Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Batman'a gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Batman esnafı ve STK temsilcileriyle bir araya geldi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, Batman'a gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında şehrin en işlek noktalarından olan çarşı meydanına giderek burada bulunan esnafı ziyaret etti, vatandaşlarla bir araya geldi.
Bölgedeki yerel halkla buluşan Yapıcıoğlu'nun Batman'daki temasları sürerken, buluşmalarda özellikle son yıllarda yaşanan toplumsal ve siyasi gelişmelerle ilgili önemli mesajlar verdi.
Batman temaslarına, esnaf ziyareti ile başlayan Yapıcıoğlu, burada bulunan bir çay ocağında oturarak vatandaşlarla uzun bir süre sohbet etti. Vatandaşın ekonomik durumları, yaşadıkları zorluklar ve beklentilerine dair bilgiler alan Yapıcıoğlu, bazı sorunları ve çözüm önerilerini not aldırdığı görüldü.
Esnaf ziyaretinin ardından Yapıcıoğlu, Batman İslami STK'ları temsilcileriyle bir araya geldi. Aynı zamanda İnanç Platformu bileşeni olan STK temsilcileri ile toplantıya geçmeden önce basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, Türkiye'de ve dünyada yaşanan gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.
Öncelikle Batman temaslarına dair kısaca bilgi veren Yapıcıoğlu, "Bugün Batman'a geldik. Çarşı merkezinde esnafımızı ziyaret ettik. Bir çay ocağında oturup vatandaşlarla kısa bir süre sohbet etme imkânı bulduk. İnşallah burada iki gün boyunca farklı kesimlerle bir araya geleceğiz. Şu anda burada İslami Sivil Toplum Kuruluşları'nın ve bazı meslek kuruluşlarının değerli temsilcileri var. İnşallah onlarla sohbet edeceğiz. Gündemdeki bazı konular ile ilgili görüş alışverişinde bulunmayı düşünüyoruz. İnşallah bu iki günlük program süresince hem iş çevreleriyle hem vatandaşlarla hem Sivil Toplum Kuruluşlarıyla hem de resmî kurumlarla bazı temaslarımız olacak." dedi.
"siyonist rejim ihtimaldir ki Lübnan'da olduğu gibi burada da ateşkesi ihlal edebilir"
15 ayı aşkın bir süredir Gazze'de yaşanan soykırımı dile getirerek konuşmasına devam eden Yapıcıoğlu, "siyonist işgal rejimi, Gazze'de 15 ayı aşkın bir süredir tarihin en korkunç soykırımlarından birisini uyguladı. Daracık bir kara parçasına sıkıştırılmış 2 milyonu aşkın Gazzeli, sadece o topraklarda bulundukları için, sadece inançlarından ve belki etnik kimliklerinden dolayı bir soykırıma maruz kaldılar. Nihayet bir ateşkes imzalandı. Ama ateşkes imzalandıktan sonra da ateşkesin yürürlüğe gireceği zamana kadar soykırımcı katiller bombalamaktan geri durmadılar. Yine yeni katliamları, esir takasının yapılacağı zamana kadar da devam ettirdiler, bundan sonra da ihtimal ki bir müddet daha devam edebilir. Zira siyonist işgal rejiminin en büyük hamisi olan ABD'nin seçilmiş yeni başkanı Trump, dedi ki 'Ben Netanyahu'ya ateşkes için söyledim ama yapman gerekeni de yap dedim' Netanyahu da, bu açık çeki aldığını basının önünde ilan etti ve ihtimaldir ki Lübnan'da olduğu gibi burada da ateşkesi ihlal edebilirler." diye belirtti.
"Filistin direnişi bir zafer kazanmıştır"
"Evet, Gazze'de bir soykırım yaşandı. Şu anda bir ateşkes imzalandı. Gazzeliler bir nefes aldı. An itibariyle Gazze'deki kardeşlerimizin yaralarının sarılması ve bir an önce Gazze'nin ayağa kalkması için elden ne geliyorsa yapmak gerekir." diyerek sözlerine devam eden Yapıcıoğlu şunları kaydetti:
"15 ay boyunca soykırım uygulayan siyonist rejim, hiçbir şey elde etmedi. Sadece çocuk ve kadınları, savunmasız sivilleri katlederek alnına kara bir leke çaldı. İnşallah insanlık tarihi devam ettiği müddetçe son insana kadar bu leke o zalimlerin alnından çıkmayacaktır. Ne askeri ne de siyasi hiçbir hedeflerini gerçekleştiremediler. Yakın veya uzun vadeli planlarından beklediklerini elde edemediler. Burunları sürtülmüş bir şekilde amaçlarına ulaşamadan gerisin geriye çekilmek zorunda kaldılar. İnşallah bundan sonra da beter olacaklar.
