Van Filistin’e Destek Platformu, Gazze’de yaşanan insanlık dramına ve dünyanın sessizliğine dikkat çekmek amacıyla “Siyonizme Karşı Öfke Yürüyüşü” sloganıyla yürüyüş ve basın açıklaması düzenledi.
Kent Meydanı’nda başlayan yürüyüş Beşyol Meydanı’na kadar devam etti. Soğuk ve yağışlı havaya rağmen binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen yürüyüşte siyonist rejime lanet Gazze’ye destek sloganları atıldı.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın da katıldığı yürüyüşün sonunda yapılan basın açıklamasında Gazze’deki su, gıda ve ilaç yetersizliğine, yaşanan ölümler ve katliamlara dikkat çekildi.
“İSRAİL’E KARŞI ASKERÎ MÜDAHALE DİNÎ BİR ZORUNLULUKTUR”
Basın açıklamasını okuyan Van Filistin’e Destek Platformu Dönem Sözcüsü Hayati Beyde, “İslam dünyasının bugün karşı karşıya kaldığı en büyük saldırılardan biri, Gazze üzerinden vuku bulan siyonist işgaldir. Bu işgal ve saldırılar yalnızca Gazze’yi ya da Filistin’i değil, hedeflediği boyut ve stratejik niyet itibariyle tüm İslam beldelerini ve ümmetin geleceğini hedef almaktadır. Bu nedenle, Filistin davasına sahip çıkmak, Mescid-i Aksâ’yı savunmak, Gazze’de işlenen katliamlara karşı durmak; sadece siyasi bir duruş değil, imanî, insanî ve ahlâkî bir sorumluluktur. Bu bağlamda, Dünya Müslüman Âlimler Birliği İçtihad ve Fetva Komisyonu’nun fetvasını yineliyoruz ve Van halkı olarak diyoruz ki; İslam ülkelerinin, İsrail’e karşı derhâl askerî müdahalede bulunmaları dinî bir zorunluluktur. Gazze’deki direniş, ümmetin izzetidir. Bu direnişe destek olmak, imanımızın ve insanlığımızın gereğidir. Gazze’de yaşananlar, fiilî cihadı zorunlu kılan açık bir işgaldir. Bu bağlamda, doğrudan savaşmak, mücahitleri teçhiz etmek, istihbarî ve askerî destek sağlamak ve mücahitlerin ailelerine yardım etmek her Müslüman için gücü oranında bir vecîbedir.” dedi.
“BU VAHŞİ KATİLLER VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILMALI”
HÜDA PAR’ın Meclis’e sunduğu çifte vatandaşlık kanun teklifinin biran önce meclisten geçirilmesi gerektiğini belirten Beyde, “Bu, sadece Gazze halkının değil; ümmetin tamamının ortak cihadıdır. Müslümanlar Filistin direnişini, onurumuzu, Kudüs’ümüzü ve Mescid-i Aksa'mızı var güçleriyle desteklemelidir. Siyonist işgalci rejim; kara, deniz, hava, suyolları, boğazlar ve İslam ülkelerine ait hava sahaları da dâhil olmak üzere her yönden abluka altına alınmalıdır. Siyonist rejimle her türlü normalleşme ilişkisi haramdır. Bu vesileyle, ülkemizin milleti ve devletiyle Filistinli kardeşlerimize destek verme konusunda yaptığı yardımları, samimiyet ve gayreti, takdirle anıyor, bu duruşu kıymetli buluyoruz. Ancak zaman, yapılanı yeterli görme değil; imkânlar ölçüsünde en fazlasını yapma zamanıdır. İşgalci rejime petrol, gaz ve benzeri enerji kaynakları temin etmek haramdır. Açık bir şekilde ifade ediyoruz ve diyoruz ki; İşgalci rejime dostluk beslemeyi bir maharet sayan Azerbaycan hükumeti asla Müslümanların dostu olamaz. İhanette sınır tanımayan BAE, Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan ve diğer Siyonist rejim yanlısı iktidarlar “yakında nasıl bir inkılapla sarsılacaklarını görecekler” elbette ki bu rabbimizin vaadidir. Ve yine açık bir şekilde ifade ediyoruz ve diyoruz ki; Hem Türk hem de İsrail pasaportu taşıyıp Gazze'de siyonist ordu saflarında katliama katılanların vatandaşlıktan çıkarılmasını öngören kanun teklifi behe-mahal kabul edilmeli, bu vahşi katiller vatandaşlıktan çıkarılmalı, müebbet hapisle cezalandırılmalı ve mal varlıklarına el konulmalıdır.” ifadelerini kullandı.
