Sosyal bir varlık olan insanoğlu, sürekli etrafında olan bitenlerden haberdar olmak ister. Aynı zamanda bu fıtri bir ihtiyaçtır. Eski zamanlarda çeşitli ilkel ve çok zor yöntemler ile olan bitenlerden haberdar olunabiliyordu. Teknolojinin gelişmesiyle artık çok daha kolay ve anlık etrafımızdan hatta dünyanın diğer bir ucundan haberdar olabiliyoruz.

İnsanların birbirlerinden ve olan bitenlerden haberdar olabilmelerinin bir aracı da gazetelerdir. Gazete deyip te geçmeyelim; büyük savaşlar, gazete haberleriyle başlayıp, bu haberler sayesinde de bitmiştir. İhtilaller, devletlerin parçalanması ve yeni devletlerin kurulmasında gazeteler büyük rol oynamıştır. Yine Osmanlı imparatorluğunun yıkılması maalesef o zamannın Yahudi ve Batı sermayesi ile faaliyet gösteren gazeteler sayesinde gerçekleştirilmiştir. Türkiyede ve dünyanın farklı ülkelerinde son elli yılda yapılan askeri darbelerde yine gazetelerin rolü azımsanmayacak derecededir. Tabi ki özellikle de İslam ve Müslümanların düşmanı Yahudi Ve batı destekli gazeteler halen de son hız ile faaliyetlerine devam ederek gazeteleri en etkili silah olarak kullanmaya devam etmektedirler.

Son yıllarda elhamdulillah islami hassasiyete sahip gazeteleri de artık görebiliyoruz. Mesela elimizde şu an okuduğumuz 'Van olay' gazetesi de bunlardan biridir. 'Doğru Haberi' elde etme, doğrulardan haberdar olabilme, asparagas- yalan, yanlış haberlerden öte gerçeklerden haberdar olabilmek için bu gazetelerimize sahip çıkmamız gerekiyor. İslam ve müslümanların düşmanı gazetelerin yalan yanlış haberleri yüzünden '28 Şubat 1997' marifetiyle ülkemizde yirmi beş yılı aşkındır sadece islami hassasiyete sahip oldukları için insanlarımız hapis yatıyor. Ve anlayacağınız gazete cinayetleri bu sebeple devam ediyor.

İnternet vasıtasıyla cep telefonları ve bilgisayarımızdan haberleri okuyabiliyoruz diyebilirsiniz ama inanın internet, gazete kadar etkili ve verimli değildir. Bunu zaten müşahede edebilirsiniz. Kaldı ki çıkan gazetelerin bir maliyeti vardır. Bu maliyeti karşılamak için bizim de ' çorbada bir tuzumuz olsun' deyip, günlük bir sakız parasıyla gazetelerimize sahip çıkalım. Gazetelerimize sahip çıkalım ki Bu ülkede bir daha 28 Şubatlar olmasın, bir daha başörtülerinden ve inançlarından dolayı insanımız okulundan iş ve emeğinden olmasın, bir daha haksızlık ve adaletsizlik, hortumculuk ve halkımızın alınterinden hırsızlık olmasın, bankalar dayı- yeğen marifetiyle boşaltılmasın, bir daha sırf Camileri sahipsiz bırakmadıkları için, Kuran ve siyer dersi verdikleri için islami hassasiyete sahip insamız zindanlara girmesin, bir daha 6-7 Ekim olayları yaşanmasın, gencecik Aytaç ve Yasinlerimiz şehit edilmesin...

İslam ve müslümanların düşmanı yahudi ve batı destekli basının oyun ve hilelerini boşa çıkarma adına gazetelerimize sahip çıkma umuduyla, Allah'a emanet olalım...