Birileri sadece kimin karşı taraftan kaç kişi öldürdüğüne bakarak savaşın galibinin kim olduğunu farklı şekilde açıklayabilir ama eğer amaçlarına ulaşamamışsa bir taraf, öldürdüğü kişilerin sayısının ne kadar olduğu önemli değildir, o kaybetmiştir. Öte tarafta kendi amaçlarının en azından bir kısmını gerçekleştirmiş olan taraf ne kadar çok kayıp vermiş olursa olsun o savaşın kazananıdır. İnşallah Filistin direnişi bir zafer kazanmıştır. Bu bir zaferdir ve siyonizmin burnu sürtünmüştür. Onlar askeri hedeflerini gerçekleştiremediler. Kendi esirlerini güç kullanmak suretiyle geri alacaklarını söylediler fakat bunu başaramadılar. HAMAS'ı ve Filistin direnişini yok edeceklerini söylediler, bunda da başarılı olamadılar. Gazze'yi tamamen işgal etme hayalleri kuruyorlardı şimdi Gazze'den çekiliyorlar. Gazzelileri oradan sürmeye çalıştılar bunu da başaramadılar. İki türlü göç yaptırmak istiyorlardı. Filistinlileri Filistin topraklarından göç ettirmek ve dünyanın dört bir tarafındaki yahudileri de Filistin topraklarına yerleşmeye ikna etmeye çalışıyorlardı. Tam tersi oldu. Gazzeliler Gazze'de kalmaya devam etti. Daha önce işgal edilen topraklara yerleşen bir milyonu aşkın yahudi oradan kaçmak durumunda kaldılar. İnşallah bu işgal rejimi için sonun başlangıcıdır."
"Suriye halkı bir devrim gerçekleştirdi ama emperyalistler ellerini henüz Suriye'den çekmiş değil!"
Suriye'de Baas rejiminin devrilmesi ve sonrasında yaşanan gelişmelere dair de değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, "6 hafta önce Suriye'de Baas rejimi yıkıldı. Zalim, diktatör Beşar Esed, Suriye'yi bıraktı, kaçtı gitti. Oradaki halk bir devrim gerçekleştirdi. Başlarındaki zalimi, diktatörü devirmeyi başardılar. Bundan sonra önleri açık olsun diyoruz. Bir daha benzer zulümler yaşamasınlar diye temenni ediyoruz. Evet, Suriye'de yaşanan bir devrimdir. Bir zalim devrilmiştir ama emperyalistler oradan ellerini eteklerini çekmekten ve orayı karıştırmaktan vazgeçme gibi bir niyetlerinin olmadığını her fırsatta ortaya koyuyorlar, dile getiriyorlar. Rabbim onlara fırsat vermesin. Onlar Suriye'de bir kaos istiyorlar.
Biz de buradan bütün Suriye halkının hepsine birden diyoruz ki; 'siz hepinize birden zulmeden bir zalimin zulmü altında inlediniz. Uzun yıllar acı çektiniz. Allah'ın lütfu ile bu zalimden kurtuldunuz. Şimdi benzer bir süreci tekrar yaşayıp, birbirinize yaşatıp daha beter bir kaos ortamına sürüklenmemek için herkesi kapsayacak nitelikte ve tamamen adil bir sistem kurmak için el birliği yapın. Aranızdaki çekişmeleri, küçük farklılıkları bir kenara koyun. Farklı etnik kimliklere mensup insanlar bir araya gelmelidir ve gayrimüslimlerin de rahat edeceği bir sistem mutlaka Allah'ın adaletine en yakın sistemdir. Zira inancımız bize farklı dinlere inananların da canını, malını, ırzını, namusunu, aklını ve neslini koruma görevi yükler. Dolayısıyla İslam topraklarında, İslam beldelerinde Müslümanları rahata erdirecek şey ancak ve ancak Allah'ın razı olacağı bir sistemdir. Allah'ın razı olacağı bir yönetim şeklidir. İnşallah Suriye bunu başarır, diye temenni ediyoruz." dedi.
