Evliya Çelebi elli yıl boyunca Balkanlar, Anadolu, Batı Asya, Orta Doğu, Mısır gibi birçok yeri gezip gördüklerini yazmıştır. Evliya Çelebi, 10 ciltlik seyahatnamesinin dördüncü cildinde Van ve Doğu bölgesine yer vermiştir. Evliya Çelebi, akrabası olan ve Van'a vali olarak gönderilen Melek Ahmet Paşa ile beraber 09 Mart 1655 tarihinde Van'a gelmek üzere İstanbul'dan yola çıkar.
Bu yolculukları yaklaşık üç ay sürer. Bitlis'ten Van'a gelirken geçtiği Ahlât, Adilcevaz, Erciş, Muradiye, Amik gibi yerleşim yerlerinden de bahseder. 05 Haziran 1655 tarihinde Van'a ulaşır.
EVLİYA ÇELEBİ’NİN ‘’VAN’’ İSMİ RİVAYETİ
Van isminin kaynağına dair birçok farklı görüş vardır. Evliya Çelebi de Seyahatname’sinde Van isminin kaynağına dair görüşüne yer vermiştir.
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde ‘’Büyük İskender'in Van Kalesi'ndeki Vank adlı bir mabetten esinlenerek’’ buraya Van adını verdiğini söylemektedir. Ancak bu görüş rivayetten öteye gidememiştir.
EVLİYA ÇELEBİ’NİN GÖZÜNDEN VAN KALESİ
Evliya Çelebi Van Kalesi hakkında" Nice bin okçu pehlivanlar aşağıdan ok atıp kaleyi aşıramamışlardır.
Ama Sultan IV. Murad Han Revan Kalesini fethedip bu Van'a geldiğinde Pehlivan Sarı Solak'a ve Koca Hacı Süleyman'a ok attırıp Van Kalesini aşırmışlardır. Gerçekten de mavi bulutlar içinde görünmez seçkin bir kaledir." ifadelerini kullanır.
EVLİYA ÇELEBİ’YE GÖRE VAN İKİLMİ
Evliya Çelebi anılarında Van ikliminden ne kadar etkilendiğini dile getirmekte. "Van'ın sonsuz hayat veren havası" başlığı altında şu ifadelere yer verir:
"Bu Van'ın suyu ve havası çok tatlıdır. Yavaş esen rüzgârı bu şehre mahsus olduğundan küçük-büyük bütün insanları düzgün yapılı, sağlıklı, sağlam bünyeli, dev elli olurlar. Kışın orta derecede soğuklukta olduğundan yazı-kışı güzeldir."