuyorlar" dedi.
Hamas’ın şu ana kadar ikinci aşamaya geçmeye hazır olduğunu belirten Rakıb, bu aşamanın daha önce üzerinde anlaşmaya varılan şartlar çerçevesinde uygulanması gerektiğini vurguladı.
Kudüs Ağı’nın Hamas’ın silahsızlanma karşılığında ateşkes anlaşmasını uygulamaya koyma önerisiyle ilgili bir teklif alıp almadığını sorması üzerine Rakıb, "Bize hiçbir Arap ülkesi böyle bir teklifte bulunmadı. Bu tür iddialar, İsrail’in yönlendirdiği medya kaynaklarından geliyor. Eğer herhangi bir Arap ülkesi bizden silahsızlanmamızı isterse, onlara ‘Bunu canımız pahasına da olsa reddederiz’ deriz. İsrail’in tankları ve uçaklarıyla başaramadığını müzakere masasında elde etmesine izin vermeyeceğiz" yanıtını verdi.
İslami Cihad Hareketi liderlerinden Gazze'deki Hamis el-Heisam da Kudüs Ağı’na özel yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun bu kararının arabulucular tarafından sağlanan anlaşmaya karşı bir darbe olduğunu belirtti. İsrail'in, ilk aşamayı uzatmak istediğini ancak taahhüt ettiği insani yardımları, enkaz kaldırma ekipmanlarını ve diğer protokol ayrıntılarını sağlamadığını söyledi.
Heisam, Netanyahu’nun 2 milyondan fazla Filistinliyi açlıkla cezalandırmak istediğini, ancak savaşta ve sonrasında başarısız olduğu şeyleri, sınır kapılarını kapatarak da başaramayacağını belirtti.
Hareketinin, üç aşamalı ateşkes anlaşmasına bağlı olduğunu yineleyen Heisam, İsrail'in anlaşmayı başarısızlığa uğratmanın tüm sorumluluğunu taşıdığını vurguladı.
Filistinli müzakere heyetinin arabulucularla ve ilgili taraflarla sürekli temas halinde olduğunu belirten Heisam, yaklaşan Arap Zirvesi'ne katılacak ülkeleri, Filistin halkına destek veren net tutumlar sergilemeye ve işgalci İsrail’i kınamaya çağırdı.
Gazze'deki Halk Cephesi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Eyad Avadallah ise Kudüs Ağı’na yaptığı açıklamada, İsrail’in direnişi baskı altına alarak elindeki kozları almaya çalıştığını belirtti. "İşgal, her şeyi kazanmak ve hiçbir bedel ödememek istiyor" dedi.
Avadallah, "Bu karar, Arap devletleri ve uluslararası toplum için bir utanç kaynağıdır. Bazı Körfez ülkelerinin İsrail ile iş birliği yapmasına rağmen, işgalin Filistin topraklarında bir geleceği yoktur" ifadelerini kullandı.
Ayrıca, "Arabucular açık ve net bir şekilde İsrail’in anlaşmaya uymasını talep etmelidir. Filistin halkı, işgalin dayattığı şartları kabul etmeyecektir. Direniş, hedeflerinden taviz vermeyecek" dedi.
Son olarak, Filistin Özgürlük Hareketi yaptığı basın açıklamasında, direnişin elinde İsrail’i ateşkese zorlayacak güçlü kozlar bulunduğunu belirtti.
Hareket, "Arabulucular, İsrail’in bu açık ihlallerine neden sessiz kalıyor? İsrail, arabulucuların taahhütlerini hiçe sayıyor" dedi.
Arabulucuları, İsrail’e baskı yapmaya çağırarak, işgalin esirleri bedelsiz almak için halkın çektiği acıları istismar etmesine izin vermeyeceklerini vurguladı.