Bir zamanlar altın neslimiz diye övündüğümüz gençliğimiz, maalesef sanal bir gençliğe dönüştü. Vakıa bu. Kabul etsek de, etmesek de durum çok ciddi. Neslimizi, gençlik potansiyelimizi, hasılı geleceğimizi kaybediyoruz.

Bir zamanlar haya ve edepten dolayı yolda yürürken başı önünden kalkmayan o dindar neslimiz şimdi de cep telefonlarından dolayı başı önünden kalkamaz oldu. Vizyon aynı olmakla beraber, fiil başkadır.Neslimiz sanal, iş ve eylemlerimiz sanal, Müslümanlığımız, cihadımız ve her halimiz sanal oldu. Sanal dünyanın internet sayfalarında tüketiyoruz enerjimizi. Zaman tüketirken internet dünyasında bir de bakmışız ki ömür sermayemizi tüketmişiz.

Elde kalan yani kazancımız ise kocaman bir hiç. Bizler neler kaybettirmedi ki bu sanal yaşantımız. Atalete ve gaflete düştük en başta. İbadetlerimizi internet oyunlarına satıverdik maalesef. Can dostluklar yerini sahte sevgili ve arkadaşlıklara terkediverdi. Haya ve edepten yoksun bir gençlik yetişti. Aile bağları zayıfladı. Toplumsal dayanışma kalmadı neredeyse. Avrupa ve Amerika'yı bile solladık tüketim çılgınlığıyla. Güvensiz bir limana doğru yol almış gidiyoruz işte.

Sanal dünyanın müdavimlerine bir sorun bakalım hangisi mutlu, hangisi hayatın asıl güzelliklerine ulaşabilmiş? Bir zamanlar sadece ekmek, soğan ve soguk bir ayran ile günlük yemek ihtiyacını karşılayabilen bir çobanımızın hayattan aldığı lezzeti vallahi şimdinin en zenginleri bile alamaz.

Hangimiz hayatımızdan memnunuz Allah aşkına? İhlas dolu namaz ve niyazı, elindeki çok az aşı, sadık eşi ve itaatkar çocukları ile yetinmişti ecdadımız. Biz ise teknolojinin tüm rahatlığına, en lüks yemeklere ve en konforlu evlere, villalara sahip olduğumuz halde rahat ve huzurlu değiliz. Ey asırdaşlarım! Eğer hayatımızdan lezzet almak istiyor isek üstadın da dediği gibi 'Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle zînetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.' (Sözler). Lütfen imanımıza ve ibadetlerimize dikkat edelim.

Dünyanın geçici heveslerine, teknolojinin sanal dünyasına satmayalım ebedi ahiretimizi. Dünyanın gafletine dalıp da, etrafımızdaki dost, ahbap ve akrabalarımızı unutmayalım. Eğer gerçek hayatı ve gereklerini sanal dünyaya tercih edersek bu kocaman dünyada, milyarlarca insan içerisinde yapayalnız kalırız. Bir gün başımıza bir olay gelirse yanımızda hiç kimseyi bulamayabiliriz maazallah…

Genç kardeşlerime bir çift sözüm var; elinizdeki cep telefonları ile veya bilgisayar ve tabletler ile gereği gibi faydalanın. Kontrolsüz olmayın bu konuda. Zaman israfı da olmasın hani. Teknolojiyi kullanım konusunda ebeveynlerinizin ve büyüklerinizin nasihatlerine kulak verin. Teknoloji size değil, siz teknolojiye hakim olun. Eğer ibadetlerinizi ikame ederseniz ve elinizdeki cep telefonları ve sair teknolojik materyalleri sadece aslına uygun kullanırsanız, inanın ancak o zaman huzur ve rahata ulaşırsınız.

Yoksa teknoloji çarkı, sizi stres çarkında öğütür. Sanal nesilden, altın nesil sınıfına terfi etmek istiyorsanız, cep telefonlarına verdiğiniz zamanın sadece yarısını Kur'an ve İslami ilimlere verin yeter!Sanal ve yapay bir yaşantıdan uzak, sadece rabbülaleminin rızasına uygun bir hayatı tercih etme temenni ve dileklerimle, Allah'a emanet olalım…