Ramazan ayı her yönüyle insanlığın faydasınadır. Yazarlarımız ve alimlerimiz Ramazan ayı ile ilgili yeteri kadar makale yazmışlar, konferans, oturum ve benzeri programlar düzenlemişlerdir. Ramazan ayının nihayetine birkaç gün kaldı.

Bizim için bulunmaz bir fırsat olan Ramazanın bereketinden yeteri kadar istifade edebiliyor muyuz peki?Seydalarımız saadet asrını anlatırlarken, Efendimiz aleyhisselatu vesselamın ve ashabının çok farklı bir ruh haletine bürünüverdiğini belirtmektedirler. Mesela bu ay içerisinde çok daha fazla mescitlere rağbet ettiklerini, ibadetlerini daha fazla ifa ettiklerini ve Müslüman halkın sorunlarına daha fazla yönelip her konuda yardımda bulunduklarını öğrenebilmekteyiz.

Benim en çok dikkatimi çeken meselelerden biri de, saadet asrı ehlinin bu ayda sadaka verecek paraları olmadığı zamanlarda borç edip sadaka vermeleriydi. Böyle bir uygulama içerisinde olan bir medeniyetin ihyasına vesile olmak ve devamı olmak için mutlaka onlar gibi olmaya çalışmalı ve çabalamalıyız. İnanın şayet saadet asrı ehlinin uygulamalarını pratiğe geçirebilseydik, halihazırda yeryüzünde hiçbir problem kalmazdı. Bırakın Müslümanları, ehl-i kitap dahil tüm insanlar huzura kavuşurdu. Heyhat ki bugün yeryüzünde huzur diye bir şey kalmamıştır…

Bire karşılık binlerce kar olan bir aydan istifade etmemek kadar acısı ve kaybı olan bir şey var mıdır acaba? Ramazan ayı nihayete erdiğinde herkes tekrar eskisi gibi günlük hayatına devam edecek. Çok büyük bir farkla ki; Ramazan ikliminden faydalanıp, bu mevsimi hakkıyla idrak edenler kazanmış olacak, idrak edemeyenler de müthiş bir kayıp ile iflas eden tüccar misali büyük bir hasret ve hasaret içerisinde olacaktır…

Ramazanın zahiri zahmeti bitmiş olacak, rahmeti de idrak edenleri kuşatıverecek ve onlara cennet kapılarını açacaktır biiznillah…Önümüzde hayırlısıyla kadru kıymeti sonsuz, mübarek Kadir gecesi vardır. Kur'an'ı azimüşşanın ifadesi ile bin aydan daha hayırlı olan bir gece, kesinlikle kaçırılmaması gereken sonsuz derecede değerli bir zaman dilimidir. Bu azim zaman dilimini hakkıyla ifa edelim. Bu mübarek gecede çoluk çocuğumuzla ayakta olalım.

Teşbihte hata olmasın hani darbe girişimi döneminde din ve şerefimiz, memleket ve milletimiz için sabahlara kadar teyakkuzda idik ya, şimdi de her iki dünyamızın saadeti için ayakta olalım ve bu geceyi bol bol namaz, Kuran okuma ve dua ile geçirelim. Düşünün Ramazan neredeyse bitecek, belki de bu aydan hiç istifade etmeyenlerimiz var. Yazık değil mi Allah aşkına? Bu ay nihayete erdiğinde nasiplenmeyenlere nasipsiz demek yanlış mı olur?

İşte böyle kardeşler, ders ve ibretleriyle, mana ve hikmetleriyle bir Ramazanın sonlarına doğru gelmiş bulunmaktayız. Halimiz ortada, ümmetin hali ortada. Öyle bir haldeyiz ki zahirde birbirleriyle zıt kulvarlarda ve kutuplarda olan emperyalist devletlerden denge felsefesi gereği yardım isteyecek duruma gelmişiz. Bu yanlış ahvalden kurtulmanın yegane çaresi ümmetin ihtilafları bir kenara bırakıp bir olmasıdır.

Lütfen bunun için çokça dua, tazarru, niyaz ve münacatta bulunalım. Belki rabbimiz bize bir kapı açar da hem doğu ve hem de batı bloklarının tasallutlarından kurtuluruz ve başımızın çaresine bakarız.Unutulmaması gereken en önemli meselelerden biri de, bu ayda ahlak edindiğimiz ibadetlerimizi lütfen Ramazandan sonra da devam ettirelim.Bu düşünceler içerisinde tüm Müslüman kardeşlerimizin mübarek ramazan bayramlarını tebrik eder, ümmetin azadeliğine kavuşacağı günleri çok yakında görme temenni ve dileklerimle, Allah'a emanet olalım…