Allah'ın adıyla
Bu dünya imtihan yeridir, insanlar imtihandan geçirilmektedir ve dünyada yaptıklarından dolayı ahirette hesaba çekileceklerdir. Onun için kim ne yaparsa yapsın, neticede kendisi için yapmış olur, kendi yararına veya zararına yapmış olur.
«Kim salih amel işlerse, bu kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa, bu da kendi aleyhinedir. Rabbin kullarına zulmedici değildir.» (Fussilet 46)
Müslümanların; İslam'ı öğrenmesi, yaşaması, tebliğ etmesi ve toplum hayatına yerleşmesi için çalışması, Allah'a (cc) karşı kulluk görevinin gereğidir. O da herkes gibi imtihandan geçirilmektedir ve bunları yapmaktan dolayı sorumluluk sahibidir.
İşte burada itaat kavramı önem kazanmaktadır. İtaat olmazsa ve Müslüman kişi itaat ruhuyla hareket etmezse, bu görevlerini yerine getiremez.
Bu yüzden İslam, Müslümanlara itaat etmeyi emretmektedir.
«Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan emir sahiplerine (Müslüman idarecilere) de itaat edin.» (Nisa 59)
Müslüman, her şeyden önce Allah'a (cc) itaat etmekle sorumludur ki bu, O'nun kitabına uymakla olur. Aynı zamanda O'nun (cc) Rasulüne (sav) itaat etmekle mükelleftir ki bu, O'nun (sav) sünnetine uymakla olur. Bunlarla birlikte, Müslümanların başına amir olarak tayin edilenlere itaat etmekle mükelleftir.
Enes'in (ra) rivayet ettiği bir hadiste Allah'ın Rasulü (sav) şöyle buyurmuşlardır: «Dinleyin ve itaat edin! Hatta üstünüze, başı kuru üzüm danesi gibi siyah Habeşli bir köle bile tayin edilmiş olsa, aranızda Kitabullah'ı tatbik ettikçe (itaatten ayrılmayın).» (Buhari, Ahkam bölümü)
Ve bu amirler, Allah'a ve Rasulüne itaat ettikleri ve emirlik işlerinde İslam'ı esas aldıkları müddetçe onlara itaate devam edilir.
İbnu Ömer'in (ra) rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah (sav) şöyle buyurmuşlardır: «Müslüman kişiye, hoşuna giden veya gitmeyen her hususta itaat etmesi gerekir. Ancak, masiyet (Allah'a isyan) emredilmişse o hariç. Eğer masiyet emredilmişse dinlemek de yoktur, itaat de yoktur.» (Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai)
Onun için itaat, Müslümanların belirgin bir özelliğidir. İtaat, düzen ve disiplin içerisinde hareket etmenin göstergesidir. Nitekim İslam, düzen ve disiplin dinidir. Müslümanlara her işlerinde düzenli ve disiplinli olmalarını emreder. Aralarında başıboşluğu, düzensizliği ve disiplinsizliği hoş görmez. Üç kişi bir çölde dahi bulunsa aralarından birini başlarına emir tayin etmelerini ve onun talimatlarına göre hareket edip başıboşluktan, kendi başlarına hareket etmekten ve dolayısıyla disiplinsizlikten uzak kalmalarını emreder.
Aynı zamanda İslam, birlik dinidir. Müslümanlara birlik içinde bulunmalarını emreder, dağılıp parçalanmalarını yasaklar.
«Hep birlikte Allah'ın ipine sarılın ve ayrılığa düşmeyin» (Al-i İmran)
Çünkü birlik güçtür, birlik imkandır ve dolayısıyla birlik, Müslümanların görvlerini hakkıyla yerine getirmeleri için gereklidir. Müslümanların sayısı ne kadar çok olursa olsun, eğer aralarında birlik yoksa hiçbir ağırlıkları olmaz. Güçten ve imkandan yoksun olurlar. Birliğin olması için itaat zaruridir. Çünkü itaatin olmadığı yerde birliğin olması mümkün değildir. Bu yüzden itaat, Müslümanlar arasındaki birliğin ve dolayısıyla gücün şartıdır.
O halde Müslümanların Rablerine karşı kulluklarını ifa edebilmesi, İslam'ı öğrenme, yaşama, tebliğ etme ve toplum hayatına yerleşmesine çalışma konusundaki vazifelerini hakkıyla yerine getirebilmesi için birbirlerine kenetlenerek birlik içinde bulunmaları ve itaat ruhuyla hareket etmeleri gerekir. Unutulmamalıdır ki Müslümanlar birlikle, birlik ise itaat ile kaimdir.
Allah'a emanet olun.