“SINIR KAPILARI DERHÂL AÇILMALIDIR”
Gazze’yi yalnız bırakmamak adına sınır kapılarının biran önce açılması gerektiğini vurgulayan Beyde, “Ülkemizde uluslararası anlaşmalarla dahi olsa her ne sebeple olursa olsun, ABD’ye ait askeri bir unsur görmek istemiyor ve diyoruz ki; kürecik ve incirlikteki yapancı unsurlar derhal ülke dışına gönderilmelidir. Son günlerde Suriye’de yaptıkları bombalamaları, Türkiye’ye gözdağı verme amacıyla yaptıklarını söyleyen Siyonistlere misliyle karşılık verilmeli, Ülkemizin askeri gücü Siyonistlerin ensesinde patlatılmalıdır. Gazze halkına destek amacıyla malî cihad farzdır. Sınır kapıları derhâl açılmalıdır. Bilinmelidir ki Gazze’yi yalnız bırakan her devlet, her yönetim, her zihin ve her kalp vebal altındadır. Sessizlik, tarafsızlık ve ilgisizlik; zulmün ortaklığıdır. Filistinli mücahitlerin de ifade ettikleri gibi; sürgünü değil, direnişi esas alıyoruz. Dolayısıyla işgalcilerin tehcir, kuşatma ve sürgün planları asla kabul edilemez. Gazze halkının direnişi, ümmetin izzeti ve haysiyetidir. Onları yurtlarından çıkarmak yerine, onların yanında saf tutmak iman borcudur. Gazze, Filistin toprağıdır; bu toprakları terk etmesi gereken işgalci siyonist rejimdir. Filistin direnişi; askerî, malî, siyasî ve hukukî açıdan desteklenmelidir. Bu, dinî bir vecibedir.” şeklinde konuştu.
“BOYKOT BİLİNCİYLE BU DAVANIN YANINDA SAF TUTMALIDIR”
Beyde, konuşmasını boykota dikkat çekerek sonlandırdı:
“Müslümanlar, mallarıyla, canlarıyla, dualarıyla, kamuoyu baskısıyla ve boykot bilinciyle bu davanın yanında saf tutmalıdır. Bu anlamda bütün Müslümanları Gazzeli kardeşlerini destekleme konusunda kapsamlı bir yardıma çağırıyoruz. Boykot, yalnızca ekonomik değil; aynı zamanda siyasî, akademik, kültürel ve medyatik düzeylerde de uygulanmalı; işgalci rejimi destekleyen her türlü ticari, ekonomik ve diğer ilişkiler sonlandırılmalıdır. Bu kapsamlı boykot bir tepki değil, bir ibadettir. Ümmeti savunmak ve saldırıları durdurmak amacıyla, İslam ülkeleri arasında askerî bir ittifak kurulması acil bir dinî yükümlülüktür. Gazze bir coğrafya değil; bir şuurdur, bir ümmet imtihanıdır. Direniş sadece orada yaşanmıyor, bizim irademizde ve duruşumuzda da tezahür ediyor. Ümmetin tüm fertleri ve kurumları, bu topyekûn saldırıya karşı topyekûn bir direniş göstermelidir. Bu vesileyle milyonlar sokağa dökülerek İsrail terörünü kabul etmeyen ve füzelerini Yahudi’nin beyninde patlatan Yemen’i, yetmiş yıl aradan sonra İsrail’e karşı silahlanan ve şehid düşen Suriyeli mücahitleri selamlıyoruz. Rabbimizin fermanını bir daha haykırıyoruz ve diyoruz ki; Muhakkak ki bizim ordularımız elbette galip geleceklerdir.”
