İslam'daki arkadaşlık ve kardeşlik müessesesi hiçbir din ve ideolojide olmadığı kadar geniş kapsamlıdır. Hatta İslam, Müslümanları arkadaşlıktan öte kardeş olarak kabul etmiştir. ' Ancak müminler kardeştir.' (Hucurat suresi 10. Ayet meali) ayeti bunu anlatmaktadır.

Mesela sosyalizm insanları ancak arkadaş olarak kabul eder. Onlarda kardeş diye bir kavram yoktur. Bu, tüm batı ve batıl kaynaklı ideolojilerde böyledir. Her şey şahsi menfaate dayalıdır onlarda. Hatta onları bir araya getiren tek unsur da dünyevi menfaattir.

Oysa asıl birlikteliği sağlaması gereken Müslümanlardır. Bugün bölük- pörçük olmamızın sebebi, bizim asli değerlerimizden yani Kur'an ve sünnetten uzaklaşmamızdır. Yukarıdaki ayet bizim kardeş olmamız gerektiğini anlatmıyor mu? Yani bizim kendi şahsi menfaatlerimizden öte, kardeşlerimizi düşünmemizi ve bu konuda ciddi manada fedakarlık göstermemiz gerektiğini ifade eder. Saadet asrı başta olmak üzere İslam tarihi fedakarlık örnekleriyle doludur.

Hicret, saadet asrı savaşları ve sonraki dönem tarihlerimiz fedakarlık ve kardeşlik örnekleriyle doludur.
İşte bugün Müslümanlar olarak başımıza gelen musibetler, küfür cephesinin haklılık ve güçlülüğünden değil, bizim ihtilaf ve yokluğumuzdandır. Yoksa onlar suyun üstündeki küpük gibidirler. Çok görünürler ama gerçekten silkelenip ayağa kalkacak olan İslam medeniyeti karşısında yok hükmündedirler.

Yeter ki Müslümanlar tekrar uyanıp tarihlerine, değerlerine ve özellikle de birbirlerine sahip çıksınlar. Zaten kafirleri bu kadar bir araya getiren de bu korku değil midir? Müslümanların tekrar bir araya gelmemeleri için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Şii- Sünni ihtilafı, şu tarikat- bu tarikat ihtilafı, şu cemaat -bu cemaat safsatası, en son da sen ve ben kavgası… Sonuç; böl- parçala ve yut…

Ve de Müslümanlar çalışsın kafirler de dünyada sefalarını sürsün. Avrupa'ya bakın, işçi statüsündeki çalışanların ekseri Müslümanlardır. Yine dünyada büyük sermaye sahiplerinin ekserisi de Yahudilerdir.
Önemli bir meseleyi daha belirtmekte fayda var; İslami basın olarak bildiğimiz bazı basın ve yayın organları maalesef her şey hallolmuş gibi bilerek veya bilmeyerek İslami kesimleri veya mezhepleri hedef alıyorlar. Bu durum sadece kafir ve emperyalist güçlerin işine gelir. Onların ekmeğine yağ sürmektir bu durum.

Birilerini eleştirirken bu eleştiriler, bir şeylerin düzelmesi adına olmalı. Eleştiriler yapıcı ve insaflı olmalı. Adaletten ve hakkaniyetten ayrılmamalı. Yani eleştirirken sonuca bakacaksın. Eğer sonuç küfre yarıyor ise eleştirme çaban başka şekilde olsun. Yani git, otur ve konuş… Müslümanlar masa başlarında klavye mücahitliğini yapadursun, emperyalizm cephesi de stratejik hedeflerine ulaşsın… Halimize yazık.

Özellikle Sosyal medya üzerinden kardeşlik mesajları vermeliyiz. Bulunduğumuz makam, mevki, ortam ve muhit ne olursa olsun tüm çabamız kardeşliğimizi pekiştirme adına olmalı. Bir ve yek olmak zorundayız. Küfrün belini kırmanın tek yolu budur. Bizim en öncelikli meselemiz Müslümanların vahdetidir. Bu bilinci oluşturmak, kardeşlik şuurunu yaymak bizim en asli vazifemizdir. Kardeşlik bilinç ve şuurumuz oluşursa tüm meselelerimiz hallolur. Gözlüğümüz vahdet olmalı. Fedakarlık yapmalıyız bu durumda.

Gerekirse tüm şahsi menfaatlerimizden vazgeçmeliyiz fakat kardeşlik hukukumuza riayet etmeliyiz. Bakış açımız İslami kardeşlik olursa çözemeyeceğimiz hiçbir meselemiz kalmaz. Biz Müslümanlar gerçekten kardeşliğimizi muhafaza edersek o zaman kafirler tasını tarağını, pılı-pırtısını toplar ve coğrafyalarımızı terk etmek zorunda kalır. Feto gibi alçaklar da aramızda barınmaz…