Almanya ve Hollanda'nın son günlerde sergiledikleri tavırlara bakar mısınız? Nasılda kinlerini kusuyorlar! Her fırsatta eşitlik, adalet, demokrasi konularında ahkam kesmeyi biliyorlardı oysa. Ortada herhangi bir tehdit, herhangi bir saldırı olmamasına rağmen, güvenlik güçlerini 'vur' yetkisiyle halkın üstüne saldırtan zihniyet terörün ta kendisidir. Onların foyalarını ortaya çıkaran mesel ise ülkemizdeki gelişmelerdir.

Ülkemizin istikrar bulmaya yönelik hamleleri küfür milletinin uykularını kaçırıyor. Baskı, şiddet ve hilelerle kandırdıkları Anadolu halkının, hal-i hazırdaki liderleriyle yeniden tarih sahnesine çıkmaya çalışması beyefendilere dokunuyor. Peki, neden bu kadar öfkelendiler? Çünkü onlar, aramızdaki ihtilaflara bakmazlar.

Elbette aramızdaki farklılıkları birbirimize karşı silah olarak kullanıyorlar. Ancak kendi içimizdeki problem ve yaşam tarzı farkına rağmen dışarıdan bir bütün olarak 'Müslüman' kimliğimizle tanınıyoruz da ondan!
Geçmişte Haçlılara karşı savaşmış İslami bir kimliğimiz olunca potansiyel tehlike olarak görülüyoruz. Giderek asıl yüzünü gösteren Avrupa'nın o çirkin yüzünü basiret sahibi her Müslüman zaten biliyordu. Ancak İslam beldelerinde yaşayıp da onlara hayranlık duyan kitleler de nihayet gerçekleri görmeye başladılar.

Bitmek bilmeyen terör saldırılarına, halkın kafasına balyoz gibi inen onca darbeye ses çıkarmayan Avrupa, güya sistem değişikliği olursa halkın zararına olur diye karşı çıkıyor! Pes doğrusu, bizi ne kadar da çok seviyorlarmış öyle(!)

Düşmanın tavrı insanı çok şaşırtmıyor. Çünkü kutsal kitabımızda düşmanın nasıl tuzak kurabileceği, ne derece ileri gidebileceği ile ilgili açık beyanlar bulunuyor. Ancak içeride düşman namına avukatlık yapan zevatı anlamak hakikaten zor. Hani bilgi deryasında yaşayıp bilgisiz olana ancak cahil denebilir.

Küresel çapta cepheler 'Yeni Dünya Düzeni' başlığına göre şekillenirken, ortada 'Ben maşayım beni istediğin yerde istediğin gibi kullan' dercesine sağa sola zarf atanlar örgütler ve siyasi partiler var. Etkin bir siyaset izlemek için zaten şartlar zor, onca sorunların yanı sıra bir de ayak bağı olmakta ısrar edenler bunlardır.

Batının barbar medeniyetini, ümmetin çocuklarına modern, çağdaş, gelişmiş, muasır kavramlarının içine gizleyerek yutturdular. Demokrasi dedikleri şey her neyse, kontrol aracı olarak kullandılar. Kendileri hiç bahsetmez demokrasiden. Ancak söz konusu Müslümanlar olunca herbiri kendi cephesinden demokrasi havarisi kesilir.

Nihayetinde haçlı olduklarını itiraf eden Avrupa, asıl hedeflerinin İslam ve Müslümanlar olduğunu yüksek sesle söylemeye başladılar. İçinde bulunduğumuz çağda kıtaları kana bulayanalar kendileridir. Ama inşallah yakın gelecekte yaşattıklarının bedelini ödeyecekler. Küfür milleti aynı cepheden ve aynı ağızdan konuşurken, İslam dünyasından seslerin kısık çıkması, birliğin olmaması, Türkiye'nin yalnız bırakılması gelecek güzel günlerin gecikmesine sebep oluyor.

Ama inşallah, milletimizin kendini yeniden toparlaması ve yeryüzünde süregiden zulmü nihayete erdirmesi yakındır. Yapılan siyasi hamleler, yürütülen ekonomi planları, ele alınan konular bunca ses getirdiğine göre demek ki iyi şeyler oluyor. İnsanlar gerçekleri gördükçe bakış açılarını düzelteceklerdir mutlaka. Her şeye rağmen Bizans oyunları bitmeyecek ama ufukta aydınlık yarınlar görünüyorsa zorlukların üstesinden gelinir elbet. Batının batması yakındır inşallah…