Batman Üniversitesi Merkez Kampüs Konferans Salonu’nda kadınlara yönelik "Gazze’den Cihana Müslüman Kadının Direnişi" başlıklı bir program düzenlendi.

Batman Üniversitesi Bayan Öğrenci Toplulukları tarafından organize edilen programa, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Ayşe İbrahimoğlu Güner, Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Rukiye Demir Salhiya, öğretim üyeleri, çok sayıda kadın ve öğrenci katıldı.

Programın ardından İLKHA mikrofonuna konuşan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Ayşe İbrahimoğlu Güner ve Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Rukiye Demir Salhiya Müslüman bayanların direnişte ve dirilişte olan rollerini anlattı.

600 Bin Kamu İşçisinin Gözü Zam Pazarlığında 600 Bin Kamu İşçisinin Gözü Zam Pazarlığında

"Amacımız, direnişin nasıl yapılabileceğini, kadınların bu mücadeledeki yerini vurgulamak"

Programın konuşmacılarından Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Ayşe İbrahimoğlu Güner, konuşmasında Müslüman kadının Filistin’deki direnişteki rolünü detaylandırdı.

Güner, "Konumuz Müslüman kadının direnişiydi. Bu nedenle Mescid-i Aksa, Kudüs ve Batı Şeria’daki direnişçi kadınlardan bahsettim. Amacımız, direnişin nasıl yapılabileceğini, kadınların bu mücadeledeki yerini vurgulamak ve bu uğurda neler yapılabileceğini ortaya koymaktı. Gazze’deki direnişin ve Aksa Tufanı’nın çıkış noktası, Mescid-i Aksa’da Müslümanların izzet ve haysiyetinin ayaklar altına alınmasıyla başladı." dedi.

"Ümmet, kadınların öne çıkmasıyla dirilişe geçecektir"

Ümmetin sessizliği karşısında kadınların öne çıktığını belirten Güner, "Mescid-i Aksa müdafaasız kaldığı için ve 2 milyarlık ümmet sessizliğe büründüğü için, kadınlar orada ribat yaparak bu kutsal mekânın onurunu korumaya çalıştı. Fakat bu çaba yetersiz kaldı. Müslüman âlemin sessizliği, Gazze’deki büyük direnişi başlattı. Ve elbette, bu direnişte en önde yine kadınlar vardı. Kadınlar, toplumun yarısını oluşturur; diğer yarısı da onların yetiştirdiği bireylerdir. Kadın, çocuklarını İslam terbiyesiyle yetiştirdiğinde, ümmete direnişçiler kazandırmış olur. Erkeklerin olmadığı yerde kadınların devreye girmesi gerekir. Ümmet, kadınların öne çıkmasıyla dirilişe geçecektir. Bu nedenle kadınların önce kendi hayatlarında İslam’ı yaşamaları, örnek olmaları ve güzel evlatlar yetiştirmeleriyle ümmeti yeniden dirilteceklerine inanıyorum." ifadelerini kullandı.

"Kadınlar, evlatlarıyla ve sevdikleriyle ağır bedeller ödüyorlar"

Etkinliğin bir diğer konuşmacısı, Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Rukiye Demir Salhiya ise, kadınların tarih boyunca sürdürdükleri direniş mirasına dikkat çekti.

Salhiya, "Sadece burası için değil, tüm dünya için kadının direnişteki rolünü anlattık. Konuyu, Hazreti Asiye’den başlayarak; Kleopatra, Hazreti Meryem, Hazreti Hatice ve Peygamber Efendimiz ’in kızı Hazreti Fatıma’yla devam ettirdik. Bugün ne kadar gücümüz varsa, bu gücü onların bizlere bıraktığı direniş ruhundan alıyoruz. Dünyada birçok şey değişmeye başlıyor, fakat tüm dünyanın dikkatle izlediği bir avuç Müslüman Gazze’dedir. Orada kadınlar, evlatlarıyla ve sevdikleriyle ağır bedeller ödeyerek direnişlerini sürdürüyor. Bu mücadele, insanlığa örnek olacak bir okul niteliği taşıyor. Sadece Müslümanlar değil, tüm insanlık bu okuldan nasibini alıyor." diye konuştu.

"Kadın, direnişin ve dirilişin omurgasıdır"

Kadının eğitimdeki rolüne de dikkat çeken Salhiya, "Tüm eğitimin temelinde kadın vardır. Kadının eğitimdeki etkisi çok büyüktür. Eğer bu zulmü durduracak birileri olacaksa, bu yine kadınların öncülüğünde gerçekleşecektir. Gazze’de ağır bombalar patlıyor, fakat bir anne çocuklarına ‘Korkmayın, onu biz gönderdik. Allah'u Ekber deyin.’ diyerek korkuyu cesarete çeviriyor. Kadın işte budur. Kadın, anne demektir. En güçlü yol arkadaşıdır. Direnişin ve dirilişin omurgasıdır. Bu noktada kadınlarımızdan çok şey bekleniyor. Gazze’deki gibi, çocuklarımıza İslam terbiyesini vererek insanlığa faydalı bireyler yetiştirmeliyiz." şeklinde konuştu.

Kaynak: İLKHA