YUSUF TÜRK
İslam dini, insanoğlunun yeryüzünde yaşamını idame etmek üzere
kendisine tabi olduğu bir dindir. Bu dini yüce Allah kulları için uygun
görmüştür ki maide suresinin üçüncü ayet-i kerimesinde şöyle buyurmaktadır;
’’sizin için din olarak İslam’ı seçtim’’ ayetten de anlaşılacağı üzere İslam
dini sıradan bir din değildir. Aksine kâinatın rabbi olan Allah tarafından
kullarının maddi ve manevi tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde insanlığa
sunulmuştur.
İslam dini insanoğlunun hayatının her alanına müdahale etme
yetkisine sahip olup insanoğlunun hem dünya hem ahretini imar etme
potansiyeline sahiptir. Fakat İslam hayatın her alanına müdahale etmez ise ya
da müdahale etmesine engel olunursa o vakit İslam’ın uygulanmadığı yerde
kargaşa eksik olmaz ki karmaşanın olduğu yerde de insanlık huzur bulamaz.
Tarihten günümüze kadar insanlık İslam dininin kaide ve
kurallarını hayatının merkezine bırakıp ona göre yaşamışsa daima huzurlu
olmuştur. Ne zamanki İslam dininin kaide ve kurallarını hayatının merkezinden
çıkarmışsa hayatı daima pişmanlıkla sonuçlanmıştır.
Günümüzde İslam’ın kaide ve kurallarına riayet edilmediği en
önemli hususlardan biri de şüphesiz düğünlerdir. Bu konuda mevcut halkımız
ciddi manada ihmallerde bulunmaktadır. Kızı istemeye gidince’’Allah’ın emri
peygamberin kavli’’ denilip kız istenir. İstenmenin ardından Allah’ın emri ve
peygamberinin kavli unutulup Allah ve peygamberinin razı olmadığı şeyler
yapılır. Bunun sebebi sorulduğunda da; zaten ömürde bir defa düğün yapılıyor.
Bırakın onu da rahat bir şekilde yapalım. Hem İslam zorluk dini değil kolaylık
dinidir. Hangi asırda yaşıyoruz yahu!
Biraz esnek olunması gerekmez mi? Diye konuşulur. Böylesi bir tavır ve
söylemin esneklikle bir alakası yoktur. Bu tam anlamıyla bir tavizdir. Çünkü
İslam esnekliğe yeri geldiğinde müsaade eder ama taviz vermeye asla müsaadesi
yoktur. Nitekim Hz. Muhammed (sav) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur; “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle
değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü
yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf
derecesidir.” Hadisteki anlam inceliğine
dikkat edilirse bir esnekliğe yer verilmiştir. Ama asla bir taviz verme gibi
bir durum yoktur. Kişinin maddi ve
manevi güç durumuna sergilenecek tavrın değişebileceğini görüyoruz. Bu durum
ise İslam dininden taviz verme değil aksine tavize engel olma manasında
anlaşılmalıdır.
Dolayısıyla ister düğün olsun ister
taziye olsun. İslam, her iki durum için de yapılması gerekeni açıkça izah
etmiştir. İslam’a uygun olan bir esneklik olabilir ama İslam’a uygun bir taviz
verme durumu yoktur.
İslam bir hayat nizamıdır. Bu nizam hayatın her alanına
hükmetmelidir. Hükmetmesine mani olursak önce dünya gider sonra ahret gider. Bu
da hüsranın ta kendisidir.