İnsanlık tarihinden bu yana farklı sebeplerden kaynaklı birçok seferberlik uygulanmıştır. Bazen bir salgından kaynaklı tedbir seferberliği, bazen bir savaştan kaynaklı yardımlaşma ve dayanışma seferberliği, bazen de kıtlıktan kaynaklı iktisatlı olma ve israfı önleme seferberliği gibi seferberlikler halk arasında uygulanmıştır. Seferberlik her neden kaynaklanmışsa kaynaklansın halkın geneli bu seferberlikte üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmişse Allah’ın yardımıyla muzaffer olmuşlardır. Bunun örnekleri insanlık tarihinde ve İslam tarihinde çoktur.
Organize edilen bu seferberlikler görüldüğü gibi bir ihtiyaçtan kaynaklı yapılmıştır. Çünkü söz konusu ihtiyaç, toplumun tamamını ilgilendirdiği için toplumun tamamından destek görmüş ve genel itibariyle başarı elde edilmiştir. Aksi bir durumda ise, yani halktan desten görmeyen bir seferberlik başarılı olamamış ve bu başarısızlık yıllarca acısı çekilen bir problem halini almıştır. Seferin gereğini yerine getiren halklara Allah zaferi nasip eder.
Evet, seferler maddi ve manevi olmak üzere ikiye ayrılır. Her iki durumda yapılması gerekenler vardır. Bugün, ümmet olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz seferberlikler maddi değil manevi seferberliklerdir. Ve bugün ümmet genelinde ilan edilmesi gereken bir manevi seferberlik de şüphesiz Fahri kâinat efendimiz Hz. Muhammed’in (sav) sevgisini ifade etme adına yapılacak bir salâvat seferberliğidir. Bu seferberlik de şüphesiz manevi bir ihtiyaçtır. Ve bu ihtiyaç, giderildiği vakit hem dünyevi hem de uhrevi faydaları mutlaka görülecektir.
Peygamber efendimiz, bir hadisinde; ‘’ümmetimden bana en yakın olanlar bana en çok salâvat getirenlerdir.’’ Buyurarak kendisine yakınlaşmanın formülünü vermiştir. Allah (cc) bir ayet-i kerimede; ‘’Deki eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayıcı ve merhamet sahibidir.’’(Al-i İmran-21) Diye buyurmuştur. Ayet-i kerimeyi incelediğimiz vakit, Allah (cc) kendi sevgisini kazanmayı Peygamberine tabi olmaya bağlı kıldığını görürüz. Bugün toplumun geneline, Allah’ı ne kadar seviyorsunuz? Sorusu sorulsa acaba ne cevap verecekler? Çok seviyorum, sevgimi tarif edemem veya canımdan daha çok seviyorum gibi cevaplar alınır muhtemelen… Ama böyle bir soru sormak yerine ’’peygamber efendimize ne kadar uyuyorsun?’’ sorusu sorulsa daha iyidir. Çünkü bu sorunun cevabı aynı zamanda Allah’a muhabbetin ölçüsünü belirleyecektir. Nitekim Allah (cc) kullarının kendisine olan sevgilerini peygambere tabi olarak göstermelerini istemiştir. Bu husustan yola çıkarak şunu söyleyebiliriz; ‘’kim peygambere ne kadar uyuyorsa Allah’ı da o derece seviyor demektir.’’
Bu vesileyle Peygamber Sevdalıları Vakfı’nın Türkiye genelinde başlatmış olduğu salâvat seferberliği etkinliğini çok değerli ve yerinde bir çalışma olarak buluyorum. Toplumu böyle bir iyiliğe ve ibadete teşvik ettikleri için de kendilerini kutluyorum. Peygamber sevgisinin toplumun kalbinde yer edinmesine vesile olacak en önemli ibadetlerden biri de peygamberimize salâvat getirmektir ki Allah (cc); ‘’şüphesiz Allah ve melekleri nebi’ye salâvat getirirler. Ey iman edenler siz de ona salât edin ve selam edin.’’(Ahzab-56) Şeklinde buyurarak bilhassa kendisinin yaptığı bir eyleme kullarını da davet ediyor. Allah’ın davetine icabet için Peygamber Sevdalıları Vakfı’nın Türkiye genelinde başlatmış olduğu salâvat seferberliği katılalım ve Peygamber efendimize yakınlaşmaya çalışalım.
Bu seferberliğin Türkiye geneliyle sınırlı kalmaması gerekir. Ümmet olarak bunu dünya genelinde icra etmeliyiz. Ve yegâne önderimize olan muhabbetimizi tüm dünyaya ilan etmeliyiz.
‘’Allahumme salli ela Muhammed ve ela ali Seyyidina Muhammed’’