Üç gün önce kaybettiğimiz muhterem Mustafa Durgun hocamız ile 90 ‘lı yıllarda tanışmıştım. Sohbetlerine espri de katan Seyda muhatabını hemencecik etkileyip ikna edebiliyordu. Gençler ile çok güzel ve etkili bir diyaloğu vardı. Seyda’mızın vefatı gerçekten de ümmet için büyük bir kayıptır.

   Seyda o dönemde bize tecvit dersi vermek istedi. Maalesef kısa bir süre beraber kaldığımızdan dolayı kendisinden istifade edemedik. Bir ara muhterem merhum Said Varol hocamız yanımıza geldi. Said hocamız kendisiyle alakadar olup hürmetlerde bulundu. Kendisine “ hocam sizden tek isteğimiz bu mücadelede bizlere dua etmenizdir.” Mustafa Durgun hoca da kendisine uzun uzadıya dualar etti. Bu şekilde birbirlerinden ayrıldılar. Aralarındaki güzel muhabbet ve içten diyalog gerçekten de İslam kardeşliğinin en güzel nümunesiydi. Seyda bir ara Seyit Kutup’ un tefsirini açtı. Tevbe suresinden bir yer açıp bana okumamı istedi. Ben de orayı okumaya başladım. Yazıyı bitirdiğimde baktım ki hocamız bambaşka bir hale bürünüvermiş. Öyle bir tefekküre dalmıştı ki ben hayret ettim. Onun o haleti ruhiyesi çok farklı idi. Sanki bu dünyadan kopmuş gibiydi. Bu haleti bir daha da hiç kimsede göremedim.

   Böylesine mübarek şahsiyetlerin kıymetini daha hayatta iken bilmemiz gerekir. Onlardan gerektiği gibi istifade etmeliyiz. Onların ilimlerinden ilim, ahlaklarından ahlak, edeplerinden de edep alabilmeliyiz. Kendileri vefat ettikten sonra faydalanmamamızın vereceği pişmanlığı yaşamamak adına geride kalanlardan gereği gibi istifade edelim. Gerçekten de âlimlerimiz ve dava öncülerimiz bizlere kadir ve kıymeti sonsuz bir çığır açıp, mesajı çağları aşan bir dava mirası bıraktılar. Dünyalık adına bir çabalarına asla şahit olmadık. Herkes gecelerin derinliğinde uykuda iken onlar kıyamda ve secdede idiler. Herkes dünyalıkları adına koşuşturma içerisinde iken, onlar davaları adına koşuşturmada idiler.  Herkes en güzel ve konforlu araba ve evlerinde dünyanın fani zevke ve lezzetleri ile uğraşır iken, onlar zindanların karanlık köşelerinde sevdiklerinden uzak, yalnızca Rableri ile beraberdiler.  İnşallah Rableri de onlardan razı ve hoşnuttur.

   Bu güzel insanlardan bize kalan ise onların yaşamlarından örnek almamızdır. Bu mübarek kardeşlerimize sahip çıkalım. Bizim hocalarımız ve dava önderlerimiz seleflerimiz gibi azizdirler. Aynen ashabı kirama benzer örneklikleri vardır. Hasan el Benna, Bediüzzaman ve şeyh Said gibi şehadetleri vardır. Yetiştirdikleri yüzbinlerce muallimleri vardır. Belki de önümüzdeki yüzyıla damga vuracak öğrencileri vardır. Rabbülalemin bizleri onlardan istifade edenlerden eylesin.

   Muhterem Seyda’mıza tekrardan rahmet dileriz. İnşallah Firdevs cennetlerinden tekrar bir araya geliriz.