"Bölgede ve Batı illerinde yeni sürece dair vatandaşlarımızla istişarelerde bulunacağız"
İç gündeme dair de konuşan Yapıcıoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Öcalan çıkışı ile başlayan yeni süreç ile ilgili de değerlendirmelerde bulunarak, "Bu süreç nedir, neyin sürecidir, ne oluyor? O konuda henüz tam bir isimlendirme, ortak bir isimlendirme yapılmış değil. Birileri bunun yeni bir çözüm süreci olduğunu söylüyor. Hükümet cenahı, yeni bir çözüm sürecinin olmadığını, bunun bir süreç olmadığını, silahları bırakmak dışında elinde silah bulunanların bir seçeneğinin kalmadığını ve artık şiddetsiz, terörsüz bir Türkiye'ye geçiş için bunun bir fırsat olduğunu ve mutlaka bunun sağlanacağını söylüyor. Her neyse adı, biz bununla ilgili de hem bugün yapacağımız temaslarda hem yarınki temaslarımızda hem ondan sonraki günlerde komşu illerimiz Mardin, Diyarbakır gibi diğer bölge illerinde de temaslarımızı sürdüreceğiz. Batı illerinde de elbette orada yaşayan vatandaşların da görüş ve önerilerini alacağız." ifadelerini kullandı.
"Kürt meselesi, PKK'nın elindeki silah meselesinden ibaret değildir, hatta mesele o da değildir"
"Her şeyden önce şunu söylemek gerekir ki silah, şiddet bir hak arama yöntemi değildir." ifadeleriyle sözlerine devam eden Yapıcıoğlu, "Mutlaka silahın terk edilmesi gerekir. Yüz yılı aşkın bir süredir bu memleketin enerjisini ve kaynaklarını tüketen, kardeşliğini zedeleyen bir sorunumuz var. Kardeşliğin bozulması sorunu, Kürt meselesi... Bunun mutlaka bir çözüme kavuşturulması gerekir. Her şeyden önce bu iki meselenin birbirine karıştırılmaması gerekir. Kürt meselesi, PKK'nın elindeki silah meselesinden ibaret değildir. Hatta mesele o da değildir. Bu iki meseleyi birbirine karıştırmak her iki meseleyi de çözümsüzlüğe mahkûm etmektedir. Birisi diğerinin şartı da değildir, birisi diğerinin sebebi de değildir. Birisi öbürünün sonucu da değildir. Birbirinden farklı ama birbirinin bazı yerlerde iç içe geçmiş iki meselesinin birbirinden bağımsız olarak ele alınması ve mutlaka çözülmesi gerektiğini söylüyoruz." şeklinde konuştu.
"Kürt meselesinin çözümü hiçbir şarta bağlanmamalı ve pazarlık konusu yapılmamalıdır!"
Yapıcıoğlu şöyle devam etti:
"Daha net ifadelerle; Kürt meselesinin çözümü silahlarını bırakılması şartına bağlanmamalıdır. Bir hak ve hukuk meselesi olan Kürt meselesinin çözümü, şarta bağlanmadığı gibi herhangi bir şekilde herhangi bir kimseyle pazarlık konusu da yapılmamalıdır. Öte taraftan, bu meselenin çözümü adına adımların atılıp atılmamasından bağımsız olarak mutlaka silahların bırakılması lazımdır. Çünkü silah ve silahlı eylemler meselenin çözümünün önünde bizatihi bir engeldir. Bu engelin bertaraf edilmesi gerekir. Mutlaka bu engel kalkarsa bundan herkes kazanacaktır ve en çok da Kürt kardeşlerimiz kazanacaktır. Çünkü bu silahtan en fazla zararı Kürtler görmüştür ve silahların bırakılmaması durumunda belki bu Kürtlere verilen zarar daha da artacak ya da sürmeye devam edecektir."
