Filistin halkıyla dayanışma, Gazze direnişine destekler devam ediyor. Bir destek de Bitlis'ten geldi. Cuma namazının ardından merkez Kazımpaşa İlkokulu'nun önünde bir araya gelen yüzlerce Bitlisli yürüyüş yaptı.
Kalabalık taşıdıkları pankart ve dövizlerle HAMAS lehine sloganlar attı. Merkez Ulu Cami Meydanı'na kadar yürüyen kalabalık burada basın açıklaması düzenledi.
Alemdar Cami İmam Hatibi Zekeriya İlkılıç'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan basın açıklaması öncesi kalabalığa hitap eden HÜDA PAR Bitlis Belediye Başkan adayı Cengiz Karakaya, Gazze'yi gündemden düşürmeyeceklerini belirtti.
"Biz Allah'a nasıl hesap vereceğiz?"
Karakaya, "4 aydır dünyanın bütün müstekbir güçleri, bir avuç Müslümanı yerinden etmek ve soykırım uygulamak üzere oraya toplanmışlar. 4 aydır oradaki Müslümanlar mücadele veriyor. Onlar mücadelelerine devam edecekler. Buradaki mesele biz Müslümanlarız. Biz bu mücadelenin neresindeyiz. Eğer bugün yaşadığımız ülkeden Tel Aviv'in sokaklarını, caddelerini, ışıldatan elektrik gidiyorsa ve Gazze'deki, Müslüman kardeşlerimize tek bir mum dahi gönderemiyorsak, veyl olsun bize. Eğer oradaki Müslüman kardeşlerimize bir damla suyu israil'in izni olmadan Gazze'ye sokamıyorsak, veyl olsun bize. Biz Allah'a nasıl hesap vereceğiz? Biz insanlığa nasıl hesap vereceğiz? Yapmamız gereken Gazze'yi gündemden düşürmemek. Oradaki Müslümanların bizden isteği budur." diye konuştu.
"Kardeşlerimizin direnişinin yanındayız"
Grup adına basın açıklamasını okuyan Peygamber Sevdalıları Bitlis Temsilcisi İsmail Elban, yaklaşık 4 aydır Gazze'de devam eden soykırıma dikkat çekti.
"Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir." ayetini hatırlatan Elban, siyonist zulmü ve vahşeti telin etmek, Filistin'in kahraman evlatlarının yanında olduklarını göstermek amacıyla bir arada olduklarını söyledi.
Elban, "Aksa Tufanı ile başlayan, dört ayını doldurmak üzere olan kutlu direnişe selam olsun. Aksa kadar mübarek, Kudüs gibi ulvi olan davayı ve direnişi omuzlayan kahraman mucahitlere ve bir an olsun onları yalnız bırakmayan izzetli Gazze halkına selam olsun. Zulme seyirci kalmayan, her şart ve fırsatta küresel istikbara ve siyonizme açık cephe alan vicdan sahiplerine selam olsun. Kudüs ve Aksa'nın ümmetin onuru olduğu, izzetli ve onurlu yaşamın da bedel gerektirdiği bilinciyle bu bedelden payımıza düşeni yükleneceğimizi; bu ali davada Gazzeli, Filistinli, Yemenli kardeşlerimizle ve direnişin diğer tüm paydaşlarıyla birlikte topyekûn mücadeleye hazır olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz." dedi.
