Partisinin 4. Olağan İl Kongresine katılmak üzere geldiği Van’da bir takım temaslarda bulunan Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu, Van İl Başkanı Rasim Sayğın ve teşkilat mensupları ile birlikte Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, Meclis ve Oda Organ Üyeleri ile bir araya geldi. Ziyarette, Van’ın kabarık “sorun dosyası” Genel Başkan’a verildi.

Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleşen programda, Meclis üyeleri ile iş inşaları kentin sorunlarına ilişkin Genel Başkan Yapıcıoğlu’na sorular yönelterek çözüm noktasında destek istedi.

Yapıcıoğlu’nun ve partisinin Van’ın sorunlarına vakıf olduğunu belirten Başkan Necdet Takva, kentin sosyo-ekonomik durumu hakkında bilgi verdi. Takva, “Bizim şehrimiz Türkiye'deki 81 vilayet içerisinde, gayrisafi yurtiçi hasıla rakamları açısından, sosyoekonomik gelişmişlik endeks bakımından 76. sıradadır. Bir milyon 150 bin insanın yaşadığı bu kadim coğrafyada biz bunun hak edilmiş bir süreç olmadığına, bir kader olmadığına inanıyoruz. Dolayısıyla burada bir haksızlığın ve yönetimsel zafiyetin olduğunu düşünmekteyiz. Burada yaşayan insanların başladıkları gibi ömürlerinin sonuna kadar huzurla bu şehirde yaşamalarını istiyoruz. Aslında ülkemizin bütün kentlerindeki insanların bulundukları yerde huzurlu ve mutlu bir refah içerisinde yaşamalarını arzu eden bir bakış açısına sahibiz. Ne yazık ki örneğin bir Marmara Bölgesi'nde kişi başına düşen ve hasılayla Van’da ya da TRB2 bölgesi dediğimiz Van, Muş, Hakkari, Bitlis ölçeğinde baktığımızda 5’te biri hatta 6’da biri düzeyinde bir gelire sahip olduklarını ve bunun da ülkenin sürdürülebilir bölgesel ekonomik politikasına denk gelmediğini düşünüyoruz. Beş buçuk tane Vanlıyı bugünkü reel rakamlar üzerinden bir Kocaeliliyle eş değer tutmamalıyız. Siyasetin gücüne inanan, siyasetin bir çözüm merkezi olduğuna inanan bir anlayış olarak da bu taleplerimizi hem bugün itibariyle zati alinize ve heyetinize, sizden önce de bizi ziyaret eden hükümet yetkililerine ve karar vericilere aktarma çabası içerisindeyiz. Bu mümkün müdür? Yani bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını asgariye indirme gibi bir çaba, bir anlayış, bir politika mümkün müdür? Bizce mümkündür. OECD, malumunuz yüze yakın ülkenin ortak olduğu bir ekonomik platformdur. OECD diyor ki, bir ülkenin en gelişmiş bölgesiyle, en az gelişmiş bölgesi arasındaki makasın maksimum ama maksimum 30 birim olması lazım. Yani siz ülkenin batısında 100 birim bir gelir tesis etmişseniz en az gelişmiş bölgesinde de 70 birim bir gelir tesis etmelisiniz. Dolayısıyla arada mutlak eşitlikten bahsetmeyeceğimize göre bu farkın 30 bin olması lazım Ama bugün bakıyoruz bu fark 80 bindir. Bu kabul edilebilir, sürdürülebilir bir ekonomik politika değildir. Bu konuda mecliste olmanız hasebiyle iktidara da bu anlamda yakın duruşunuz bir avantaj olarak bizim nezdimizde görünüyor. Dolayısıyla bu mesajların, bu talebin doğru bir şekilde aracılığınızla orada ifade edilmesi bizlerde büyük bir memnuniyet yaratır” dedi.

“ARADAKİ MAKASI KAPATMAK MÜMKÜN”

