Malumunuz olduğu üzere 14 Mayısta seçim olacak ve bu seçim için yapılacak çalışmaların çoğu Ramazan ayına denk gelecek.

Türkiye’deki siyaset daha çok rakip partileri mağlup etmek ve kazanan partinin kendi hâkimiyetini sürdürmek için her türlü yola başvurduğu bir mantıkla işliyor. Tabi bu mantığa sahip olmayan partiler olsa da bunların etkisi yeteri düzeyde değildir. Çoğu zaman İnsanların desteğini sırf yetki elde etmek için talep ediyorlar ve yetki eline geçtiği zaman ise desteğini aldığı halkı unutup nefsini tatmin etme uğraşına gidiyorlar. Bu tür bir yapıya sahip birini yetkili hale getiren halk her ne kadar pişman olsa da artık iş işten geçmiş demektir.

Bu bağlamda seçim çalışmalarının Ramazan-ı Şerife denk gelmesi hasebiyle bir kaç hususu bilhassa siyasi Parti yetkililerine hatırlatmak istiyorum;

-Bu dünyaya bir imtihan üzere geldiğinizi unutmayın. Çünkü yüce Allah (cc) Zariyat suresi 56. Ayette; “Ben insanları ve cinleri sadece bana kulluk etsinler diye yarattım” diyerek insanoğlunun yeryüzüne geliş sebebini açık bir şekilde ifade etmiştir. Allah’a kullukta ise sırf bir makamı elde etmek ve zengin olmak için yalan söylenmez ki Peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde; “mümin cimri olabilir, mümin korkak olabilir ama asla yalancı olamaz” şeklinde beyanda bulunarak yalanın müminin hayatında yerinin olmadığını açık bir şekilde ifade etmiştir. Yani parti yetkilileri Allah’ın kulu olduklarını unutmamalı ve asla yalan konuşmamalıdır.

-Sizi seçen halkın değerlerine saygılı olmanız gerekir. Sizi seçen insanları temsil etmeniz sizin asli vazifenizdir. Seçim öncesi sırf seçimi kazanmak için insanlara şirin görünmeye çalışmak insani bir davranış değildir. Milleti yönetmeye aday olmak ciddi fedakârlıklara ve zorluklara katlanmak ve ne pahasına olursa olsun milletin değerlerini çiğnememek anlamına gelir.

-Seçim öncesi millete yapmak üzere söz verdiğiniz hizmetleri yapmak en öncelikli işiniz olmalıdır. Yani ahdinde vefalı olmayı hayatınızın düsturu edinmelisiniz. Bu şekilde yaparsanız uzun bir dönem bu ülkeyi yönetirsiniz. Çünkü halk ahdinde vefalı yöneticilere hasret kalmış durumdadır. Bu hasreti bitirmek de ülkeyi yönetmeye aday yöneticilerin hedeflerinden olmalıdır.

-En önemlisi Ramazan’ın hürmetine uygun olmayan işlerde, davranışlarda ve konuşmalarda bulunmayın. Ramazan Müslümanlığı yapmayın. Bir siyasi parti sırf kendi oyunu artırmak için başka bir parti hakkında haksız bir değerlendirme ve davranışta bulunmamalıdır. Ülkeyi yönetmeye aday her siyasi partinin hedefi, seçimi kazanmaya layık olduğunu halka ispat etmek olmalıdır. Hile ile yalan ile ve benzeri gayri İslami davranışlarla kendini ispat etmeye çalışmamalıdır ki böyle yapan ne bu dünyada ne de ahrette kazanç elde edemez.

-Bir tavsiyem de Türkiye’deki seçmenler için olacak;

Halkın şunu iyi bilmesi gerekir ki “Nasıl yönetilmek isterseniz öyle yönetilirsiniz”. Yani sizin ülkeyi yönetmek için düşündüğünüz parti veya parti yetkilisini iyi araştırmanız lazım. Bir partinin programında ne varsa başa geçtiğinde programındaki hususları tek tek hayata geçirir. Programında gayri İnsani ve İslami hususların bulunduğu bir parti nasıl olurda % 99 Müslüman bir memleketin insanını yönetir. Yapacağımız tercihe dikkat edelim. Çünkü her insan hayatı boyunca yaptığı tercihlerin sonucuna katlanmak ile meşgul olmaktadır.