İnanın şu başlığın birinci kısmından yazımızın sonunda bırakacağım noktaya kadar her şeyi Kürtçe yazmayı o kadar gönülden isterdim ki ve öyle zannediyorum bu duygumu hiçbir şekilde anlatamam. Bazı duygular vardır tercümanlığını hiçbir kimse yapamaz. Bu duygu da onlardan bir tanesidir diye düşünüyorum. İnsanoğlu kendi doğduğu eve, köye, mahalleye, ilçeden ile, ilden ülkeye velhasıl kendini ait hissettiği her yere aşıktır. Öyle inanıyorum ki memleket hasreti de bunun örneklerinden bir tanesidir. Köy’den kent'e göç edenler köy ile bağlarını maddi olarak koparmış olsalar bile gönül bağlarını hiçbir zaman kaybetmemişler ve kaybetmezler. Zaman zaman ‘’Bedenim toprağı özler ama ruhum göklere aşık.” derim. Hâkikaten beden topraktan, ruh ise Rabbimizden. Buradan baktığımızda bile her unsur Kendi öz benliğine hasrettir ve kavuşma özlemiyle yanar durur.

             Buradan hareketle ana dilimize, asıl öz benliğimize özlemimiz de bu unsurdan geliyor diye inanıyorum. Yaklaşık 12 yıldır Kürtçe, Kurmanci - Zazaki isimleriyle yaşayan diller adı altında ortaokullarda seçmeli olarak okutulmaya başlandı. Ülkemizde bu durum, dilimi unutmak, asimile olmak istemiyorum şeklinde düşünenler ve ben aslımı asla unutmayacağım mutlaka yaşatacağım diyenler için önemli bir nokta. Bu anlamda 2025-2026 eğitim öğretim yılı için seçmeli ders seçme süreci devam ediyor ve 17 Şubat 2025 tarihine kadar da devam edecek. Ortaokulda okuyan çocuklarımızın Kürtçe dersini seçmeleri için mutlaka okul idarelerinin verdiği veya vereceği formları titizlikle doldurup okul idarelerine gerekirse bizzat teslim edelim. Öğretmen olmazsa bile görmezden gelinmemesini öğretmen talep edilmesini rica edelim. Bazı çevreler devlet bunu lütuf olarak mı veriyor? Buna karşı çıkıyoruz. Bu ders zorunlu oluncaya kadar seçmeyeceğiz. Vb. ifadelerle şu birinci basamağa bile adım atılmasını engellemiş oluyorlar. Unutmayalım ki bütün başarılar, bütün kazançlar küçük adımlarla başlar. Biz birden çok nesil olarak ana dilimizden mahrum kaldık. Hiç olmazsa, bir nebze de olsa çocuklarımız dillerini, en azından kendilerini ifade edebilecek, bir toplulukta Kürtçe konuşabilecek kadar öğrensinler diyelim. Bu çerçevede biz dilimize gerekli hassasiyeti gösterelim. Anadilimizden uzak olduğumuz, tarihimizi kendi dilimiz ile anlatamadığımız sürece hatta bırakın ninemizi dedemizi, anne babamızla bile kendi dilimizle iletişim kuramadığımız sürece hakikatimizden her zaman uzak kalacağız.

             Burada yazdıklarımı farklı alanlara çekip ırkçılık kokan sözler sarf eden veya faşist düşüncelere dalan herkesi Rum Suresinin 22. ayeti kerimesinde; Esteuzubillah, ‘’Gökleri ve yeri yaratması dillerinizin ve renklerinizin değişik olması onun varlığının delilerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için dersler vardır." diyen Allah'a (c.c) havale ediyorum.

             Yazımızın konusunun hiçbir siyasi saik ile değerlendirilmesini istemiyorum. Çanakkale'de İngilizlere karşı sırt sırta vererek şehit düşen Kürt ile Türk'ün yaşadığı bu ülkede İngilizlerin dili öğrenilebiliyorsa, bu ders seçmeli olarak verilmiyor ise Kürtçe’nin de, VATAN için ‘’Ya Şehadet Ya Zafer’’ diyen ecdadımızın diline, en azından Çanakkale'de dökülen kanlar için sahip çıkılması gerektiği inancındayım. Türk’ü ile Kürd’ü ile birbirimizin dilini öğrenmekten daha güzel ne olabilir ki?

Dilêmin dixwaze ez vê çendê bi zimanê me yê dayikê binivîsim. belê ez bawerim ku gelek mirovên me yên kûrd, nizanın me behsê çi kir. Ji ber vê çendê min ev nivîs bi tirkî nivîsî.

‘’Gönlüm isterdi ki bu yazımızı ana dilimiz ile yazayım. Ancak öyle inanıyorum ki birçok Kürt insanımız ne yazdığımızı, konumuzun ne olduğunu bilemeyecek. Bu nedenle Türkçe yazdım’’

             Evet, düşünebiliyor musunuz? Ne acı ve utanç bizim olmasa bile ne utanç verici bir durumdur ki kendi anadilimizi bilmiyoruz.

Gelin Kendi dilimizi bilmediğimiz bir ortamda dilimizi öğrenmemiz için bir basamak niteliğinde de olsa Kürtçe seçmeli dersleri seçelim.

             Dillerin çokluğuna karşı olanlar unutmasınlar ki Allah (c.c) bütün bir insanlığı tek bir kavim ve tek bir dil üzerinde yaratabilirdi. Ancak bunu yapmadığı gibi varlığının delillerinden olduğunu söyleyip ders almamızı istedi. Ders alanlardan olabilmemiz temennisiyle.

 Selam ve dua ile…