İş insanlarıyla bir arada olmaktan mutlu olduğunu dile getiren Yapıcıoğlu, “Sizin de belirttiğiniz gibi memleketimizde bölgeler arası kalkınmışlık farkı, gelir dağılımındaki adaletsizlik bizim de gündemimizde bizim de parti programımızda değindiğimiz hususlardan bir tanesidir. Genellikle hükümetler hem şimdiki hükümet hem önceki hükümetler basmakalıp bir gerekçe ile bunu izah etmeye çalışıyorlar. Diyorlar ki sermaye ürkektir güvenliğin, huzurun olmadığı yerde sen veya durmaz, kaçar gider. Biz de diyoruz ki; güvenliği sağlamak da sizin sorumluluğunuzdadır. Vatandaşa ekmek kapısı açmak huzuru temin etmek, aş ve iş temin etmek de sizin sorumluluğunuzdadır. Dolayısıyla bir sorumluluğunuzu yerine yeterince getirememenizi diğer sorumluluktan kaçmak için bir bahaneye, bir gerekçeye dönüştürmeyin. İkisi de sizin göreviniz, ikisi de yapmanız gereken işlerdir diyoruz. Maalesef hem Van, Muş, Bitlis, Hakkari, hem Siirt, Şırnak, Batman, Mardin bölgesi işsizliğin en yüksek olduğu bölgeler. Gelir dağılımından en az payın alındığı bölgeler. Sanayileşmenin en az olduğu bölgeler. Bu gerçekliğimiz var. Fakat bunu değiştirmek, bunu dönüştürmek, bunu tersine çevirmek, aradaki makası kapatmak mümkündür. Serbest piyasa ekonomisinde özel sektöre devrediliyor. Hatta daha önce devletin yaptığı pek çok iş de özel sektöre bırakılıyor ama diyoruz ki güvenlik yeterince sağlanmadığı için özel sektör gelmiyorsa bu bölgelere, belki bir ara formülü olarak ya da geçici bir dönem için o zaman kamu bizzat kendisi doğrudan doğruya yatırımlarla o bölgede istihdamı arttırmalı, sanayiyi o bölgelere götürmelidir.  Eğer özel sektör yapmıyorsa kamu bu işe el atmalıdır. Size göre Van’ın sorunu nedir ve bu sorunların çözümü için birlikte ne yapabiliriz? Ya da bize düşen sorumluluk nedir? Biz ne yapabiliriz? Değerli fikirlerinizi dinleyip bu sorunların çözümü noktasında üzerimize düşeni de yapma konusunda bir azim, bir gayret içerisinde olacağız” ifadelerini kullandı.

“KATI MERKEZİYETÇİ YÖNETİM MODELİ İYİ BİR MODEL DEĞİL”

Daha sonra oda üyeleri ve iş insanlarının sorularını yanıtlayan Yapıcıoğlu, “Aslında bu değindiğiniz, bahsettiğiniz hususların tamamı bizim parti programımızda var. Bizim inancımıza göre, katı merkeziyetçi yönetim modeli iyi bir model değil. Biz zaman zaman Ankara'da merkezi hükümetin yetkilileriyle bir araya geldiğimizde onlara da söylüyoruz. Diyoruz ki, uzaklardaki memleketin uzak diyarlarındaki sorunlar burada, masa başında doğru bir şekilde görülmeyebilir, görülemeyebilir ve çoğunlukla da görülmüyor. Yerelin ihtiyacını daha iyi tespit etmek ve ona daha makul çözümler geliştirmek, yerelden daha mümkündür. Bu şu demek değildir, yerelde oturan kim olursa olsun mutlaka o sorunlara çok daha iyi, çok daha kalıcı çözümler getirecek. Böyle bir keskin bir ayrı mı ayırmıyoruz? Fakat genel manada yönetimin katı merkeziyetçi olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle alanı geniş olan memleketlerde bu daha büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu.

"BİZ NE KADIN DÜŞMANIYIZ NE DE KADININ EMEĞİNE KARŞIYIZ"

Kadın girişimciler ve kadının iş yaşamındaki yerine ilişkin soruyu cevaplayan Genel Başkan Yapıcıoğlu, “Algı oluşturulmaya çalışılıyor. Birileri işi kadın düşmanlığına kadar vardırdı. HÜDA PAR, kadın düşmanı dedi. Şimdi ben bir kadının oğluyum, ben bir kadının eşiyim, ben bir kadının babasıyım. Ben nasıl kadın düşmanı olabilirim ki? İnsan kendi kızına, kendi eşine, kendi annesine düşman olabilir mi? Biz şuna inanıyoruz, insana çalıştığının karşılığından başkası yoktur. Bakın dikkat edin insana, erkeğe ya da kadına değil. Bizim yaklaşımımız budur. Biz diyoruz ki, kadın veya erkek kim çalışmak istiyorsa, kim bir girişimde bulunmak istiyorsa, kim bir yatırımda bulunmak istiyorsa, kim bir üretimde bulunmak istiyorsa ya da kim emeğiyle geçinmek istiyorsa onun önü açıktır. Hiç kimse engelleyemez bunu, engellememeli. Ama aynı zamanda şunu söylüyoruz, kadının fıtratı biraz farklıdır. Zor işler yaptırılmamalı. Mesela kadınlar asla bir madende çalıştırılmamalıdır, çalışmamalıdır. Kadın bir iş yaparken, bir iş yapmak isterken onun fiziki ve psikolojik özellikleri göz önüne alınarak yapabilecekleri işleri yapmalı. Yapamayacakları işlere zorlanmamalı. Bunu söylediğimizde sanki kadının aleyhine bir şey söylüyormuşuz gibi bir algı oluşturmak istiyorlar. Bizim ümmeti olmakla iftihar ettiğimiz Hazreti Peygamber efendimizin eşi Hazreti Hatice annemiz bir girişimciydi. Birilerinin iddia ettiği gibi biz ne kadın düşmanıyız ne de kadının emeğine karşıyız. Ama biz diyoruz ki kadın çalışacağı zaman pozitif ayrımcılık yapalım” diye belirtti.

Soru cevap şeklinde devam eden toplantı toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. Van TSO’nun hazırladığı Van’ın sorunları dosyası Başkan Necdet Takva tarafından Genel Başkan Yapıcıoğlu’na verildi.

Editör: Suat Tink