"DEM heyeti ve görüştüğü siyasi partiler aslında sürecin nereye evirileceği ile ilgili çok net bilgilere sahip değiller"
DEM heyetinin siyasi partilerle yaptığı görüşmelere dair de konuşan Yapıcıoğlu, "Siyasi partiler arasında bir görüşme var. Bir kısım siyasi partiler birbirlerini ziyaret ediyorlar. Biliyorsunuz DEM Parti'nin bir heyeti, İmralı Adası'nda Abdullah Öcalan'ı ziyaret ettikten sonra Meclis Başkanlığı ile ve bazı siyasi partilerle görüştü. Bu heyetin amacı nedir, hangi sıfatla ne mesajı götürüyorlar? Onu tam olarak bilmiyoruz. Ama basına yapılan açıklamalar çok kısıtlı biliyorsunuz. Yapılan açıklamalardan şunu anlıyoruz ki İmralı'dan almış oldukları mesajı siyasi partilere götürüyorlar ve siyasi partilerden aldıkları tavsiye ve önerileri de muhtemelen ikinci görüşmede İmralı'ya götürecekler. Yapılan sadece bir postacılık mıdır onu bilmiyoruz. Bunu zaman gösterecek. Detaylı bir açıklama yapacaklarını söylemişlerdi ama yaptıkları açıklamada doğrusu detay yok. Bazı siyasi partilerle bizim de görüşmelerimiz oldu. Bu görüşmelerden bizim çıkardığımız sonuç şudur, hem o heyettekiler hem de siyasi partilerin heyetleri bu görüşmeleri yaparken aslında konu ile ilgili sürecin nereye evirileceği ile ilgili çok net bilgilere sahip değiller. İnşallah kamuoyu yakın bir zamanda meselenin ne olduğu ve sürecin nereye gittiği konusunda daha sağlıklı bir şekilde bilgilendirilir diye temenni ediyoruz." diye belirtti.
"Diğer illerdeki temaslarımızı da bitirdikten sonra bu konularla ilgili daha kapsamlı bir açıklama yapacağız"
Yapıcıoğlu bu konuya dair son olarak "Biz Batman'daki ve diğer illerdeki temaslarımızda bu konularla ilgili görüş alışverişinde bulunacağız. Kendi hemşerilerimizin görüşlerini de aldıktan sonra yakın bir zamanda inşallah diğer illerdeki temaslarımızı da bitirdikten sonra bu konularla ilgili daha kapsamlı bir açıklama yapacağız." dedi.
Ekonomik sıkıntılar…
Batman'da gerçekleştirdiği ziyaretlerde vatandaşın ekonomiye dair eleştirilerini de dile getiren Yapıcıoğlu, şunları kaydetti:
"Bugün yaptığımız ziyaretlerde ayrıca dile getirilen bir husus vardı, ekonomik sıkıntılar... Özellikle bölgemizdeki illerde işsizlik oranı batıya göre daha fazla. Bu sadece bugünkü bir mesele değil, uzun yıllardır bu böyle. Yani genç işsizlikte hem de genel manada işsizlik oranlarında aşağı yukarı Türkiye ortalamasının 2 katı gibi bir rakamla karşılaşıyoruz bölgemizde. En son emekli maaşları gündemdeydi, emekli maaşlarına yapılan zam ile ilgili en yüksek emekli maaşının 14 bin küsur liraya yükseltilmesi gerçekten emeklilerimizi çok ciddi bir hayal kırıklığına uğratmıştır. Bunu belirtmekte fayda görüyorum. Zira o parayla geçinmek evin bütün masraflarını karşılamak şöyle dursun sadece mutfak masraflarını karşılamak bile imkânsız. Dolayısıyla bu parayla emeklilerinizden geçinmelerini beklemek vicdana sığmıyor. Mutlaka ne yapıp edip arada düzenleme yapmak suretiyle bu konuya bir el atmak ve emeklilerimizi rahatlatacak bir adım atmak gerekir."
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunduktan sonra STK temsilcileriyle basına kapalı görüşen Yapıcıoğlu ardından, kentteki âlimler ve kanaat önderleriyle bir araya gelerek kentteki temaslarını sürdürdü.
Yapıcıoğlu'nun yarın da gün boyu kentteki temaslarının devam edeceği öğrenildi.