"Aksa ve Kudüs davası, sadece Filistinlilerin davası değildir"
"Biliyoruz ki Aksa ve Kudüs davası, sadece Filistinlilerin davası değildir. Hepimizin davasıdır." diyen Elban, "Filistinli ve Gazzeli kardeşlerimiz her gün kanlarını, canlarını, tüm varlıklarını feda ederek yükümlülüklerini yerine getiriyorlar. Bize de bu imkan ve fırsatı ver ya Rab! Niyetimizi halis, fiilimizi kavi eyle ya Rab! Bebek, çocuk, kadın, yaşlı, hasta demeden her gün yüzlerce kardeşimizi şehit eden siyonist katiller; tarihe geçecek vahşet tablolarına imza atmaktadırlar. Dağıtılan insani yardımdan almak için toplanan çoğu kadın ve çocuklardan oluşan kalabalığa hunharca saldıran, alçakça ve kalleşçe yöntemlerle hastaneye sızıp hasta yatağında yatan hastaları katleden, elleri ve gözleri bağlı onlarca savunmasız sivili infaz edip toplu katliam ve soykırım yapan vahşi siyonist çetenin karakterini çok iyi biliyoruz. Güç ve fırsat bulduklarında azınlıkta sınır tanımayan bu lanetli güruhun bir an önce tasfiye ve izalesi tüm dünya ve insanlık için elzem hale gelmiştir. Bu görev özelde ümmetin, genelde ise tüm insanlığın uhdesindedir. Uluslararası hukuku, mahkeme kararlarını hiçe sayan siyonistlerin dünyadaki en büyük terör şebekesi olduğu, son gelişmelerle birlikte ayan beyan ortaya çıkmıştır. Buna rağmen siyonist çeteyi baştan beri besleyip büyüten destekleyen ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ve işbirlikçilerinin bu katliam ve soykırımın suç ortağı ve azmettiricisi olduğu da netlik kazanmış ve bu küresel zulüm aygıtı, vicdan sahibi insanlar ve halklar nezdinde mahkum edilmiştir." ifadelerini kullandı.
"Her alanda mücadele için seferberlik haline geçilmelidir"
Arz-ı Mev'ud safsatasıyla belirledikleri habis emellerine ulaşmak için zulüm ve vahşetlerini Gazze ile sınırlı tutmayan siyonist çeteler, Gazze dışındaki Filistin topraklarında da pervasızca katliam ve soykırıma devam ettiğinin altını çizen Elban, şunları kaydetti:
"Hiçbir sebep yokken yapılan tutuklamalar ve sonrasındaki toplu infazlar; yaşam alanlarına, mezarlıklara varıncaya kadar maddi manevi tüm değerlere yönelik yapılan vahşi saldırı ve uygulamalar sürekli ve sistematik hale getirilmiştir. Filistin dışındaki İslam beldelerine yönelik saldırılarını da gittikçe arttıran terör rejimi, işgalci yayılmacı hedef ve niyetlerini gizleme ihtiyacı bile duymamaktadır. Siyonistleri maşa olarak kullanan ABD ve şer koalisyonunun Müslüman Yemen halkına topyekun fiili saldırısı ve savaş ilanı da şer cephesinin hedef ve niyetlerini açıkça ortaya koymaktadır. Bu tehdit ve tehlikeye karşı ümmet bilinci ve refleksi ile karşı konulmalı, her alanda mücadele için seferberlik haline geçilmelidir. Bu mücadele, umutsuzluk ve yılgınlığa kapılmadan işbirliği ve dayanışma ile sürekli hale getirilmelidir. Unutulmamalı ki karanlığın en kesif olduğu anlar şafağın, zaferimizin habercisi olacaktır. Tüm Müslüman ülke idarecilerini ve hükümetleri ısrarla uyarmaya devam ediyoruz. Bu zulüm ve soykırıma sessiz ve seyirci kalmak bile suça iştirak iken; siyonistlere ticari anlaşma ve ilişkiler perdesi altında ikmal ve destek sağlamak sadece Filistin, Kudüs ve Aksa davasına değil, tüm ümmete ve insanlığa ihanettir. Tarihe bu utançla geçmek istemiyorsanız, bir an önce halkınızla birlik olup siyonistlere cephe alın. Gazze'ye insani koridorun açılması, gıda maddelerinin ulaştırılması, tıbbi yardımların yapılması, hastanelerin işlevsel hale getirilmesi için gerekli kamu gücü acilen harekete geçirilmeli ve uluslararası mekanizma oluşturulmalıdır."
Program, Behzat Durak Hoca'nın yaptığı dua ile sona erdi.