Aile mefhumu çok boyutludur. Biz bu kısa yazımızda aile tanımı, aileye yönelen saldırılar, sağlıklı aile… Gibi konular üzerinde durmayacağız. Bizim konumuz, ailenin çocuk üzerindeki manevi etkileri olacaktır. Kısacası aile etkisinden bahsetmeye çalışacağız.

Bilindiği üzere aile çocuk açısından ilk mekteptir. Zaten bu bilimsel olarak ta kanıtlanmıştır. Çocuk ailede neyi görmüşse hayatını o görseller üzerinde bina etmektedir. “ yedisinde ne ise yetmişinde de odur” deyimi belki de bunu kanıtlamaktadır. Çocuk yedisinde yaşadıklarını ailesinden elde etmiştir. Aile, şayet erdemli ve ahlaklı bir hayat yaşıyor ise çocuk bunları benimsenip yaşayacaktır. “ Ağaç yaş iken eğilir” atasözümüz yabana atılacak bir söz değildir.

Bir bahçe düşünün. Toprağı tarıma elverişli olmayacak kadar taşlık, çorak ve elementsizdir. Siz bu toprağa ne ekerseniz ekin, ne kadar sularsanız sulayın, o toprak ne kadar ısı ve ışık görürse görsün emin olun ki hiçbir verim elde edemeyeceksiniz. Çünkü bitki yetiştireceğiniz bir altyapınız yoktur. İşte ailenin de çocuk üzerindeki etkisi de bunun gibidir. Ailede sağlıklı bir iletişim yok ise, sürekli kavga ve gürültü aile içerisinde meydana geliyor ise, ailede manevi değerler ön planda değilse, sadece dünyevi menfaate dayalı benmerkezci bir iletişim sözkonusu ise böyle bir ailede vatana ve millete faydalı, Rabbine karşı sorumluluklarını yerine getirebilen bireyler nasıl yetişecektir?

Çocuk, ergen çağına gelmiştir ve son derece aileden bağları kopuktur. Ev dışında tüm manevi değer ve erdemli davranışlardan uzak bir çevre edinmiştir. Uyuşturucu, hırsızlık, kumar vb. kötülüklere bulaşmıştır. Çalışmadığı için de ailesine ağır bir yük olmuştur. Siz bu çocuğu bu saatten sonra nasıl zaptedersiniz. Böyle bir gencimizin içerisine saplandığı bataklıktan kurtulması hemen hemen imkânsızdır. Haberlerde duyup, görmüşsünüzdür; kimi çocuklar anne ve babasını vurmakta, kimi ebeveyn çocuğunu öldürmektedir. Bu tür haberleri zaman zaman duymaktayız maalesef.

İşte ey anne ve babalar, çocuğunuzun canavarlaşmasındaki en büyük etken sizlersiniz. Birgün alnınız secdeye gitmemiş ise, çocuğunuzun yanında ibadetlerinizi yapmamışsanız, islami terbiyeyi, peygamberimizin sünnetini kısaca Kurani bir hayat yaşamamışsanız ve bunları çocuğunuza vermemişseniz, çocuğunuzdan ne beklersiniz?

Çocuk çevresine ve ailesine zarar vermeye başladıktan sonra, veli çocuğunun elinden tutup bir âlime veya bir islami kuruma götürür. Bu saatten sonra, bunca tahribattan sonra bunlar çocuğa ne kadar faydalı olabilirler. Evet, hidayet Allah’ın elindedir. Fakat herşeyin bir yeri, zaman ve zemini vardır. Toprağa fidan diktiniz, bu fidanı zamanında sulayıp, gerekli bakımını yapmadınız. Bu fidan nasıl yeşerip meyve verecektir. Bir mucize beklemezsiniz herhalde.

Tarihte isimlerini altın harfler ile yazdıran büyük ve değerli âlim, önder ve insanlar, küçüklüklerinden beri islami bir aile terbiyesinden geçtiklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bediüzzaman’ın anne ve baba terbiyesini lütfen okuyun. Selahaddin eyyubi ve şeyh Said’in hayatlarına, aile terbiyesinden sonra medrese hayatlarına bakın. Evliyaullah’ı okuyun. Abdulkadir Geylani’nin çocuk iken yolculuk hikâyesini, İmam Hanifi’nin ebeveyninin takvasını okuyun. Okuyun ki çocuk nasıl yetiştirilir öğrenin. Belki o zatların hürmetine, onlardan öğrendiklerimiz ile çocuklarımızı yetiştiririz ve temiz bir toplumun oluşmasında katkı sahibi olmaya çalışırız.

Değerli anne ve babalar, çocuklarımız büyüyüp kötülüklerin bataklığına düşmeden önce onlara sahip çıkalım. Çocuklarımız daha küçük iken bizler kendimiz doğru yaşantımız ve islami ahlakımız ile onlara örnek olalım. Bizler helal lokma ile nasıl beslenilir, güzel ahlak ile nasıl yaşanılır, Kuran ve Sünnet ile nasıl ibadet edilir, insanlara nasıl faydalı olunabilir? Bunu yaşantımız ile çocuklarımıza aşılayalım. Yani maddiyattan önce maneviyatı önceleyelim. Selam ve dua ile…