Kabul etsek de, etmesek de, istesek de, istemesek de biz müslümanlar her zaman birbirimize muhtacız. 'Ancak müminler kardeştir' ilahi fermanı ile Rabbimiz bizleri kardeş kılmıştır.
Müslümanların kardeşlik müessesesi öyle bir müessesedir ki, bu müessese sayesinde tarihte, hak yolunda isteyip de başaramadıkları hiç bir iş olmamıştır. Ulaşılmaz görünen beldeleri ele geçirip, kıtaları fethetmişler, yenilmez denilen orduları yenip, imparatorlukları yıkmışlar, nice zalimleri tarihin sayfalarına gömmüşlerdir.

Yine üzülerek belirteyim ki, kardeşlik müessesemizi yıkıp dünyevi menfaatlerimize daldığımızda ise daha önce elde ettiğimiz tüm kazançlarımızı kaybetmişiz. Bırakın kaybettiklerimize, maalesef kendimizi kaybedip hemen Efendimiz aleyhisselatu vesselamdan sonra birbirimize düşüverdik. Saadet asrının fedekarlık destanlarını unutup menfaat bataklıklarına düşüverdik. Bizi arsızca ve iştahla seyreden fırsatperest düşman karşısında bir lokma yem oluverdik.

Bizi bölük pörçük gören düşman hiç boş durur mu? Şu anki halimiz buna delil değil mi? Mescid-i Aksa'yı bile koruyamayacak bir haldeyiz. İsrail alçağını protesto etmek için bile olsa yan yana gelemiyoruz. Şu şii, şu sünni, bu şucu, şu bucu kansermisal hastalıktan kurtulamıyoruz bir türlü. Bırakın sıradan halkı, alimlerimiz bile taasupkarane davranıp ittihadın önüne geçmekteler.

Binlerce kilometre öteden, yani tam da cehennemin dibinden burnumuzun dibine kadar gelen Amerika'nın ne işi var coğrafyamızda. Eğer ortak bir platformda buluşabilse idik bu kadar kuşatılır mıydık? Türkiye, İran, Pakistan ve sözümona muhterem Arap ülkeleri ortak bir zeminde buluşup ortak bir payda üzerinde anlaşabilselerdi, emperyalizm batının ne işi olurdu Irak'ta, Suriye'de ve diğer islam beldelerinde. Suriye coğrafyasında bir İran askeri öldüğünde neredeyse mutluluktan oynayacak hale gelmişiz. Yine Türkiye Rusya ile bazı anlaşmalar imzaladığında tüm dünyayı fethettiğimizi sanır hale gelmiştik neredeyse.

Evet İran'ın bazı politikalarını benimsemeyebilirsiniz, benimsenmez de veya harhangi gayri islami bir ülke ile stratejik çıkarlarınız için anlaşmalara varabilirsiniz, fakat islami duruşunuzdan, islami kırmızı çizgilerinizden asla taviz vermeyeceksiniz. Dolayısıyla birlik ve beraberliğimizden asla ve asla taviz vermememiz gerekir. Ne olursa olsun mezhepsel farklılıklarımız olsa dahi müslüman bir ülke Amerika emperyalistinden bize daha sevimli ve yakın olmalı. Hatta birlik için çareler aramalıyız. Allah korusun, bugün Amerika tamamen ortadoğuya hakim olursa bütün değerlerimiz elden gider.

Bu nedenle Emperyalizme karşı mücadele eden müslüman ülkeler ile birlik olup Batı emperyalizmine karşı dik durabilmeliyiz.
Bu nedenlerden dolayı İran ile de, Pakistan ve diğer tüm islami ülkeler ile de devletimiz ortak bir zeminde buluşmalıdır. Ferdi olarak da biz müslümanlar batı yanlısı basının yansıttıklarına bakmadan birbirimize muhtaç olduğumuzu unutmamalıyız. Bugün kabul etsek de etmesek de bizler de şiilere muhtacız şiiler de bizlere muhtaçtırlar. Belki bu yazımı bazı kesimler eleştirebilirler. Eleştirmeden önce lütfen şöyle bir öngörüde bulunun; ABD ortadoğuyu ele geçirmiş, ne İran kalmış ve ne de Türkiye... Böyle bir manzara daha mı iyi? İhtilaflı konular mı? lütfen onları da alimlere bırakalım.
Son söz ' BEN SANA MUHTACIM EY MÜSLÜMAN KARDEŞİM'