“BURADAKİ DURUŞUNUZ FİLİSTİN'DEKİ İNSANLARIN YÜREĞİNİ FERAHLATIYOR”
Basın açıklamasının ardından konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da Gazze’deki soykırıma dikkat çekti. Yalçın, “israil’in, siyonist çetenin, katil çetenin, cümle emperyalistlerin tamamına lanet. Filistin'de kardeşlerimizin üzerine bombalar yağıyor. Çocuklar bombalar altında can veriyor. Bizim üzerimize dolu yağmış çok mu? Bunun için yerimizden bir milim oynamadan yerimizde durarak Gazze’ye selam için buraya geldik diyen Van'ın şerefli evlatları, yiğit insanları sizlere selam olsun. Sizin buradaki duruşunuzu anlamsız ve gereksiz bulan birçok gereksiz insan var. Buradaki duruşunuz Filistin'deki insanların yüreğini ferahlatıyor, oradaki yiğit mücahitlerin direncini yükseltiyor. Direnişin başladığı tarihten bu yana Van'da onurlu insanlar Filistin'i yalnız bırakmadılar, siz yalnız bırakmadınız. Türkiye'de ve dünyanın birçok noktasında insanlar Filistin meselesini unutmadılar. Dili, dini, rengi, mezhebi, meşrebi farklı olsa da dünyanın birçok yerinde insanlar, insan onur ve haysiyetine sahip çıkmak için, Filistinlilerin sesini duyurmak için meydanlardan geri çekilmediler. Çünkü bir şeyin farkındayız meydanlar harekete geçmeden liderler harekete geçmezler.” dedi.
“EYLEMDEN BİR ŞEY ÇIKMAZ SÖZLERİ İSRAİL’E ALKIŞ TUTMAKTIR”
Yapılan eylem ve protestoların önemine dikkati çeken Ali Yalçın, “Eyleme gittiğinizde ne oldu sözü, israil’in hesabına çalışmaktır. Bazı insanların eylemden bir şey çıkmaz sözleri israil’e alkış tutmaktır. Onun için biz elimizden geleni yapmak için buradayız. Allah, bize onurlu bir duruşu emrediyor. Bizim medeniyetimiz bize diyor ki, bir kötülük gördüğünüzde elinizle müdahale edin. Yetmezse dilinizle müdahale edin. Ona da gücünüz yetmezse kalbinizle buğz edin, tarafınız belli olsun. İmanın en zayıf noktası da budur diyerek bu anlamda onurlu, haysiyetli durmayı bize vaaz ediyor. Değerli kardeşlerim, eliyle müdahale etmesi gerekenler İslam İşbirliği Teşkilatının bileşeni olan ülkelerin başkanlarıdır.” ifadelerini kullandı.
“İSLAM ÜLKESİ LİDERLERİ BUNUN VEBALİNİ NASIL ÖDEYECEK”
Gazze’ye yardım etmeyen devlet liderlerine seslenen Yalçın, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Biz burada Filistin hesabına, Gazze'deki bebeklerin hatırına, evladını poşette taşıyan babanın isyanına, yüreği yanmış annenin feryadına ses olmak için toplandık. Bizde aynı zamanda kendi imtihanımızı veriyoruz. Bizim inancımızda yaptıklarımız kadar, yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan da hesaba çekileceğiz. Oradaki insanların çilesini, çaresizliğini temsil ediyoruz. Kardeşlerimiz için eylemlere katılmamız lazım. Burada kardeşlerimiz sesleniyor, eylemlerin ötesine geçmek için yetki makamları, devlet başkanlarına ve liderlere sorumluluk yüklüyor. Söze söz, çeliğe çelik ve dişe diş dememizin zamanı geldi. Orada insanlar ölüm ve soykırımla yüzleşiyor. İslam ülkesi liderleri bunun vebalini nasıl ödeyecek. Gazze'ye silahlı güçler göndermiyorlar bari bir araya gelerek sınırları açmalarını ve insanlara hayat koridoru oluşturmalarını bekliyoruz. Boykota devam edeceğiz. İsrail'i finanse eden, oraya silah gönderilmesini sağlayan sponsorları boykot etmeye devam edeceğiz. Boykotun en etkili silah olduğunu kitleler olarak biliyoruz ve sürdürüyoruz. Boykotlar milletimiz tarafından beninsendi. Okula gelen dondurma kamyonetini ıslıklarla okulun dışına çıkaran minik yürekli öğrenciler var. Çocuklarımız da artık boykotun ne anlama geldiğini öğrendi. Siyonizmin sponsorlarına boykotu sürdüreceğiz.”