Yusuf CAN

Akrabalık ve komşuluk bağları çok sağlam olan bir toplumda yaşıyorduk/ yaşıyoruz. Zaten mübarek dinimizin emir ve tavsiyeleridir akrabalık ve komşuluk bağlarını korumak. Bu konuda alimlerimizin yazdıkları kitaplarda tafsilatlı makaleler vardır.
Gel gör ki son yıllarda akrabalık ve komşuluk bağlarımız çok zayıfladı. Bunu bazı siyasi nedenlere, teknolojiye, hayat şartlarına vb... bağlayabilirsiniz. İnanın bunların hiç birisi birbirimizi sormaya ve ziyaret etmeye engel değildir. Bir işi yapmaya inancımız var ise, imkanları bir şekilde oluşturabiliriz. Günümüzün azımsanmayacak bir zaman dilimini bilgisayar başında ve telefon meşguliyeti ile geçiriyoruz, bir kısmımız zamanının boş yere kahvehane köşelerinde geçirebiliyor veya en azında çoğumuz hafta sonları zamanımızı evde geçiriyoruz. Kaldı ki memur arkadaşların daha çok boş zamanları olabiliyor. Söz konusu zamanımızın az bir kısmı da olsa dost, akraba ve komşularımızı ziyaret edemez miyiz, birbirimizi Allah rızası için soramaz mıyız?
Geçenlerde bir alim anlatıyor; '- ben bazen akraba ve dostlarımı ziyaret ederim. Onlara ulaşmada bir sıkıntı yaşadığımda en azından telefon açarım. Yine uzakta olan birinci derecedeki bir akrabama telefon açtım. Akrabam ' hayırdır' diye sormaz mı? ' hayırdır, hayırdır, birbirimizi sormak çok hayırlıdır' deyip hal- hatırını sordum. Tabi hem mahcup oldu ve hem de şaşkınlığıyla beraber memnuniyetini dile getirip, teşekkür etti ' işte böyle dostlar.
Yaşadığımız bu müslüman toplumda birbirimizi sorma ve ziyaret etme güzelliğini ve aynı zamanda Peygamber aleyhisselatu wesselam sünnetini lütfen tekrardan ihya edelim. yoksa kendi kabuğuna çekilmiş, sadece kendisiyle meşgul olan, kusura bakmayın ama bencil ve pısırık bir toplum haline geliriz. ' Niye onlar beni sormuyorlar, ben de onları sormam, daha geçenlerde onları sormuştuk, her zaman ben telefon açıyorum, onlar zaten şöyle- böyledirler' gibi cahillerin ahlakı olan söylemlerde bulunmayalım, böyle bir gaflete düşmeyelim. Dost ve komşularımızın, ahbap ve akrabalarımızın kapılarını önce biz çalalım. Belki bir dertleri vardır,belki bir sıkıntı ve problemleri vardır, en azından bir destek oluruz. Sadece birbirimizi sormak bile bir çok dede devadır. Hani ' Sevinçler paylaşıldıkça artar, dertler ve sıkıntılar paylaşıldıkça azalır' sözü var ya tam da bunun için söylenmiştir. Şahsen bu gerçeği defalarca yaşadığım için bu söze çok değer veririm.
Muhterem okuyucular, dar ve zor zamanlarda, sıkıntı ve musibet zamanlarında hiç kimse yalnız kalmak istemez. Yalnızlık ve kimsesizlik hakikaten çok zordur. Rabbim kimseyi darlık ve sıkıntıda hele hele kimsesiz ve dostsuz bırakmasın. Bizler de başımıza her an gelebilecek bir musibet zamanında yalnız ve desteksiz kalmak istemiyorsak lütfen birbirimizi ziyaret etme ve sorma sünnetinden mahrum kalmayalım. Özellikle de niyetimiz Allah rızası için olsun ki ziyaretimiz ve muhabbetimiz ibadet hükmüne ve sevabına ulaşabilsin.
Birbirini Allah rızası için seven, soran, ziyaret eden, birbirini ihmal etmeyen, her zaman- zemin ve zorlukta dayanışma içerisinde bulunan, birbirlerine destek olan bir toplum olma temenni ve dileklerimle, Allah'a emanet olalım...