Amerika başkanı Trump, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak ilan etmesinin üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen tepkiler her geçen gün artarak devam ediyor. Bu tepkiler kesinlikle her platformda kesintisiz ve ara vermeksizin devam etmelidir.

Hiçbir dönemde olmadığı kadar küfür ve şer cephesi alenen ve aşikar bir şekilde üzerimize gelmekte, savaş ilan etmekte ve birçok coğrafyada bizleri, yani Müslümanları katletmektedirler. 'Alenen' dememin sebebi, ABD ve şer ortakları geçen zaman dilimlerinde kendileriyle gizli ortak olan güçler ile Müslümanlara savaş açıyorlardı. PKK, DAİŞ, FETÖ, satılmış Arap ülkeleri, Budist çeteler, Müslüman ülkelerdeki kimi medya organları ve Müslüman gömlekli birçok münafık yapı ve şahsiyetler… Tüm bu organizasyonlar, Pentagon ve bileşenleri tarafından finanse edilip İslami yapıları imha etmek için kullanılıyordu.

Görünen o ki bu yapılara artık ihtiyaç kalmamış. Yani küfür ittifakı tükenmişliğimizden cesaret alarak artık yüzünü gizlemeden açıkça bizlere ve mukaddesatımıza savaş açmakta. Son örneği de Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak ilan etmeleridir. Bu onların hesabı…
Küfür ve şer cephesi olan ABD ve Batı bileşenleri zaten yapabildiği kadar İslam memleketlerinde tahribatlar yapmışlardır. Irak, Suriye, Afganistan örneklerinde olduğu gibi. Son darbeyi vurmak için de gözlerini Kudüs ve Mescidi Aksa 'ya diktiler. Tepkiler güzel, artarak da devam ediyor. Fakat bu tepkiler sadece sloganik eylemler ile sınırlı kalmamalıdır. Ne yapılabilir peki?
1-Kudüs ve Mescidi Aksa'nın anlam ve önemi gerek basın ve yayınlarda ve gerekse de meydanlarda anlatılmalı, bu konuda ara vermeksizin Müslümanlar aydınlatılmalıdır.
2-İsrail ve Amerika malları boykot edilmelidir. Bu durum sadece esnaf ve tüketici ile sınırlı kalmamalı, devlet bazında da tüm ekonomik ilişkiler kesilmelidir. Ülkemizdeki Yahudi ve İslam düşmanı şirketlerin çalışmalarına sınırlama getirilmeli son olarak da İsrail ve ABD destekli mali şirketlere yasak konulmalıdır. Dolar endeksli ticarete son verilmelidir.
3-İsrail ve Amerika ile tüm politik ve askeri ilişkiler kesilmelidir. Yapılan anlaşmalar var ise tek taraflı iptal edilmelidir.
4-İslam iş birliği teşkilatı gibi ümmetin vahdetini gerçekleştirebilecek çalışmalara gidilmelidir. İran, Pakistan ve benzeri İslam ülkeleri ile ilişkiler daha da geliştirilip, ortak İslam ordusu kurulmalıdır. İsrail ve ABD'ye karşı askeri seçenek her zaman masada olmalı, 'müttefiklik, dostluk' palavralarına kanmamalı, NATO fesat şebekesi ile olan ilişkiler kesilmelidir. Fetö darbe girişimi ABD'nin ve batının nasıl birer müttefik olduklarını gösterdi.

5-Avrupa birliği ile tüm ilişkiler kesilmelidir. Avrupa birliği bakanlığı kaldırılmalıdır.
6-İsrail, Amerika ve Batı karşıtı tüm ülke, yapı ve kurumlar desteklenmelidir.

7-Ülkemizde faaliyet gösteren tüm yabancı unsurların faaliyetlerine sınırlama getirilmeli, yakalanan ajanlar iade edilmeyip derdest edilmeli, yabancılara özellikle de gayr-ı müslimlere toprak satışı yasaklanmalıdır. Bu konuda ciddi yasal önlemler alınmalıdır.

8-Son olarak da, sadece İslam'a hizmet ettikleri, Batı ve ABD blokuna muhalif olduklarından dolayı ABD ve Siyonist İsrail jandarması Fetö tarafından zindanlara mahkûm edilen İslami şahsiyetlerin tümü bırakılmalıdır.

Aslında söylenecek çok şey var. İsrail ve ABD, mukaddesatlarımıza saldırdıkları zamanlarda tepkilerimiz olmakta fakat kısa bir süre sonra bu tepkilerimiz de dinmektedir. 'Aslolan devamlılıktır' düsturuna binaen ABD ve Batı'nın zulümlerine karşı hiçbir zaman bigane kalmamalı, tepkilerimiz hep devam etmelidir. Mesela İsrail mallarına karşı boykotumuz bir iki hafta ile sınırlı kalmamalıdır.
İsrailsiz ve ABD'siz bir dünyaya ulaşma dileğiyle… Vesselam