Bakan  Fidan, Şam'da Ahmed eş- Şera  ile görüşmesinde neler konuşulduğunu aktardı.

Bakan Fidan şöyle konuştu;

"Görüşmemiz uzun sürdü. Her türlü konuyu ele aldık. Açıkçası bundan sonra Suriye'de ne yapılmalı, nasıl yapılır, kendi görüşleri bu konuda ne, nasıl bir süreç yönetimi zihninde var, Türkiye'nin bu konudaki tavsiyeleri ne? Ve daha doğrusu aslında ben oraya gitmeden önce uluslararası toplumla yaklaşık 10-11 gün süren yoğun bir maraton, diplomasi maratonu yaptım Dışişleri Bakanlarıyla. Dışişleri Bakanlarıyla, Arap dünyasıyla bir araya geldik, Batı dünyasıyla bir araya geldik. Bizim ortaya koyduğumuz bir tez vardı. O da şuydu, yani biz Şam'daki yeni yönetim hiçbir şekilde yargılamadan ne istediğimizi ilk önce kendi aramızda kararlaştıralım, evrensel taleplerimizi. Ondan sonra gidelim diyelim ki biz uluslararası toplum olarak senden bunu görmek istiyoruz, bizim tavsiyemiz bu. Onlar da belli zaten, 4-5 madde bizim çıkardığımız maddeler, hem Batı'lılar hem Doğu'lular herkes buna zaten evet dedi. Yani Suriye'nin komşuları için tehdit olmaktan çıkması, hiçbir şekilde teröre yer veren, başta DEAŞ ve PKK olmak üzere bir alan olmaması, azınlıkların can, mal ve hayatı için güvenliğin sağlanması, kötü muameleye tabi olmaması, ülkenin toprak birliğinin bütünlüğünün korunması konuları başta olmak üzere ve bu türden maddelerimiz vardı."

'Kasten Öldürme' suçundan aranan şahıs yakalandı 'Kasten Öldürme' suçundan aranan şahıs yakalandı

'Biz Türkiye olarak herkesin kabul edeceği bir söylemi ortaya koyduk, 'itirazım yok' dedi'
Fidan, konuşmasının devamında, Suriye'de atılacak adımlar hakkında fikir alışverişi yapıldığını aktararak, önerilere Ahmet el-Şara'nın  bir itirazı olmadığını belirtti.

Bakan Fidan, "İlk kriz çıktığı esnada herkes şaşkındı. Nasıl bir politika dili kullanılacak? Ne yapılacak? Yani burada yeni bir yönetim var. Yani bunlara nasıl tavır alınacak? Burada bir söylem oluşturulması gerekiyordu. Biz Türkiye olarak herkesin kabul edeceği, aslında vicdanen ve aklen de, hukuken de geçerli olan bir söylemi ortaya koyduk, teklif ettik aktörlere. Herkes bunu kabul etti. Ve bunun etrafında oluşan söylemi biz aldık, Şam'a götürdük, Şara'ya da bunları anlattık. Yani hem bölgedeki Arap ve Müslümanlar hem Türkiye, hem de uluslararası toplum senden bunu bekliyor. Ben de bu fikirdeyim dedi, bunda hiçbir şeyim yok, itirazım yok dedi" dedi.

Türkiye'nin öncelikleri hakkındaki açıklamalarında Fidan, "Birincisi, Türkiye olarak biz 3.5 milyon Suriyeli kardeşlerimize ev sahipliği yapıyoruz. ikincisi, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki varlığının ne şekilde sona erdirileceği meselesi. Açıkçası ben Şara'yı gayet iyi gördüm. İdib'te geçirdiği yılların kendisine yaramış olduğunu gördüm. Uzun yıllardır bir deneyimi var aslında İdib'ten. Benim onunla ilgili gözlemlerim var" dedi.

Bakan Fidan, "Anayasanın yapılması için seçim yapılmalı, seçim yapılması için insanların dönmesi gerekiyor. Suriye'de devletin mevcut ismi değişmeyecek. Mevcut ismi gibi rejim de cumhuriyet olacak" şeklinde konuştu.

YPG

Bakan Fidan şöyle devam etti;

Biz devlet olarak yıllardır bu konuya yönelik çeşitli çalışmalarımız var. Şimdi farklı senaryolarla yolumuza devam ediyoruz. Şimdi Suriye'deki yeni yönetimin bu sorunu sahiplenmesi ve gerekli adımları atması gerekiyor.

Görüşmeler devam ediyor, bu konuda bir takım adımların atılması gerekiyor. Buna biraz zaman vermek lazım bir müddet. Kabul etmezse ki zamana oynadıkları ortada. Bu insanlar buraya savaşarak geldiler, Şam'daki yönetim savaştan korkan bir yönetim değil.

Biz ultimatomları veya şartları söylerken eğer askeri hareket olmasını istemiyorsanız bizim tarafımızdan ya da Suriye'deki yeni yönetim tarafından bunun şartları bellidir. Bu şartları kimseden saklamadan ortaya koyuyoruz.

Uluslararası başka ülkelerden gelen teröristlerin ülkeyi, Suriye'yi terk etmesi. PKK'lı yönetim kadrosunun ülkeyi terk etmesi. Daha sonraki kadroların silahlarını bırakarak yeni sisteme dahil olmaları gerekiyor. Bu kansız, problemsiz bir geçiş.

Buna mukabil, PKK'lı olmayan aziz Suriyeli Kürtlerin canlarına halel gelmeden normal hayata katılmaları ve yaşamaları gerekiyor.

Gereği yapılacak, gereği askeri harekettır. Şam onlarla konuşuyor. Bir defa söyledi, bir defa daha söyleyecek, bir daha söyleyecek. Çünkü kategorik düşmanlık yok burada. Başkasının toprağını işgal etmişsin, petrole çökmüşsün, 80 tane milletle aynı yatağa giriyorsun orada. Bu maskaralığa artık bir son verilmesi gerekiyor. Benim için tehditsin, Suriye için tehditsin, Irak için tehditsin. En önemlisi Kürtler için tehditsin.

Kaynak: İLKHA